PPlay-offu maçların bitmesine üç maç kala garantileyen Göztepe'miz hafta içinde Türkiye Kupası maçında Ankaragücü ile Ankara'da oynadı. Maç hepinizin bildiği gibi. 4-0 kaybetti. Bu doğrusu hepimiz için bir hayal kırıklığı oldu. Ben maçı seyredemedim, ama seyredenler ve Sayın Kayıhan takımın tecrübesizliğinin kurbanı olduğunu söylüyor.
Bu maçı kaybetmiş olmanın dışında, buradan alınması gereken dersler olduğunu düşünüyorum. Ankaragücü taraftarının takımımıza olan tepkisi, polisin taraftarımıza olan tepkisi, hakemlerin olaylara etkisi bunlardan ilk aklıma gelenler.
Play-offta 8 deplasman maçı oynayacağız. Bunlardan özellikle Diyarbakır, Sivas, Elazığ ve Hatay uzak ve zor deplasmanlar.
Konya ve Kayseri'yse o kadar uzak olmasa da seyirci baskısı açısından önemli. Ankaragücü maçında olanların bu maçların hepsinde de olabileceği bir gerçek. Hakem üzerine oyunlar, yerel polisin takıma ve taraftara yaklaşımı, küfür korolarından yenilecek galiz küfürler vs.
İzmir'de burada uzun süredir yaşayıp, Diyarbakırlı, Sivaslı, Konyalı, Elazığ, Hatay, Kayserili olan, ama kendini hala İzmirli hissedemeyeninden tutun da alışmış olanına, bu maçlarda yaşadığı kentin takımlarına karşı aklınıza gelebilecek her türlü çirkinliğe yapabilecek karakterde olanından, ılımlılara kadar çeşitli yelpazelerde gezinen pek çok insan yaşıyor. Daha da önemlisi bu şehirlerin hemşeri dernekleri de şimdiden hazırlık içindeler.
Bu açıdan geçen sene Erzurumspor maçında olanlar hiçbir zaman unutulmamalıdır. O maçta İzmir polisi yaşlı, genç demeden Göztepe taraftarına tabiri caizse girişmiş, hızını alamayarak olayları engellemeye çalışan o zamanki Göztepe AŞ yöneticisi şu anki başkanımız Sayın Hamdi Türkmen'i de tartaklamıştı. Maça gelen yaklaşık 5.000 kadar Erzurumlu balkondan yaşadıkları şehrin takımını küme düşmeye davet etmişler, yine polisimiz Erzurumsporluları kendilerine ayrılan balkon yerine kapalıya kendi elleriyle sokarak, olayların büyümesi için gerekli ortamın oluşmasına yardımcı olmuştu. Bu şehrin bazı milletvekilleri, seçildikleri şehrin takımı gol yedikçe havalara sıçrıyor, hakem de olmadık bir pozisyonda defansın belkemiği Şevket'e kırmızı kart göstererek olayı nihayete erdiriyordu. Her ne kadar emniyet müdürümüz maçtan sonra olanlar için özür dilemişse de, testi çoktan kırılmıştı ve Erzurumspor o maç ile kümede kaldı. Onun yerine de Altay düştü.
O gün İzmir ve Göztepe için kara bir gündü.
Bunları neden hatırlattım? Ankaragücü maçı ile birlikte ders alınıp, play-offta aynı şeylerin yaşanmaması için, gerekli önlemlerin alınması için.
Ankaragücü-Göztepe maçına bir tek İzmir milletvekili gitti mi? Sanmıyorum ama bu şehirlerin milletvekillerinin buraya tam kadroya yakın şekilde geleceğine ve Göztepe gol atınca değil, kendi takımları gol atınca sevineceklerine emin olabilirsiniz.
Peki bu olası olaylar nasıl engellenebilir? Benim aklıma gelen üç öneri var:
1)Play-offta içerdeki maçlarda İzmir Valisi'nin, belediye başkanlarının ve milletvekillerinin, dışarıdaki maçlarda özellikle milletvekillerinin gerçek destekleri istenebilir.
2)Maçları Göztepe'nin Alsancak'ta, Altay'ınsa Atatürk'te oynamasında fayda olabilir. Çünkü ancak Göztepe seyircisi, o da gereken önlemler alınırsa bu takımların buradaki seyircileriyle başa çıkabilir. Altay'ın Alsancak'ta oynaması önlem alınmazsa, bence kendi sahasında deplasmanı yaşamalarına neden olur.
Peki burada önlemden kastettiğim nedir? Biraz açmak istiyorum. Fenerbahçe evindeki maçlarda rakip taraftara stadın belli bir bölgesini, belli sayıda biletle vermektedir. Karşı takımın taraftarı bileti olsa da, kendilerine ayrılan yer dışında bir yere girerse, tribünden dışarı atılmaktadır. Ayrıca Fenerbahçe bir İstanbul takımı olan Galatasaray'a bile topu topu 1500 bilet vermektedir. Buna da kimse bir şey diyememektedir.
3)Hakem camiasının en azından aleyhimizde çalışmaması için sempatik ilişkilerle gerekli önlemler alınabilir.
Bence hem Göztepe, hem de Altay bu tip bir organizasyon için girişimde bulunmalıdır. Ayrıca Alsancak'ta oynanan maçlarda rakiplere kapalı ya da balkon değil açığın büyük skorbord tarafı verilerek rakip takımın tarafatarı baskı altına alınabilecek ortam yaratılabilir. Rakibe burası verilirken, diğer bölgelere rakip taraftarın sızması da engellenerek gerekli seyirci baskısı oluşturulabilir. Burada İzmir polisi ve Valimiz ile diyaloğa girilebilir ve bu seneki play-offta İzmir'den iki takım çıkmasının öneminden bahsedilebilir. Özellikle emniyet bu konuda ikna edilebilirse çok faydalı olabilir.
Altay özellikle o 6 takımla oynadığı maçları Atatürk'te oynarsa, geçen sene İzmirspor'un düştüğü durumlara düşmemeyi başarabilir.
Ek olarak bir dileğim en kısa sürede kombine bilet satışı için girişimlere başlanmamasıdır. 10.000.000.000 bile toplansa, anlamlı bir para ki ben bu sefer uygun şartlar (kredi kartı ile satış...) sağlanırsa yüksek derecede talep olacağını sanıyorum.
Sonuç olarak play-offtan Göztepe ve Altay elele çıkmalıdır. Bu iş için İzmir'in tüm öğeleriyle kenetlenmesi gerekiyor.
Yazıma son vermeden önce hepinizden dün yapılan toplantıda aldığımız karar gereği ricam var. Lütfen nerede lursanız olun, bir Göztepe bayrağını balkonunuza ya da pencerenize asın. İnanın şu anda Mithatpaşa bile bu açıdan çok fakir.
Sayın Ümit Kayıhan, Halil Kiraz ve Gökhan Ersoy'a bize gösterdikleri ilgi nedeniyle teşekkür ediyorum.
Oğuz Reşat Sipahi
http://www.sipahi.tk