Oğuz Reşat Sipahi
Nedendir bilinmez günün birinde, bizim verdiğimiz vergilerle ülkenin her köşesine modern stadyum yapanlar İzmir’in kendini İzmirli olarak
kabul etmeyen ve 100 yıllık tarihinde de futbola ait ulusal düzeyde herhangi bir başarısı olmayan güzide kulübü Ksk’ye de bir stadyum yapmaya karar verdi.
Neden Ksk? Olası politik hedeflik dışında herhangi bir akılcı sebebi yok... Belki de verdiğimiz vergileri bu sefer de böyle harcamayı istedi canları…
***
Bunu duyan, İzmir’e tarihinin en büyük futbol başarılarını yaşatmış Göztepe’nin taraftarları da boş durmadı. İnternetteki
oluşumlar kenetlendi ve tepki verdi. "Ksk’ye var da, bize yok mu?" dediler… Onlar da “Olabilir belki gelip bir bakalım…” dediler…
Alkışlarla geldiler bir baktılar, incelediler ve dediler ki geçen hafta, “Size bir değil iki stadyum yapacağız…Ama…”. Göztepelilerin mutluluğu doğamadan öldü… “Ama stadyumların biri Örnekköy’e Ksk’ye, diğeri Gaziemir’e Altay ile Göztepe için yapılacak… “Bunun karşılığında İzmir’in tarihi stadı Alsancak Stadı’na ve nedense Ksk'nin Yalı'daki benzer sahasına değil de Göztepe’nin tek evi Gürsel Aksel Stadı’na el konulup, Toplu Konut İdaresi’ne verilecek” dediler… Bu süper alış sayesinde Ksk hiçbirşey vermeden tek başına stadyum sahibi olacak. Göztepe evinden olup şehrin kendi temel hinterlandının tersinde yarım stadyum sahibi olacak, Altay’ın da yarım stadyumu olacak.
***
Doktorlar ara ara hastalara şöyle takılır "Sana bir ilaç vereceğim hiçbir şeyin kalmayacak..." Göztepe'ye de diyorlar ki "Ksk’ye bir stadyum yapacağız hiçbirşeyiniz kalmayacak"... Göztepe’nin evini satıp, Ksk’ye stadyum yapmak fikri… Kendi derdine düşmüş Göztepelilerden ya da yönetimden henüz bir resmi açıklama gelmedi… Lakin yine de düşünmeden edemiyor insan, ne kadar cin kafalı, vatan ve İzmir sevgisi dolu adaletli yöneticilerimiz var… Zaten adalet uysa da, uymasa da… Gerekirse uyduruluverilir… O yüzden sorun yok… Ne mutlu Türkiye’ye ve İzmir’e …
***
Çetin Altan "Politika demek, kazığı atarken söylediğin nutukları, kazığı yiyenlere alkışlatmak demektir.", Noam Chomsky ise "Yönetim
ne halkındır, ne halk tarafından yapılır, ne de halk içindir" demiş. Bundan 2.500 yıl önce yaşamış olan şair, bilge ve devlet adamı
Solon’dan da bir şiir özeti:“Toplumsal haksızlık herkesin evine girer, bahçelerdeki kapılar bunu önleyemez, çünkü haksızlık yüksek
duvarları da aşıp geçer; insancıkların yatak odalarının köşelerine saklanmaları da yetmez; haksızlık nasıl olsa, orada da
bulacaktır onları”.
***
Türkçemiz milletvekillerimizin de sıkça hatırlattığı gibi sevgi ve ünlem sözcükleri açısından oldukça zengin bir dil… Mesela
“Oha” diye bir ünlem var… Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’ne göre “Kaba ve yakışıksız davranışlarda bulunan kişilere karşı kullanılan söz” anlamında kullanılıyor. Ülke ve şehir sürekli bu çağrışımları yapan olaylarla dolu… Ne demiştik? “Ne mutlu
Türkiye’ye ve İzmir’e …”
***
Göztepelilerin ve yönetimin şöyle bir silkinip, kendilerine gelip; geç olmadan, evlerine göz dikenlere vakit ayırması ve gerekli tepkileri
ilgili mercilere iletmeleri dileğiyle Aşık Ruhsati’den bir şiirle son verelim yazıya…
Belli değil
Bir vakte erdi ki bizim günümüz,
Yiğit belli değil, mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor,
Devâ belli değil, dert belli değil.
Fark eyledik ahir vaktin yettiğin,
Merhamet çekilip göğe gittiğin,
Gücü yeten soyar gücü yettiğin,
Papak belli değil, börk belli değil.
Adalet kalmadı, hep zulüm doldu,
Geçti şu baharın gülleri soldu,
Dünyanın gidişi acayip oldu,
Koyun belli değil, kurt belli değil.
Başım ayık değil kederden yastan,
Ah ettikçe duman çıkıyor baştan,
Harâba yüz tuttu bezm-i gülistan,
Yayla belli değil, yurt belli değil.
Çark bozulmuş, dünya ıslah olmuyor,
Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor,
Aşık Ruhsatî dediğini bilmiyor,
Yazı belli değil, hat belli değil...