Saat 02:18, 15 Eylul, Pazartesi. Sadece dort saat sonra kalkarak yeni bir calisma haftasina baslamam gerek. Ancak kendimi alamiyorum ve tum haftaya yorgun baslayacagimi bilerek daginik dusuncelerimi toplayip, yaziya dokmeye calisiyorum.
14 Eylul Pazar gunu Bandirma'dan bizler mactan cikip Istanbul'a 21:30 feribotu ile donmeye calisirken, tum Turkiye yine Bandirma'da batan ro-ro gemisi ve kaybolan onlarca insanin haberi ile sarsiliyor.
Duygularim karisik... Oncelikle birkac saat once bulundugumuz Bandirma'da batan gemide kaybolan insanlara acil kurtulus diliyor, kurtarma ekiplerine muvaffakiyet diliyorum. Daha kotusunu henuz aklima getirmek dahi istemiyor ve Bandirmaspor – Goztepe macina geciyorum.
Istanbul'da hafta ortasindan beri yaptigimiz organizasyon sonucu Goztepe'ye Hizmet Dernegi olarak 15 kisi, Bulent Ozkul baskan ile birlikte 12:30'da Yenikapi'dan Bandirma'ya feribotla hareket ettik. Icimiz icimize sigmiyor. Cunku Izmir'den dort otobus, Istanbul'dan bir otobus Yali grubumuz Bandirma'ya akin edecegi haberlerinin sevki var. Sadece o mu? Ayrica Izmir'deki Hizmet Dernegi uyelerimiz ve 1925 Dernegi uyeleri de organize ve yoldalar!
Iki saatlik feribot yolculugunda Bulent Ozkul baskan tecrubelerini anlatiyor ve her cumlesi tarihimizi, Turk sporunu, Goztepe'yi biraz daha iyi anlamamizi sagliyor. Bu sekilde nasil gectigini anlamadigimiz bir yolculukla Bandirma'ya variyoruz. Feribottan cikmamiz ile, Bandirma emniyetinin bizi oraya "buyur etmesi" bir oluyor. Sagolsunlar, GoztepeLIST'i iyi takip etmisler ve gelecegimizi biliyorlar. Feribot iskelesinden stada kadar son derece "guvenli" bir sekilde polis eskortu ile gidiyoruz.
Stada girdigimizde orada okumakta olan alti yedi kardesimizden baska henuz kimsenin olmadigini goruyoruz. Mac saatini beklerken farkediyoruz ki Bandirma tum imkanlari ile bu maca kilitlenmis. Ilcenin (veya onlara gore
sehrin) tum ileri gelenleri orada, hatta asayis sube muduru Goztepe tribununde. Isin en hos tarafi, Bandirma asayis sube muduru dogma buyume Izmirli ve Goztepeli, henuz otuz dort yasinda piril piril bizden biri!!!
Mac basladiktan sonra hususen bekletilen otobuslerimiz getriliyor ve tribunumuz olusmaya basliyor.
Bandirma icin ayrilan kapali, acik ve protokol tribunleri tamamen dolu.
Goztepe bereketi yagiyor. Bu kadar kalabaligin ilk kez toplandigini Bandirma'lilarin kendileri soyluyor. Kolay degil, misafirleri Goztepe!
Macin 20. dakikasi itibari ile Izmir'den gelen tum arkadaslarimizin tribunde yerini almasiyla Goz Goz show basliyor. Bandirmaspor taraftarleri bir kamera ile Goztepe tribunlerini kaydediyor. Kaydediyor ki daha sonra etud edip, nasil taraftar olunur, nasil tribun olunur anlasin... Bandirma taraftari ile mac oncesi ve sonrasi dostluk kareleri hakikaten gorulmeye deger.
Yazimizin adi uzerinde "tribunde bu hafta". Benim isim ne oynan futbolu ne de hocayi elestirmek. Ben haddimi bilirim. Hocaya hocalik, futbolcuya futbol ogretmek benim isim degil. Ancak bir izleyici olarak yonetimimizden sunu talep ediyorum: Bu taraftara yazik etmeyin. Bu taraftara rahat mac seyrettirin. Bandirma ile berabere kaldik ve ortada gecen maci kaybetmedigimize sukrettik. Goztepe bu olmamali. Goztepe gittigi her yerde rahat bir oyun sonucu net bir skorla rakibini gecerek, alkislanarak oradan ayrilmali. Yonetimimize ve Goztepe'ye yakisan budur. Kombinesini alan, iceride ve disarida macina giden, lisansli urununu alan, velhasil, taraftar olarak gorevini yerine getiren insanlarin yonetimden hakli beklentisi budur.
Goztepe tribunleri bu sezonun ilk deplasmaninda yine show yapti ve farkini gosterdi. Bandirma, Goztepe sayesinde hayatinda cekmedigi seyirciyi cekti.
Hepsinden onemlisi fair-play ve dostluk kazandi. Mac esnasinda bir iki olumsuz olay disinda Bandirma ve Goztepe taraftari arasindaki dostluk ve dayanisma jestleri gorulmeye degerdi.
Oyunla ve skorla degil ama taraftarla ve olgunlugumuzla gurur duyarak donus yoluna yine polis eskortu ile ciktik. 21:30'da kalkacak olan feribotu beklerken, Istanbul'dan gelen ekip olarak buyuklerimizden yine efsaneyi dinledik ve Goztepeliligimizi percinledik. Hemen yanimda buyuk ve fedakar baskan Bulent Ozkul yarin (bugun) gazetedeki kosesinde yer alacak yazisini kaleme almaya calisiyor. Cevreme bakiyorum... Goztepe fenomeni nasil da her firsatta, her olayda, her yuzlesmede kendisi mutlak bir sekilde ortaya koyuyor? Bu nasil bir sevgi? Bu nasil bir fenomen?
Biliyorum ki, hayir; eminim ki, bu nuveden filizlenecek bir olusum Turkiye'de bir cigir acacak. Ve bunun hakkinda bilahare gorus ve dusuncelerimi paylacagim.
Skor ne olursa olsun, oynadigimiz takim kim olursa olsun cevreme bakip gurur duyuyorum. Cevremi saran insanlarin mesleklerini, hayat cizgilerini, geldikleri yerleri, gittikleri yollari dusunuyorum. Hepsi o kadar farkli, o kadar cesitli ki....
Milyon dolarlari olmadigi halde, Goztepe'ye UEFA ve Kupa Galipleri kupasinda yari finaller, ceyrek finaller yasatan, Turkiye ve Cumhurbaskanligi kupalarini kazandiran Yonetimler ve kadrolari sukranla aniyor, yad ediyorum. Mihenk tasimiz onlardir!
Yine cevreme bakiyorum. Herbiri bambaska birer hayat yolunda mucadelesini veren bunca insani birlestiren Goztepe sevgisi gozumde yine devlesiyor ve yine gurur duyuyorum!...
Burcak Unsal