Panik Atak
Sezonun flaş ekibi İstanbulspor'u ilk göz çıplak gözle izledik. Aykut Kocaman "taş gibi" bir takım yaratmış... Sahanın her yerinde agresif pres yapan İstanbulspor'a karşı Göztepe, ilk 15 dakikada dikkatli oynamasa, daha büyük bir şok yaşayabilirdi.
Maça "tedbirli" girişin ardından Göztepe, İstanbulspor'un presten düşmesiyle gol arayışlarını başlattı... Ve rakibin en agresif oyuncusu Andre Pinto'nun iki sarı kartla oyun dışı kalması sonucu da, 34.dakikadan itibaren 10 kişiye karşı oynama avantajını yakaladı. Ne varki bu avantaj Göztepe'ye, pskiyatride "panik atak" denen tabloyu yaşattı. İstanbulspor 2. yarıda sahasına çekilince, tek kale hücum oynama deneyimine sahip olmayan Göztepe, telaşlanıp ne yapacağını şaşırdı. Tüm hatlarda inanılmaz dağınıklık başgösterdi. Geride topu, sık sık sol kanattan oyuna sokma zorunluluğuyla karşı karşıya kalan Servet, tribünlerin ödünü koparıp durdu.
Forveti "yüzü kaleye dönük oynatma" zorunluluğunu ısrarla vurgulayan Ümit Kayıhan, maç boyunca, başta Korhan olmak üzere tüm oyuncularını sıfıra inme konusunda defalarca uyarmasına rağmen, istediğini bir türlü yaptıramadı. Şuursuz hücumlarda "gol pası" yerine sayısız "doldur boşalt" üretildi. Tabii bunlar da sonuç vermedi. Sıfıra inerek gol pası üretmek çok az düşünüldü. Sol kanatı Zafer Uysal'la onaran Kayıhan, sağda Kenan Arayıcı ile aynı şeyi yapabilirdi. Nedense yapmadı. İstanbulspor'un kaçırdığı son dakika fırsatıyla da, beraberlik sevinilen sonuç haline geldi.
Halil Kiraz
Anlamsız Telaş
Ligin ikinci yarısına çok iyi başlayan Göztepe, dışarıdan getirdiği puanların avantajını kaybetmemek için, İstanbulspor'u Alsancak'ta yenmek zorundaydı. Tabii, çok zor bir maçtı. Ancak Göztepe'nin "taraftar" gibi "büyük" bir avantajı da vardı. Sarı-kırmızılı takımın üzerinde, anlamsız bir stres ve telaş vardı. Bu da İstanbulspor maçındaki "kazanma mecburiyetinden" kaynaklanıyordu. İlk 15-20 dakikalık bölümü, tempolu ve "kıran-kırana" geçen maçı, bu bölümde hakem Yılnur Önen'in verdiği "tutarsız" kararlar gerdi. Sahada tansiyon yükseldi. Neyse ki, futbolcuların sağduyusu olay çıkmasını engelledi. Hakemin cebinden Pinto için çıkan kırmızı kart ise "caydırıcı önlem" oldu.
Sarı-kırmızılı ekip, 2.yarıda sadece "savunmayı düşünen" rakibini, adeta sahasına hapsetti. Ancak Göz-Göz, telaşını bir türlü bastıramayınca, oyun kurmakta zorlandı. Sol kanatta, önce Mehmet, ilerleyen dakikalarda da Zafer Uysal ile çok iyi işler yapan, bu kulvarda hakimiyeti sürekli elinde tutan Göztepe, golcülerinin gününde olmaması yüzünden, ceza alanı üzerinden son vuruşları bir türlü yapamadı. Göksel, sağ kanatta, Mehmet ve Zafer kadar başarılı değildi. Çok bindirme yaptı, ama topları olumlu kullanamadı. İkinci yarının hemen başında Zafer Biryol'un, kendisine "al da at" diye bıraktığı topu, Mustafa'nın kaleciye nişanlaması, Zafer Uysal'ın ortasında Zafer Biryol'un kafa şutunun direkte patlaması, Göztepe adına şanssızlıktı. Dünkü maçta tüm kozlarını oynayan Ümit Kayıhan'ın, Mustafa'nın yerine sahaya sürdüğü Ersen Martin de gününde değildi. Biraz şanssızlık, biraz telaş ve biraz da beceriksizlik, Göztepe'nin dün İstanbulspor'dan 3 puan almasını engelledi.