Çağatay Çağlar
Tatil bitsin
Yine düştük yollara. Berk Optik’in sahibi sevgili ağabeyim Levent Pala ile 700 kilometre yolculuğun ardından bizi Alanya’da İzmirli turizmci Korkut Oray karşıladı. Hava mükemmeldi, fair-play adına her şey güzeldi ama özellikle Göztepe adına ilk yarıda yazacak hiçbir şey yoktu. Sanki tatildeydiler. Sahada on bir futbolcu var; ama Göztepe’den kimse yok(!). İddia ediyorum, Göztepe ikinci yarı oynadığı futbolu maçın tamamına yaysaydı bırakın yenilmeyi fark atardı fark. İkinci devre değişiklikleri yerindeydi. Akif, Bulut ve Ferdi takıma hız kazandırdı. Göztepe’nin üzerindeki ölü toprağı adeta kalktı. Ancak keşke daha önceden Recep de kadroda düşünülseydi; çünkü fuleli genç oyuncu bu maçta bana göre iş yapardı. Fethiye (2), Turgutlu (2) ve Alanya’da kaçan 3 puan yazık, çok yazık. Göztepe bu olmamalı, olamaz da. Sonuçta futbolda bunlar var; ancak şu anda Akif hocaya isyan zamanı değil. Zaman; birlik, beraberlik ve Göztepelilerin bütünleşmesidir. Çarşambayı bekleyip görelim. Bu saatten sonra Akif hocanın yerine kim gelecek? Bana Trapattoni’yi mi getireceksiniz? Sahadaki oyuncuların ilk yarıda sergilediği performans ile Akif hoca ne yapsın? Mert, Şadi, Ali, Hüseyin sanki sahada değildiler. İkinci yarı Akif’in oyuna girmesiyle orta sahada Ali de toparlandı, Göztepe de. Ama santrafor eksikliğini, golcü eksikliğini Ferdi’yle çözmeye çalıştı, olmadı. Sol çizgiye Bulut’u aldı, o dahi iki pozisyon buldu, gol yapamadı. Eray vurdu, top üst direkten döndü. Evren, 3 pas içerisinden vurdu, top yan ağlarda kaldı. İkinci yarı daha nice pozisyonlar geldi geçti; ama ne şans ne de top istedi Göztepe’nin galibiyetini. Sonuçta lig uzun, futbolcular tatil modundan çıkıp Göztepe’de top oynadıklarını unutmamalılar. Yolunuz açık, şansınız bol olsun
Burak Hakerler
Sabırlar taşıyor
Ve maç bitti. Alanya'ya mutlak galibiyetle gelen Göztepe'de hüzün, Akdeniz temsilcisinde ise haklı sevinç vardı. "Haklı" diyorum çünkü, formayı terleten ve 90 dakika boyunca savaşan onlar, özellikle ilk yarı şuursuzca top oynayan ise Göztepe'ydi. Hal böyle olunca, mağlubiyette kaçınılmaz oldu. Durumu aslında maçtan sonra en güzel Akif Başaran özetledi: "Alanya yorgunluktan mahvoldu, biz ise sadece durduk."
Özellikle ilk yarıda sarı-kırmızılıları tanımakta güçlük çektim. Öyleki Göztepe ilk atağını 36'da Mert Somay'la buldu. O da organize değil, Ali'nin serbest vuruşundan gelen pozisyondu. Ferhat'ın ve yine Mert'in uzaktan gol denemeleri vardı, hepsi o kadar. Kanatlar top taşımıyor, golcüler ise ortada yok. Golcüler demişken; büyük ümitlerle alınan Şadi Çolak ve Kasımpaşalı Hüseyin Kartal yine yokları oynadı. Koşan ve mücadele eden Alanya savunmasına, çakılı ve durağan bir oyun oynayarak karşılık veren ikili, pozisyona bile giremedi. Hüsrana uğrayan Teknik Direktör Akif Başaran da Hüseyin Kartal'ı ikinci yarının başında, Şadi'yi ise 73'te oyundan almak zorunda kaldı. İkinci yarıda Alanya savunması geriye çekilirken, golü yiyince uyanan Göztepe baskı kurdu rakip kalede. Takım hüviyetine bürünen Göz-Göz, özellikle sağdan Eray'ın getirdiği toplarla rakip kalede etkili olmaya çalıştı. Ama bu kez Altınordu'dan tanıdığımız kaleci Yakup geçit vermedi Göztepe'ye. Ve sezon öncesi şampiyonluk hedefi ile yola çıkan Göztepe, üçüncü haftayı da 3 puansız kapadı. İzmir'den 620 kilometrelik yolu tepip de Alanya'ya gelen taraftarlar, maç sonu hüzün yaşadı. Henüz ligin başı ama görüntü hiç umut verici değil. Bu arada Alanya ve Göztepeli taraftarları kutlamak isterim. Kısacası Alanya'da dün futbol sahada oynanıp sahada bitti. Hep böyle...