Göztepe'nin Türkiye'nin en önemli taraftar potansiyellerinden birine ve pek az kulübe nasip olmuş tarihsel başarılara sahip olmasına rağmen amatör kümeye düşmesi sürecinde en önemli sebep para ve (onun/kulübün) yönetimi ya da yönetilememesiydi.
***
Büyük Usta Çetin Altan’ın da belirttiği gibi evrendeki her şey sürekli bir değişim içinde. Zaman içinde bu değişime ayak uydurabilenler hayatta kalmaya devam edebilirken, ayak uyduramayanların nesli tükeniyor. Göztepe de değişen dünya düzenine ayak uyduramadığı için evrim kuralları gereği doğal seleksiyona uğradı… Ve Süperlig maçlarından dört sene sonra Süper Amatör küme maçları oynama durumunda kaldı.
***
Günümüzde bir futbol takımının profesyonel liglerde yaşamını idame ettirebilmesi için gerekli en az para miktarını 3. lig için 0.80-1.5 milyon USD, 2b için 1,60-2,5 milyon USD, 2a için 3-5 milyon USD, Süperlig için 9-12 milyon USD (hatta şampiyonlar ligi üst düzey takımları için >80-100 milyon USD) olarak kabul edersek (Mutlaka daha az ve daha çok diyenler olacaktır bu rakamları farazi olarak yazdım.), bu paraları kendi kaynakları ile yaratabilen takımlar bulundukları liglerde yaşamaya devam edebilmektedir. Bu miktarların daha fazlasını yaratabilenler bir üst lige çıkmak için, daha az bulanlar ise bir alt lige düşmemek için çabalamaktadır. Futbol takımının bu parayı kendi şartları ile yaratamayıp, belediye, yönetici, politikacı, ticaret odası ya da borç vasıtası ile sağlanması, gelen sermayenin ya da paranın rengi (genellikle) önemli değildir. Başarı için en önemli şart paradır. Fakat şu da bir gerçektir; kulüp ya da şirket bu paraları kendi şartları ile yaratmışsa adını kurumsallaşmış kulüpler arasına yazdırma sürecinde önemli bir adım atmış olmakta ve başka biri(lerine) bağlı olmaktan kurtulmaktadır.
***
Göztepe Bilgin Holding döneminde, bu paraları holding vasıtasıyla ziyadesiyle bulduğu için üst liglere çıkmayı başardı. Lakin kontrolsüz ve denetimsiz harcamalar ve gelirin süreklilik kazanması için gerekli girişimlerin yapılmaması (ya da yapılan çabaların zayıf kalması nedeniyle) sonucunda suyun kaynağı bittiğinde, yaratılmış trilyonlarca borç ve vergi borçları nedeniyle önlenemez düşüş başlamış oldu. Lale devrinin ardından bir sene hariç, sürekli lig düşüldü. (Bu konuda daha ayrıntılı bilgiyi İletişim Kitapevi'nden çıkan, Serkan Boyacıoğlu'nun derlediği İnadına Göztepe ve Şener Yelkenci ve Barış Karacasu'nun derlediği Piknikte Dömivole adlı kitaplardan bulabilirsiniz.) Velhasıl kelam Bilgin Holding döneminde camianın yaptığı eleştiriler kendilerinde kalıcı davranış değişikliği yaratamadığı, camia da kendi kendine sürekli gelir kaynakları yaratmakta başarısız olduğu için son noktada amatöre düşülmüş oldu.
***
Tüm bu olan bitenlerden sonra Göztepeliler özne olarak kendi takımlarını kurtaramadıysa da, önemli bir nesne (pazar) olmayı başardı ki geçen sene açılan ihaleyi Altınbaş Holding aldı. Bu şekilde Göztepe tarihinde yeni bir dönem başlamış oldu. Hedef kurumsallaşma ve beşinci büyüklük vs. olarak açıklandı.
***
Birinci senenin sonunda kurumsallaşmanın kalıcı gelir sağlama ayağı açısından spor okulları , halı sahalar ve logolu ürünler/mağazacılık açısından anlamlı işler yapıldı. Kulübün internet sitesi işler hale getirildi. Kulübü profesyoneller yönetmeye başladı. Alphan Manas ve Sanver Süzek yönetimindeki voleybol takımı bir üst lige çıktı. Daha çok taraftarlar tarafından götürülmeye çalışılan hentbol şubesi bulunduğu ligde yerini korudu.
