TFF İstanbul'a ayrı Anadoluya ayrı bir ceza sistemi uyguluyor...
İstanbul'da sahaya atlamakla,İzmir'de sahaya atlamak arasında çok fark var.
Rakip takım taraftarları birbirini yaralar öldürür, en az 5 maç; milyarlarca lira para cezası yersin....
İl valisinin gözünün önünde bir takım eziklerin kışkırtmasıyla aşağılık bir pankart asılır, taraftarın maçtan saatler önce valiye derdini anlatamaz;
emniyete de anlatamaz buna tepki gösterir; teknik direktörü tribüne gönderilir seyircisiyle maçı izlerken bir işgüzar polis memuru tarafından coplanır;
taraftar buna sessiz kalamaz tepki verir; il valisi emriyle küçük kızlara bile copla saldırılır; cezayı yine sen yersin!
Taraftarın kışın soğuğunda tam 9 saat statta bekletilir, kendisine işaret fişeği atılır ama ceza yine sana kalır!?!?
Bu yıl süper ligde yaşanan onca olay içinde bilmem kaç kere ardı sıra aynı eylem tekrarlanmıştır? Kimlere Kaç kere seyircisiz ceza ile 50.000TL para cezası verilmiştir?
Bizimkiyle karşılaştırıldığında ortada vicdani olan bir şey var mıdır acaba?
İstanbul'da atlarsan sahan kapanmaz. Seni stada götüren otobüsler tuzla buz olur, kıranların hepsi otobüs içerisinde olmasına rağmen haklarında herhangi bir tahkikat yapılmaz!
Hatta önümüzdeki hafta stadda yerini alırsın ve hatta fırsat bulursan stat kapısını kırar içeri girer, canın sıkılırsa yine sahaya atlarsın. Göstermelik bir şekilde cüzi bir miktar para
cezası belki verilir belki verilmez.
İzmir'de ise sahan kapanır. En az 6 ay stadın önünden geçemezsin. Üzerinde mensub olduğun veya sevdiğin tribün grubuna ait bir şey giydiğin için maç çıkışı hiçbir olaya karışmadığın
halde alınır, 6222'ye tabi bir cezayla kulübünün maç saatinde karakola imza atarsın. Bu süreçte yalnız bırakılırsın. İzmir milletvekillerinden değil bir İstanbul milletvekilinden sorulur halin
ahvalin TBMM'de. "Kardeşin duymaz el oğlu duyar" misali alnın ak, başın dik bir mücadele yaparsın. Yalnız hissetmesen de kendini yalnız bırakanlara sitem hakkın saklıdır, ne zaman
kullanacağın belli olmamak üzere.
Bu kadar koltuk, makam, mansıb, haksız elde edilmeye açık kupa, şampiyonluk, emek hırsızlığı ile kazanılmış ordan buradan gelen tüm para kaynaklarına tek başınıza sahip olmak istiyorsanız,
Ey İstanbul Dükalığı!
İmkanınız varsa kulübü kapatın! Hatta tüm kulüpleri kapatın. Mümkünse aygaz, milangaz, bütangaz vd. tüpçülerden müteşekkil bir lig temin edin.
Temsil etmeyin bizi, bu güzel ülkeyi.
Bugünümüzü mahvettiniz, yarınımız elden gitmeden:
"Çıkın hayatımızdan!"
Kirletmeyin bin bir emek verilen sevdaları.
Bizi bize bırakın!
(GözGözTv'den ilhamla yazılmıştır!)
Bu şarkı burada bitmez!....
Hakan Taşpınar