İSTANBUL DIŞARI
Alanya maçına gidemedim. Acil durumlar oluştu. İkinci yarıyı telefondan izleyebildim. Ertesi gün de oturup baştan sona maçın tekrarını izledim.
Takım her maç biraz daha iyi oynuyor. Hocanın dediklerini oyuncular iyi anlamış ve ısrarla bunu yapmaya çalışıyorlar. Sahada başı kesik tavuk gibi gezinen, top ayağına geldiğinde ne yapacağını bilemeyen oyuncu yok. Bu yüzden önümüzdeki haftalar için en büyük güvencemiz yine hocamız olacak.
Bunun sebebi ise ROMULO dışında çok daha kaliteli net golcü almamış olmamız. Sezon boyunca üst sıralara oynayabilmek isteğimizden şimdilik vazgeçmiş gibi duruyoruz. Zira SR, golcü yerine orta sahaya takviye yapmayı tercih etti. Belki de tercih filan etmedi. Flamengo ile bir alış veriş yaptı ve kadrosunda düşünmediği bir oyuncuyu bize kiraladı. Umarım 20 yaşındaki Victor’un iş ahlakı üst düzeydedir. Aksi takdirde bir yıllık kira dönemini bir şekilde idare edip Premiere Lige zımba gibi sağlam gideyim diye düşünebilir. Ya da menejeri öyle akıl verebilir. Tabi Aziz’ler ligden düşmezse…
Takımımıza gelirsek, özellikle Juan ve Matsuki ile birlikte Taha ilk 11’e yerleşirse tadından yenmez . Bu seneki beklentim rahat ligde kalmak.
Sözün bu noktasında kocaman bir alkış ise, GÖZTEPE DEPLASMAN KUVVETLERİ’ne. Her zamanki etkili performanslarına değinmiyorum bile. Bu durum zaten cümle âlemin bildiği, gıpta ile baktığı ve her defasında ayakta alkışladığı bizim de karakteristik özelliğimiz.
Asıl vurgulamak istediğim konu, İSTANBUL DIŞARI tezahüratında ısrar ve sonrasında ALANYA seyircisi ile karşılıklı tezahürat. Bunu çok önemsiyorum. Sezon boyunca gidilen tüm dış saha maçlarında kırmadan dökmeden bu etkili tutum devam etmeli. O kadar ki, gidilen dış saha maçlarında o şehrin evlatları, kendi şehrinin takımının peşinden buralara gelmiş bu insanların İSTANBUL DIŞARI demesinin sebebini anamalı ve kendilerini sorgulamalı. BİZ NEDEN KENDİ ŞEHRİMİZİN takımını tutmuyoruz? Nedir bizi İstanbul takımı taraftarı yapmaya iten? Gesespor hocası Okan Buruk’un maç öncesi basın toplantısındaki şu sözü bizi gülümsetti : ‘Üstüste 17 maç kazanan takımı başarılı bulmuyorsanız gidin Real Madrid’i tutun’ . Eh biz de yıllardır aynı şeyi söylüyoruz: Eğer sizin takım tutma ölçünüz BAŞARI ise, kendi liginde önüne geleni BİR ŞEKİLDE YENİP Avrupa’da NEDENSE sürekli hüsran yaşayan üç şişirilmişler yerine gidin Real Madrid filan tutun. Tabi yüreğinizde kendi şehrinizin takımı yok ise. Nasıl bir duygu ise bu.
Sosyolojik hiçbir yanı ve temeli yok. Haydi bizde GÖZTEPE’liler gibi yapalım. Bu tutum ANADOLU’da inanılmaz bir enerji oluşturabilir. Bu zaten olması gereken. Bunun ateşini GÖZTEPE DEPLASMAN TRİBÜNLERİ yaktı. Bunu iç saha maçlarında da misafir gelen ANADOLU takımlarının seyircilerine de yapmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Bu arada Bodrum maçına 3 gün kala hala maçın oynanacağı şehri açıklayamayan federasyonu da ayakta alkışlıyorum. Siz en iyisi tarafsız saha cezasını kaldırın ve böylece tek suç için iki ayrı ceza vermiş olarak tarihe geçmekten kurtulun. Ya da takılın kafanıza göre. Biz önemsemiyoruz sizi. Siz de İstanbul takımlarına göre ayarlamaları yapmaya devam edin.
İstanbul takımları demişken. Geçtiğimiz sezonun ennnn ennnn ennn başarılı iki takımı olan febespor ve gesespor dünyanın en prestijli ligi olan Şampiyonlar Ligine katılamamış diyorlar. Sebebi ne ola ki ? Hatta Gesesporu her iki maçta da yenerek eleyen takımın İsviçre Liginde hiç galibiyeti olmayan lig sonuncusu genç oğlanlar diye bir takımmış derler. Ben izlemiyorum izlettirmiyorum. Söyleyenlerin yalancısıyım…
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ne ve GÖZTEPE’mize SADAKATİMİZ ŞEREFİMİZDİR…
Av.MUSTAFA DALYANOĞLU