***
Bu olumlu durumlara karşın profesyoneller arasında Göztepeli bulmanın zorluğu olumsuzdu. Göztepelik ruhunu ve Göztepelilerin düşünce yapısını anlamakta zorluk çektiler. Futbolda üst lige normal yoldan çıkılamadı. Ekstra bir amatör dalda takım kurulmadı. Göztepe Spor Kulübü Derneği'nin üyelik sorunları çözülemedi. Kulüp binası ve Gürsel Aksel Stadı konularında belli bir noktaya gelinse de nihai çözüme ulaşılamadı. Kredi kartı vs gibi işlerle takımın pozisyonu nedeniyle olsa gerek; uğraşılamadı. Kulübün tarihsel tesis problemi konusunda bir ilerleme kaydedilemedi. İnternet sitesi yönetimin kendini daha iyi anlatması açısından iyi kullanılamadı. Elektronik mağazacılık sistemine geçilemedi. Kulüp dergisi çıkarılamadı... Bu yapılamayanların bir kısmını takım amatördeyken beklemek tartışılabilir ama zaman geçiyor ve Altınbaş Holding birinci senesini doldurmak üzere...Hedef ise seneye 2b olarak telaffuz ediliyor…
***
Bu arada birkaç kelime ile Aliağa meselesini yorumlamak gerek. Çıkışın normal yollardan olmasını tüm Göztepeliler gibi ben de dilerdim. Fakat çeşitli hatalar nedeniyle olmadı. Bir başka takımın yarışma hakkını almayı kişisel olarak etik dışı olarak bulmuyorum. Sonuç olarak maç satın alınarak lig çıkılmadı. Kanımca bu olay endüstrileşmiş futbol denen kavramın gerçek hayata yansımasıdır. Göztepe paranın olmaması nedeniyle amatöre düşmüş, aynı paranın varlığı durumunda da profesyonel liglere geri dönmüştür. Bu olay Türkiye liglerinde ilk kez Göztepe'nin başına gelmemiştir (Kayseri, Side vs). Özellikle belirtmek istediğim nokta; birleşme bu sefer Göztepe lehine gerçekleşirken aynı durumun bir gün Göztepe’nin de başına gelebileceği gerçeğidir. Yarın bu olayın benzerini yaşamamak için başta Göztepe’ye Hizmet Derneği olmak üzere “Göztepeliyim” diyen herkesin gerekli önlemleri almaya çalışması gerekmektedir.
***
Göztepe AŞ Bilgin Holding döneminde şeffaf bir yapı değildi. “İç denetleme var mıydı?“ “Olsaydı bu hallere düşer miydi?” soruları "Şu anki yapı şeffaf mı?" sorusunu getiriyor. Borsaya kote olmadığına göre illa ki şeffaf olması gerekmiyor; ama iç denetleme var mı? Bu sorunun yanıtı uzun vadede çok önemli... Umuyorum ki vardır. Yoksa en büyük dileğim/tavsiyem bir iç denetleme sistemi kurulmasıdır.
***
Bana göre şu anki yönetimsel yapıda zayıf olan başka bir nokta, kamuoyu yaratma ve halkla/taraftarla ilişkiler. Yaptıklarını anlatma konusunda büyük zorluk çekiyorlar. Bilgin Holding döneminde o grubun ana işinin gazetecilik olması nedeniyle çok iyi kamuoyu yaratabilip, bir yapılan beş; en olmadı en azından bir olarak gösterilebiliyordu. Mevcut yönetim ise beş yaptığını bir olarak göstermekte bile zorluk çekiyor. Bilgin Holding dönemindeki başka bir uygulama da Göztepelilerin işin içinde tutulması ya da içindeymiş gibi davranılmasıydı. Bence bu uygulamanın faydası zararından daha fazlaydı.
***
Amatör kümeden çıkış meselesi çözülünceye kadar camiadan ve bu satırların sahibinden çok net bir muhalefet gelmedi. Olabildiğince desteklemeye çalıştık. Buna rağmen transfer döneminde takımın çıkmakta yetersiz olabileceği açısından gerekli uyarılar çeşitli şekillerde yapıldı. İkinci en büyük problem Sn. Gül'ün Eskişehirspor sevgisiydi. Bu konunun gündemde çok tutulmasının olası olumsuz sonuçları konusunda da gerekli kişisel tavsiyelerde bulunuldu. Üçüncü nokta ise voleybol şubesinin geleceğiydi. Çok ama çok üzgünüm ki futbol takımı konusunda Başkan değil biz haklı çıktık. Eskişehirspor meselesi ne yazık ki Göztepeliler üzerinde olumsuz duygu durumu yaratmaya devam ediyor. Voleybol şubesi ise anladığımız kadarıyla olumlu gidiyor.
***
Göztepe taraftarı ya da Altınbaş Holding'in müşteri grubu takımına/logosuna/markasına oldukça bağlı bir taraftar/müşteri grubudur. Bu grubun duygularına, sürekli başka takımlardan bahseden bir başkan motifinin olumlu etkide bulunmadığını gönül rahatlığıyla belirtebilirim. Bu durum Göztepe'nin marka değerini de yükseltmemektedir. Altınbaş markasının değeri piyasadaki diğer rakiplerinin adı kullanılarak arttırılabilir mi?
***
Şunu belirtmek istiyorum; yapılan olumsuz, gereğinde can acıtıcı olabilen eleştiriler, bağcıyı dövmek için değil, üzüm yemek için yapılmaktadır. Yapılan ve söylenen herşey sadece "Göztepe" içindir. Altınbaş Holding'in başarısı Göztepelilerin mutluluğudur, başarısızlığı ise Ayazağaspor maçında olduğu gibi ömürlerimizden giden yıllara tekabül etmektedir. Görülenlerin söylenmesi, daha fazla üzülmemek, hep birlikte tarihi mutluluklar yaşayabilmek içindir. Görülenlerin söylenmemesi ise (Tanrı korusun) Göztepe'ye ve güzeller güzeli armanın temsil ettiği değerlre hiyanet olacaktır.
Oğuz Reşat Sipahi
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.