2008 - 2009 Sezonu
Isparta Valiliği ve emniyeti: 2 Göztepemiz: 1
- Ayrıntılar
Olayların uzerinden geçmesini bekleyerek bir tribünde bu hafta yazısı yazmaya karar verdim. Maç sabahı saat 8'de; Denizli'den arabamla bir öğrencimi, Alptekin ve de Murat isimli Pamukkale Üniversiteli Goztepeliler'i de alarak yola çıktık.
Sakin ve de bol muhabbetli bir yol sonrası 10 sularında Isparta'ya ulastik. Sehir merkezindeki bir işhanının çay ocağında dördümüz kahvaltı yaparken içeri emniyetten iki kişi geldi. İşkilli yürek misali "acep bize mi geldiler?" derken tatlı bir izmir muhabbeti ve de Göztepemiz hakkında sorular başladı. Kafalarındaki ön yargılar bizle olan muhabbette dağıldı gitti o emniyet mensublarının. Biz sizleri bu şekilde tanımıyoruz dediler. Zaten bizlerin de her yere giderkenki en büyük problemimizin bu önyargılardan dolayı olduğunu vurguladık. Şehri dolaşacağımızı söylediğimizde dikkatli olmamızı, bir gün önce 40 kişilik bir grubun stad önünde taşkınlık yaptığından söz açtılar. Gerek sohbetimiz sırasında gerekse de sohbetimiz biterken karşı komşu tahrikine yol açılmazsa bu maçta olay olmaz diye teyit ederim dedim. Gülümsediler....
Şehri şöyle 1 saat kadar dolaştık. Esnafın ve de insanların ilgisi takdire şayandı. Aynı şekilde emniyet mensublarının gerek arabımızı park ederkenki gerekse bir yeri sorduğumuzda bize olan yaklaşımları üzerine bizimkilere dönüp bu kadar kibar eminyetle başka bir yerde karşılaşmayız herhalde, inşallah stad içi de böyle olur diye bir temmeni de bulunmuştum. ( Lakin bir temenni olarak kaldı bunların hepsi....)
Gezmekten sıkılınca, stada dogru yavas yavas maçın da havasına girerekten yürümeye başladık. Çarşıda bizim gibi münferid gelen İzmir'li bir grupla karşılaştık. Otelin önünde bir olay çıkmasın diye beklemişler bir müddet, emniyet gelince stada doğru koyulmuşlar. Kısaca şehir içinde atkılı polarlı bir halde iki buçuk saate yakın durduk herhangi bir olayla karşılaşmadan stada girdik. 1925 TD., Ezginler (Kendilerinden ilk defa Isparta'da haberdar oldum) , Antalya'dan Mustafa abi ailesiyle beraber ve Özkan Yılmazer - Türker Morava'nın grubu bizimle beraber stada giren ilk grubtuk. Yalı grubu maçın 13ncü dakikasında stada gelmişlerdi.
Stada girer girmez dikkatimizi malum olayları başlatan o pankart çekmişti. Bir kaç emniyet mensubuna maça kadar o pankartın indirilmesi gerektiğini söyledik. Bir şey olmaz dediler. Bir kaç emniyet amirine söylemeye kalmadan zaten tepkiler başladı. Fedai hoca bizim solumuzda maç için yerini almıştı. Yanında kulüpten soumlu iki kişi daha vardı. Maç başında malum tayfanın bir el pankartı daha görüldü. Aranızda ne kadar filan diye devam eden. Anladığımız şey bu adamların ellerindeki yeşil kırmızı KSK atkılarıyla bu pankartı açmış olmalarıydı. Biz bunlara tepki verirken emniyetten bize verilen tepkinin onda biri bu veledlere verilmiyordu. Neticede istenmeyen olaylar vukuu buldu. Maç içinde 3 şey tüylerimi diken diken etti. Birincisi Mustafa abinin ailesi hanımı ve de çocuklarının olayların tam merkezinde yer alırken bir darbe görme ihtimali ve de biber gazı aşağıda bir kaç taraftar üzerine sıkılırken onların da bundan etkilenme tehkilesi ile oradaki 10 yaşlarında bir çocuğun biz buradan nasıl çıkacağız baba diye ağlamaklı konuışması, İkincisi taraftarın tüm iyiniyetli uyarılarını dinlemeye tenezzül bile etmeyen emniyet müdürünün siz benim muhatabım değilsiniz deyip ben bunların hesabını maç çıkışı sizlerden soracağım diye sert açıklamaları, üçüncüsü yaşı başını almış abilerimizin ve de benim gibi orta yaş sınırındaki insanların bile en insani dert anlatma bahanelerini bile "JOP ÇEK!" diye bastırtıp üzerimize saldırtan ve hatta Fedai hoca ile kulüp müdürünün bile dar edilip stad dışına ancak bu şekilde çıkartılabilmesi bardağı taşırmayı bırakın testiyi kırdıran kareler olarak aklımızda yer etmiştir. Sağdaki emniyet mensubları nisbeten daha iyi niyetli ve de korumacıydılar. Ama soldaki amirlerle beraber oradaki emniyet mensubları ilk fırsatta üzerimize haçlı sürüsü gibi çullanıyorlardı.
