Play-Off grubunun 2.yarısının başladığı hafta da, artık yavaş yavaş gruplar da oluşmaya başladı. İlk 4 için oynayan 5 takım ile 5-6-7 sıralar için oynayacak olan diğer 5 takım hemen hemen belli oldu, tabii büyük bir sürpriz olmazsa. Hatta ilk 5 takım içerisinde Tepecik'i çıkan ilk takım olarak da sayabiliriz (2 maç daha kazandığı takdirde şampiyon olarak değil belki ama 6 puan farkla ilk 4 içinde muhakkak yer alır).
Bu sebeple, ilk 5 içerisinde yer alan takımlardan Kahramanmaraş ile oynadığımız maç oldukça kritikti ve herkesin kazandığı haftada, bizim de kazanmamız gerçekten çok önemliydi.
Vasatı aşamayan ama sonuçta galibiyet ile bitirdiğimiz bir maç oldu. Eğer önemli olanın galibiyet olduğunu düşünürsek, amacımıza ulaştık, fakat oynanan futbol gerçekten seyreden hiç kimseyi tatmin edemedi.
Burada futbolcuların formsuzlukları, yetersizlikleri ile birlikte Akif Hocanın yaptığı hatalar da oldukça etkendi.
İlk olarak futbolculardan başlayalım;
İlk eleştirim Süper Lig topçusu olduğunu bildiğim, takımın en kaliteli oyuncularından biri olan Mehmet Akif'e. Ne yazık ki dün kendisini saha da göremedik, hoca da zaten 55 dakika kendisine tahammül edebildi. İnanılmaz formsuz bir durumda, aldığı her topu ezdi, her topu olumsuz kullandı. Onun kalitesinde bir futbolcunun, 3.ligde ligin en değerli oyuncusu olması gerekir. Yalnız burada öğrendiğim çok kritik noktalar var. Birincisi M.Akif’in hala sakat olduğu ve tam olarak iyileşemediği. 2.si sözleşmesinde ortaya çıkan ciddi bir problem yüzünden sıkıntılı olduğu, bir diğeri ve en önemlisi ise aslında M.Akif’in 2.ligde şampiyon olan Eskişehirspor’da ve tüm kariyeri boyunca ön libero (DMC) olarak oynadığı ve yerinde çok başarılı olduğu. Yani bizim bildiğimiz gibi 10 numara, 2.gizli forvet ya da sağ, sol orta saha oynamamış. Akif Hoca onu kariyeri boyunca oynamadığı bir yerde oynatıyor. Belki verimsiz ya da az verimli olmasının sebebi bu.
Bir diğer oyuncu da Alparslan. Üzgünüm ama Alparslan bu takımın en zayıf halkası. Oyundan çıkana kadar Maraş tüm tehlikeli ataklarını bizim sol kanadımızdan yaptı. Ne zamanlaması doğru, ne de kademe anlayışı. Nerede duracağını dahi tam olarak bilmiyor. Hangi akla hizmetle transfer edilmiş anlamak gerçekten çok zor. Ha o zaman sorabilirsiniz, Bulut sakatlındığında, kart cezası olduğunda takımda o mevkide oynayacak oyuncu yok kim oynayacak diye, bende o zaman şöyle cevap verebilirim. Altyapımızda Efe Kura adında 91 doğumlu bir çok kez genç milli takımlar forması giymiş ve hocaları tarafından çok iyi bir futbolcu olacak denen bir oyuncumuz var. Saçma sapan bir oyuncuyu kadroya alıp A takım idmanlarına çıkartacağına, alt yapıdan yetişmiş oyuncunu A takımı idmanlarına çıkartırsın, çocuğun gelişimini izlersin, gerekirse 1-2 maçta sonradan oyuna sokarsın, denersin. Altay amatörden kiralık alınan, Mezgitlispor'dan, bilmemne spordan alınan oyuncularla idman yapacağına altyapından oyuncuların ile idman yaparsın, gerekirse onlardan faydalanırsın. Şu an süperligde değiliz, 3.ligdeyiz. Bu oyuncuları bu liglerde yetiştiremeyecez de hangi liglerde yetiştirebileceğiz? 3.ligde bu oyunculara dakika veremiyorsak hepsini gönderelim gitsin.
