#İnanGüzelGünlere
Bir kez daha hak ettiğimiz yerde, en yukarıdayız. Süper Lig’in bizi hak edip etmediği sorusu günlerce tartışabilir belki ancak bu köklü kulübün, bu taraftarın, bu yapının ve bu ekibin en iyisine layık olduğu su götürmez bir gerçek.
Biz de farkındaydık neyin geldiğinin ama daha önce göz göre göre düştüğümüz, son anlarda çıkma şansını elimizden kaçırdığımız olmuştu da böyle göstere göstere çıkmak ayarlarımızı bozdu biraz. Geçmişin izleri son dakikaya kadar rahat ettirmedi çoğumuzu. Sahaya doğru ‘İnan güzel günlere’ diye haykıran bizlerdik oysa ama son dakikaya kadar ‘Oldu bu iş’ diyemedik.
Ama yine de öyle ya da böyle Süper Lig’e daha öncekine benzemeyen bir şekilde çıktık. Çıktığımız geceden bu yana medyada herkes Avrupa ihtimalini, ne kadar sağlam bir yapıyla gelindiğini bu şekilde ilerlendiği takdirde Göztepe’nin önünde kolay kolay kimsenin duramayacağını konuşuyor olsa da bizler hala temkinliyiz. Çok şey var yaşanan geçmişimizde, gözlerimizin önünde yapılan çok hata. Bir yandan şehrimizin en kıymetlisini, en güzel yerlere layık görmenin beraberinde getirdiği mükemmeliyetçilik. Biraz da bizlere miras kalan isyan ruhu. Ondandır belki, ilk tepkimiz 100 olumlu içinde 1 olumsuza odaklanmak, eleştirmek, kınamak oluyor.
Yıllar içerisinde bu camiadan çok kişi geldi geçti. Birileri sorumluluk üstlendi, birileri sorumluluktan kaçtı. Bazısı bu yükü kaldırırken bazısı altında ezildi. Şahısların kazandıkları, kaybettikleri, camianın kazandıkları, kaybettikleri oldu. Bir süreç, bir gelişme diğerlerine vesile oldu, eğrisi doğrusuna denk geldi ve nihayetinde kazanan Göztepe’miz oldu. Geçmişte kızdıklarımız, özür beklediklerimiz vardır elbet ancak bu sezon yapılan hamleler belirli süreçlerden gereken derslerin çıkarıldığını gösteriyor. Telafi etmek, aynı hataları tekrarlamamak özürden evladır çoğu zaman, değiştiremeyeceğimiz geçmişle uğraşmaksa boşa.
İleriye baktığımızdaysa bildiğimiz, alışkın olduğumuz düzenin değişimine şahitlik ediyoruz. Ne yazık ki artık futbol ‘bildiğimiz’ gibi değil. Devir değişti, endüstriyellik kazandı. Her değişim gibi alışması zor olsa da hızla adapte olanın kazanacağı bir süreçten geçiyoruz. Bu kaçınılmaz sona Türkiye’de en hızlı ayak uyduran, ilk hamleleri gerçekleştiren kulübün taraftarları olarak değişim bizi korkutuyor olsa da bu değişimi kabullenmekte çok çok çok geç kalanları da ‘görüyoruz yukarıdan net.’
Zirvedeyiz ama ‘uçmuyoruz’. Yere sağlam basıyoruz. Güzel tohumlar ektik. Yönetimde sağlam bir yapı, tribünde şehrinin takımını destekleyen şehrin çocukları. Stoilov’un ilk basın toplantısında “Başarılı olmamak için hiçbir bahanem yok” dediği gibi, başarısız olmamız için hiçbir neden de yok. Güzel günler GözGöz’ü bekler. Artık bu bahar gibi gelecek baharlar da bizim.
Gülüm Gökçe Koçan