TEKEL VE İSTANBUL
"Tekel", ve "İstanbul" kelimelerinin yan yana gelmesi
açısından ilginç başlayan basketbol gecemiz, iki kendini bilmez hakem bozuntusu ve İzmir polisinin olağanüstü gayreti ile bir kâbusa dönüştü.
Gidenler bilirler, her şey sanki üç sene oynadığımız Erzurum maçının "basketbol" versiyonu gibiydi. Hakemlerin bitime üç dakika kala inanılmaz bir kararla oyunu durdurmaları, İzmir polisinin gencecik çocukları dövmesi…
Hepimiz yıllardır gerek salonda gerek TV başında onlarca maç izlemişizdir. Salona bir iki tane bozuk para atıldı diye hakemin maçı durdurup; sanki çığrından çıkmış, inanılmaz boyutlara varan bir taraftar protestosu varmışçasına koşaradım içeri gitmesi; oyunu açıkça "PROVAKE" etmesi insan eğer çok saf değilse açık bir "İZMİR ve GÖZTEPE DÜŞMANLIĞI" olarak algılanmaz da nasıl algılanır. Bu kadar ufak dahi olsa ne salonlarda ne de stadlarda spor dışı herhangi bir olay olmamalı, ancak o stadlarda ve salonlarda sporun yanında olması gereken çok mühim bir konu var ki o da "STANDARTLAR".
Recep Ankaralı denilen hakem bozuntusunun herhangi bir üçlü oligarşi takımının maçında atılabilecek bir tek, evet bir tek yabancı cisim için maçı durdurup, önüne deplasman takımı oyuncularını da katıp koşar adım içeri kaçması ki Tekelli oyuncuların da hakemin bu etrafı telaşa veren tavrı karşısında sanki üzerlerine el bombası atılıyorr sanması ironikti; ne derece mümkündür? Biz cevaplayalım: mümkün değildir çünkü ülkemizde tıpkı futbol da olduğu gibi basketbolda da oyun kuralları üçlü oligarşi takımları için ayrı, diğer takımlar için ayrı uygulanmaktadır.
Bay Ankaralı belli ki Göztepe camiasının yayın haklarındaki adaletsizliğe karşı olan demokratik tepkisinden son derece rahatsız olan patronu Turgay Demirel'in emrini yerine getirmiş ve ilk fırsatta Göztepe ve İzmir'e zarar vereceğini bildiği provokasyonunu yapmıştır.
Evet, burası İzmir, ülkenin en demokrat dokulu insanlarının
kenti. Yapılan haksızlıklara, adaletsizliğe ilk tepki elbette buradan gelecektir ve Demirel gibi bu sistemden çıkarı olanlar bu tepkiyi engellemek için boş durmayacaklar, hiçbir fırsatı kaçırmayacaklardır.
Ancak unutmasınlar ki bu camianın adı Göztepe.
Hafızam beni yanıltmıyorsa geçen sezon lige çıkma
mücadelesi sırasında -tesadüfe bakın gene bir Tekel maçında- benzer şekilde engellenmeye çalışılan takımımız nihayetinde çıktığı 1. Lig’de kalıcı olacak, basketbol gibi güzel bir sporu bile çirkinleştirip insanları milli takımdan dahi soğutanlar ise tarihin çöplüğündeki yerlerini alacaklardır.