Dün çok güzel bir gol atmasına rağmen Mert Somay’da ne yazık ki vasatı aşamadı. Onun kalitesindeki bir futbolcudan çok daha iyi bir futbol bekliyorum. Tamer is dün gene ne yazık ki güven veremedi kalede. Hele bir pozisyonda zamanlamasını o kadar kötü yaptı ki, kafayla kendi kalemize gol atıyordu.
Ferhat ve Evren’e nazar değmesin. İkisi de aslanlar gibi oynadılar ve bu takımın en iyi topçuları olduklarını gene ispat ettiler. İddaam hala geçerli, ben Ferhat’ı süper ligde kolunda kaptanlık pazubandı ile görmek istiyorum.
Alparslan sakatlandıktan sonra sağ kanattan sol kanada çekilen Serdal’da ters ayakla oynamasına rağmen mücadelesini verdi. Hem sağ hem sol oynayabilen ender futbolculardan birisi herhalde. Tayfun ise her zamanki gibiydi. Ne fazla ne az. Standart.
Selçuk ile Fatih ise saçları gibi futbol stilleri de aynı oyuncular. İkisini aynı anda kullanmak ne yazık ki etkilerini azaltıyor. İkisinden biri oynamalı.
Tayfur Emre ise iç saha maçlarında eğer sakatlığı yok ise muhakkak oynaması gereken bir oyuncu. Rakip defans ile resmen boğuşuyor, hemen hemen her kafa topunu alıyor ve asist yapabiliyor. Bir de gol atma sorununu çözerse çok etkili bir forvet olacak. Zaten golde, o oyuna girdikten sonra onun asistiyle oldu. Oynaması şart.
Takım kadroları geldiğinde Ali Mumcu’nun olmamasına çok şaşırmıştım. Bence gene iç saha maçlarına oynaması gerekli olan futbolcuların başında geliyor. Ara pasları, etkili şutları ve özellikle duran topları kullanmadaki başarısı ile iç saha maçlarında takımda olmalı. Dün bir çok duran top kazandık ama hiçbirinde etkili olamadık, oysa Ali Mumcu’nun sahada olduğu maçlarda bu toplar hep büyük tehlikeler yaratmıştı.
Recep’in bu takıma kazandırılması şart. Sakatlığının önemli olmadığını biliyorum, Akif hoca’nın klasman grubunda 9 gol atmış, kendini ispatlamış gerçek bir Göztepeliye takımda yer bulması gerekiyor.
Akif Hoca’ya gelirsek; bence eğer sakatlık yok ise çıkardığı kadro yanlıştı. 2 tane aynı tip forvet ile(ikisi de hızlı ve boş alana ihtiyaçları var) kendi sahanda maça çıkmak doğru değildi. Keza Tayfur Emre girene kadar ne adam akıllı pozisyona girebildik, ne de gol oldu. Ayrıca Ali Mumcu’nun da iç saha maçlarında oynaması lazım. Oyuncu değişikliklerinde de hoca geç kaldı. M.Akif’e 55 dakika dayanması bir mucize. Doğru tercihler yaptı ama geç kararlar aldı. Gerçi bunda sakatlık yüzünden ilk oyuncu değişiklik hakkını kullanması da olabilir.
Artık bundan sonra kendimizi daha yukarılara çıkartacak puanların peşinde olmamız gerekiyor. Belli oldu ki iç sahamızda rakiplere kolay puan vermiyoruz ama deplasman karnemiz çok kötü. Eğer yukarıda iddaalı bir yerde olmak istiyorsak, deplasmanlardan da puan veya puanlarla dönmek zorundayız. Bunun için en uygun maçlardan biri de Hatayspor maçı. Umarım bu maçtan 3 puan alarak iddaamızı daha da kuvvetlendiririz.
Herşey Tek Büyük GÖZTEPE için.
Ahmet Sabuncu