Maçtaki gerilimi tribünlere pomlanış biçimi Isparta kalecisinin bizi işaret edip tellere çıkıp bir şeyler demesiyle başlamıştı. Maç sonrası da zaten aynı şekilde devam etti. Maç sonrası adamlar ter atma idmanı yaparken bize el kol hareketi apmaktan geri durmadılar. Koskoca stadda malum pankart ve de ellerinde bize karşı açtıkları pankartlar Yeşil ve de Kırmızı renklerle yazılmıştı. Isparta'nın renklerinin YEŞİL PEMBE olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. Bu pankartlar kesinen Isparta tribünlerinde hazırlanmış pankartlar degildir. Oyle bir kültürleri olsa tribünlerinde an azından bir tane Ispartaspor lehine bir pankart olurdu. Valiliğin terörle alakalı pankartından başka bir pankart yoktu Isparta tarafından hazırlanan pankart çalışmasında!....
Maça gelince böyle bir maçı anlatmak haramdır bu kadar olayın yaşandığı bir ortamda. Maç içindeki hakemin bize karşı sakatlarcasına girilen bir çok pozisyonu es geçmesi de sahadaki çocukları yalnız durumuna düşürdü. 1-1'i bulduğumuzda maçaı çok güzel kanatlara yaymayı becerebiliyorduk. Ki zaten Fedai hocanın sevincini bile hazmedemeyen oradaki emniyet amiri son darbeyi orada indirip belki de maçın kırılma noktasını başlattı. Ondan sonra takım anlaşılmaz bir şekilde haklı olarak defansa cekildi. Arada bir iki iyi kontra yaptık ama benim oturduğum tarafdan offside gibi gorunen bir durumda golü yiyince 2-1'den maçı kurtarmamız iyice zorlaştı.
Bu satırıları okuyan herkes ve de yönetim; Balıkesir ve de Isparta maçlarında maçın hafta sonunda ve de Alsancakta oynanması için elinden geleni yapmalı. O tirbünler ful çekmeli ve de adımızla şanımızla bu çukurdan çıkmalıyız. BİZ BURAYI ve BUNU HAK ETMİYORUZ!
sevgilerle
Hakan TAŞPINAR
Amatör Taraftar
Sakin ve de bol muhabbetli bir yol sonrası 10 sularında Isparta'ya ulastik. Sehir merkezindeki bir işhanının çay ocağında dördümüz kahvaltı yaparken içeri emniyetten iki kişi geldi. İşkilli yürek misali "acep bize mi geldiler?" derken tatlı bir izmir muhabbeti ve de Göztepemiz hakkında sorular başladı. Kafalarındaki ön yargılar bizle olan muhabbette dağıldı gitti o emniyet mensublarının. Biz sizleri bu şekilde tanımıyoruz dediler. Zaten bizlerin de her yere giderkenki en büyük problemimizin bu önyargılardan dolayı olduğunu vurguladık. Şehri dolaşacağımızı söylediğimizde dikkatli olmamızı, bir gün önce 40 kişilik bir grubun stad önünde taşkınlık yaptığından söz açtılar. Gerek sohbetimiz sırasında gerekse de sohbetimiz biterken karşı komşu tahrikine yol açılmazsa bu maçta olay olmaz diye teyit ederim dedim. Gülümsediler....
Şehri şöyle 1 saat kadar dolaştık. Esnafın ve de insanların ilgisi takdire şayandı. Aynı şekilde emniyet mensublarının gerek arabımızı park ederkenki gerekse bir yeri sorduğumuzda bize olan yaklaşımları üzerine bizimkilere dönüp bu kadar kibar eminyetle başka bir yerde karşılaşmayız herhalde, inşallah stad içi de böyle olur diye bir temmeni de bulunmuştum. ( Lakin bir temenni olarak kaldı bunların hepsi....)
Gezmekten sıkılınca, stada dogru yavas yavas maçın da havasına girerekten yürümeye başladık. Çarşıda bizim gibi münferid gelen İzmir'li bir grupla karşılaştık. Otelin önünde bir olay çıkmasın diye beklemişler bir müddet, emniyet gelince stada doğru koyulmuşlar. Kısaca şehir içinde atkılı polarlı bir halde iki buçuk saate yakın durduk herhangi bir olayla karşılaşmadan stada girdik. 1925 TD., Ezginler (Kendilerinden ilk defa Isparta'da haberdar oldum) , Antalya'dan Mustafa abi ailesiyle beraber ve Özkan Yılmazer - Türker Morava'nın grubu bizimle beraber stada giren ilk grubtuk. Yalı grubu maçın 13ncü dakikasında stada gelmişlerdi.
