HÜZÜNLÜ BİR YAZ GÜNÜNDE İZMİR BİR KEZ DAHA İZMİRGÜCÜ'NÜ TARTIŞIR
Göztepe'nin ve Altay'ın Süper Lig’den düşmesi ile birlikte "İzmirgücü tartışmaları" tekrar alevlenmeye başladı. Yok, efendim İzmir'de altı tane profesyonel takım varmış ve bu sayı çok fazlaymış, yok İzmir takımları arasında çekememezlikler varmış, bu sebeple İzmir takımları Süper Lig’de bir türlü kalıcı olamıyorlarmış.
Elbette her büyük kentte olduğu gibi İzmir'de de camialar arasında bir husumet olduğu doğrudur. Göztepe düşerken Altaylıların sevinçten ne yapacaklarını şaşırmaları ve bunu görüp hırs yapan Göztepelilerin de Altay düşerken sevinçten havalara sıçramaları inkâr edilecek mevzular değildir. Lakin bu olumsuzluklar örneğin, Ankara takımları arasında da mevcut olup, bu yıl Gençlerbirliği ve Ankaragücü arasında oynanan maçlardaki atmosferi hatırlamak bu gerçeği anlamak için yeterli olacaktır. Ne var ki bu çekememezliğe rağmen Ankara takımlarından Gençlerbirliği ligi üçüncü sırada bitirirken son haftalara kadar zirveyi zorlamış, sonunda en azından UEFA kupasına gitmeye hak kazanmış, Ankaragücü ise bu kupaya gitmeyi kıl payı kaçırmıştır. Bu açıklamalardan sonra Ankara'nın da en az İzmir kadar profesyonel takımı olduğunu ve bunun Ankara takımlarının Süper Lig’deki başarılarını engellemediğini de belirtmek mecburidir.
İzmir takımlarının genel başarısızlığındaki en önemli etkenlerden biri şehrin insanının kendi kulüplerine sahip çıkmamasıdır. Göztepe FBJKGS ile İstanbul'da maç yaparken İzmir'de şehrin göbeğindeki barlarda bu maçı TV'den izleyen azımsanmayacak sayıda insan rakip takım lehine tezahürat yapıyor, Göztepe İzmir'de yukarıda bahsi geçen Bizans takımlarıyla maç yaparken İzmirlilerin bir kısmı bu takımların tribününe gidiyor, Göztepe burada Diyarbakır'la, Elazığ'la oynarken yıllardır İzmir'de yaşayan ve bu şehrin ekmeğini yiyen insanlar hala otuz yıl önce göç ettikleri kentlerin takımlarını destekliyorsa ortada ciddi bir kimliksizlik sorunu var demektir. Bu şehirde İzmir Beşiktaşlılar, İzmir Galatasaraylılar, İzmir Fenerbahçeliler dernekleri varsa ve İzmirliler bu derneklere üye oluyorlarsa ortada ciddi bir ihanet var demektir.
Örnekler artırılabilir. "Abi, ben hem Göztepeliyim hem
GS'li" diyenler mi istersiniz, hasta Bjk'li olduğunu söyleyen İzmir milletvekilleri mi ararsınız, yoksa merkezleri İzmir'de olan firmaların iş İzmir takımlarına yardıma gelince kaçacak delik aramalarına mı gülersiniz...Belki denilebilir ki bu anlattıklarını örnekte verdiğin Ankara takımları da yaşıyor, demek ki başarılı olma ya da olmamanın tüm bunlarla ilgisi yok. Hayır efendim var, hem de çok var. Diyebiliriz ki bir Gençlerbirliği benzer sorunlarla boğuşmasa ve kendi kentinin insanlarından daha çok destek alsaydı belki de şampiyon olacaktı.
Yeniden İzmir'e dönersek kulüplerimizin başarısızlığında maddi sorunlar başlıca etken olabilir ama eğer biz İzmirliler olarak ortaya bir enerji koyamazsak ve bu enerjiden bir sinerji çıkmazsa İzmir futbolunda kalıcı başarılar için daha çok bekleriz.