Sanırım listten Tavşanlı'ya giden olmamış bu hafta. Bu yüzden tribünde bu hafta yazısını haddim olmayarak ve futbolu bilen tüm arkadaşlarımızdan özür dileyerek ben yazmak istiyorum.
4 Martı 5 Marta bağlayan gece Antalya'dan 10 arma sevdalısı olarak yola çıktık. (10 kişinin 2 si de o saatte Burdur dan kalkıp gelen üniversiteli kardeşimizdi.) Denizli'den saat 05.00 sularında 11 tane üniversiteli arkadaşımızı da alarak 21 kişi olarak yola devam ettik. Sivaslı'da verilen bir çorba molasından sonra Uşak-Gediz-Çavdarhisar-Örencik yolunu takiben Tavşanlı'ya saat 10.30 da ulaştık. Bu arada Örencik girişinde Jandarma tarafından durdurulduk. Sadece nereye diye sordular maça dedik. Yolunuz açık olsun dediler ama biz hareket ederken telsiz ile Tavşanlı'ya geldiğimizin bildirildiğini de gördük.
Tavşanlı girişinde 2 polis memuru bizi durdurdu. Bu arada sulu kar yağmaya başlamıştı. Kontenjanın 75 kişi olduğu ve araç plakalarının bildirildiğini bunların dışında gelecek tüm araçların döndürüleceğini bildirdiler. Sonrasında 5 ekip arası geldi. Komiser İlker Bey ile birlikte İzmir'den gelen Hakan Bey (polis memuru mu yoksa komiser mi soramadım) bize durumu izah ettiler. Ben bu arada M.Fatih Öcal Beyi aradım. O da Hakan Beyle konuştuğunu, sabırlı olmamız gerektiğini, ellerinden geleni yaptıklarını söyledi ve bekleme beşladı. Sonrasında başta Emniyet amiri İlker Bey ve Hakan Beyin iyiniyetli yaklaşımları sonucu biletlerimizi o noktada alarak stada doğru yola koyulduk. Bu arada Bornova'dan bir dolmuş ile gelen arkadaşlar ve bir özel taksi de bizim ile birlikte geldiler. Stada geldiğimizde Türkiye'nin dört bir tarafından gelen kardeşlerimizi gördük. Bizim saydığımız 8 minibüs 1 adet 403 (yalı grubu) ve 14 özel araba vardı. Tribünlere girdikten sonra bizim canımızı sıkan tek olay gerçekleşti.
Yalı grubu tribüne girdikten sonra yan taraftaki diğer tribüne geçti. Ve geçerken de aynen şu söz söylendi:' YALI GRUBU BU TARAFA GEÇSİN' Biz üzüldük. Bir hayli moralimiz bozuldu. Çünkü yaklaşık 250 kişi idik ve Tavşanlı ada stadını inletmeyi beklerken taraftarın tribünde ikiye ayrılması bizi çok üzdü. Umarım benim bilemediğim çok haklı ve mantıklı bir sebebi vardır.
YALI GRUBUNUN AÇIKLAMASI :
edilen tribunu doldurdugu için daha sonra gelen arkadaslarımıza yer
kalmamıştı.Bir şekilde sıkış tepiş girilebilirdi ama daha önce tribun
çöktüğü için emniyet böyle bir riske girmek istemedi arkadaslarımızın
konusmasıyla diğer tarafa geçmemize izin verildi.Daha sonradan gelen Yalı
Grubu oldugu içinde dogal olarak Yalı Grubu o tarafa geçti.)
Maç başladı. Tavşanlı takımı sanki şampiyonlar ligi finali oynarcasına her topa 4-5 kişi birden saldıran, sahanın her tarafında basan bir takım görüntüsündeydi. Takımımız orta sahada top tutamadığı için ilk yarı bizim hemen önümüzdeki kalede oynandı. Yani bizim kalemizde. Taraftar ikiye bölünmesine rağmen 20. dakikadan sonra her zamanki muhteşem performansına ulaştı ve Tavşanlı seyircisi oturup tribün şovlarımızı izlemeye başladı. Ancak bizim bu gayretimiz bile takımı ateşleyemedi malesef.
İkinci yarıda takım daha derli toplu idi. Devre arasında bizde Antalya-Denizli grubu ve diğer illerden gelen bir kaç arkadaşımız ile birlikte Yalı grubunun bulunduğu bölüme geçtik. Gel gör ki bu kez sahada daha iyi oynayan takımımıza rağmen taraftarımız oturduğu yerden ikinci yarıyı izledi. Ferhat'ın hemen önümüzdeki pozisyonda 2 metreden kafa ile topu ağlara gönderememesi bizi adeta kahretti. Ne yapalım sağlık olsun dedik. Zira takım10 kişi de olsa iyi oynuyordu. Ama olmadı. Tamamen art niyetli hakem atağımızı kestiği yetmemiş gibi topu bize vermesi gerekirken hem Tavşanlı'lı oyuncuya verdi hem de Mehmet Akif i anlaşılmaz şekilde dışarı attı.
Maç bittiğinde en azından puan sıralamasında altımızda olan Tavşanlı'yı yine aynı farkla altımızda tuttuğumuzu düşünerek teselli olduk. Aynı güzergahtan geri döndük. Bu arada 'ben de İzmir çocuğuyum. Sizin mağdur olmamanız için elimden geleni yapacağım diyen ve de yapan İlker amirimize de teşekkür etmeyi ihmal etmedik. Sağolsun.
Bu yolculukta 1480 km toplam yol katettik. Üşüdük, ıslandık, üzüldük ama coşkumuzu hiç yitirmedik. Armaya olan sevdamızı ve imanımızı bir kez daha yeniledik. Buradan organizasyonda büyük emeği geçen Kaan kardeşime, yolarda birlikte olduğumuz ve yolculuğumuzun her kilometresinde Göztepe'li duruşunu bozmayan ve en ufak bir olaya sebebiyet vermeyen Serhat,Ali, Erman, Özkan, Uğur ve Süleyman kardeşlerime, Burdur'dan ve Denizli'den bize katılan diğer kardeşlerimize de çok teşekkür ediyorum.
Antalya'dan selamlar sevgiler...
Mustafa Dalyanoğlu