Stada girer girmez dikkatimizi malum olayları başlatan o pankart çekmişti. Bir kaç emniyet mensubuna maça kadar o pankartın indirilmesi gerektiğini söyledik. Bir şey olmaz dediler. Bir kaç emniyet amirine söylemeye kalmadan zaten tepkiler başladı. Fedai hoca bizim solumuzda maç için yerini almıştı. Yanında kulüpten soumlu iki kişi daha vardı. Maç başında malum tayfanın bir el pankartı daha görüldü. Aranızda ne kadar filan diye devam eden. Anladığımız şey bu adamların ellerindeki yeşil kırmızı KSK atkılarıyla bu pankartı açmış olmalarıydı. Biz bunlara tepki verirken emniyetten bize verilen tepkinin onda biri bu veledlere verilmiyordu. Neticede istenmeyen olaylar vukuu buldu. Maç içinde 3 şey tüylerimi diken diken etti. Birincisi Mustafa abinin ailesi hanımı ve de çocuklarının olayların tam merkezinde yer alırken bir darbe görme ihtimali ve de biber gazı aşağıda bir kaç taraftar üzerine sıkılırken onların da bundan etkilenme tehkilesi ile oradaki 10 yaşlarında bir çocuğun biz buradan nasıl çıkacağız baba diye ağlamaklı konuışması, İkincisi taraftarın tüm iyiniyetli uyarılarını dinlemeye tenezzül bile etmeyen emniyet müdürünün siz benim muhatabım değilsiniz deyip ben bunların hesabını maç çıkışı sizlerden soracağım diye sert açıklamaları, üçüncüsü yaşı başını almış abilerimizin ve de benim gibi orta yaş sınırındaki insanların bile en insani dert anlatma bahanelerini bile "JOP ÇEK!" diye bastırtıp üzerimize saldırtan ve hatta Fedai hoca ile kulüp müdürünün bile dar edilip stad dışına ancak bu şekilde çıkartılabilmesi bardağı taşırmayı bırakın testiyi kırdıran kareler olarak aklımızda yer etmiştir. Sağdaki emniyet mensubları nisbeten daha iyi niyetli ve de korumacıydılar. Ama soldaki amirlerle beraber oradaki emniyet mensubları ilk fırsatta üzerimize haçlı sürüsü gibi çullanıyorlardı.
Maçtaki gerilimi tribünlere pomlanış biçimi Isparta kalecisinin bizi işaret edip tellere çıkıp bir şeyler demesiyle başlamıştı. Maç sonrası da zaten aynı şekilde devam etti. Maç sonrası adamlar ter atma idmanı yaparken bize el kol hareketi apmaktan geri durmadılar. Koskoca stadda malum pankart ve de ellerinde bize karşı açtıkları pankartlar Yeşil ve de Kırmızı renklerle yazılmıştı. Isparta'nın renklerinin YEŞİL PEMBE olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. Bu pankartlar kesinen Isparta tribünlerinde hazırlanmış pankartlar degildir. Oyle bir kültürleri olsa tribünlerinde an azından bir tane Ispartaspor lehine bir pankart olurdu. Valiliğin terörle alakalı pankartından başka bir pankart yoktu Isparta tarafından hazırlanan pankart çalışmasında!....
Maça gelince böyle bir maçı anlatmak haramdır bu kadar olayın yaşandığı bir ortamda. Maç içindeki hakemin bize karşı sakatlarcasına girilen bir çok pozisyonu es geçmesi de sahadaki çocukları yalnız durumuna düşürdü. 1-1'i bulduğumuzda maçaı çok güzel kanatlara yaymayı becerebiliyorduk. Ki zaten Fedai hocanın sevincini bile hazmedemeyen oradaki emniyet amiri son darbeyi orada indirip belki de maçın kırılma noktasını başlattı. Ondan sonra takım anlaşılmaz bir şekilde haklı olarak defansa cekildi. Arada bir iki iyi kontra yaptık ama benim oturduğum tarafdan offside gibi gorunen bir durumda golü yiyince 2-1'den maçı kurtarmamız iyice zorlaştı.
Bu satırıları okuyan herkes ve de yönetim; Balıkesir ve de Isparta maçlarında maçın hafta sonunda ve de Alsancakta oynanması için elinden geleni yapmalı. O tirbünler ful çekmeli ve de adımızla şanımızla bu çukurdan çıkmalıyız. BİZ BURAYI ve BUNU HAK ETMİYORUZ!
sevgilerle
Hakan TAŞPINAR
Amatör Taraftar
YORUMLAR
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar: