SEVİMSİZ YAZI ACEMİ KALECİ
Bir futbolcunun başına gelecek en büyük talihsizlikler ciddi sakatlık ile kendi tribünlerinden yükselen protestodur…
Tecrübeli, kulaklarını dışarıya kapatan, yalnızca işine odaklanan için rakip taraftarlardan gelen sesler “rüzgarın kayadan aldığı toz” hükmündedir yani önemsizdir…
Kar-kış-yağmur-çamur-sıcak-soğuk demeden stadyuma gelen, giydiğiniz formaya delice tutkun seyircilerden gelecek tepkinin ise bozmayacağı moral, bunalıma sokmayacağı fani yoktur yer kürede…
O açıdan Göztepe’nin hayli abartılı beklentilerle yarınların firma ismi diye empoze edilen lakin iki senedir gram ilerleme kaydetmediği gibi yığınla puanın kaybedilmesinde başrol üstlenen İrfan Can’a üzülmemek elde değil…
Ne var ki yiğidi öldürmeden hakkını verirsek (yiğidi öldürdükten sonra hakkını verseniz ne olur!) Türk seyircisinin adalet terazisi hassastır; hakkaniyetle alkışlanması gerekeni alkışlar yuhalanması gerekeni yuhalar…
Bizim gibi hayat gailesinde 60’ı deviren hemen tüm futbolseverlerin gönlünde Eskişehirspor’un ve Göztepe’nin müstesna yeri vardır. Onların ligi sallayışını, ayak topuna yeni soluk getirişini, Avrupa semalarında kazandıkları zaferleri unutmak ne mümkün…
Nur içinde yatsın Sarı-Kırmızılı efsane Nevzat Güzelırmak 1981’de Boluspor’da başımızdayken kros sonrası aramızda şu diyalog yaşanmıştı;
-Hocam Ujpest yarı final maçını radyodan dinlemiştim ve golleri kimin attığı bile halen aklımda
-Nereden hatırlayacaksın, daha çocuktun
-Dunai 2 ve Bene ikişer gol attı ve tek golümüzü penaltıdan Çağlayan abi filelere gönderdi
-Vay köftehor vay, gerçekten hatırlıyorsun!
Ve tevaffuka bakın 7 sene önce yolumuz İzmir’e düştüğünde hocamızı arayıp hatırını sorduğumuzda “evlat, Göztepe Kulübünde buluşalım ve birlikte bir şeyler yiyip sohbet edelim” diyecekti…
Hocayla keyifli geçen ve saatler süren görüşmemizde kulübün çehresi, yöneticilerin nezaketi ve ciddiyeti, ortamın dinginliği çok hoşumuza gitmişti…
Neylersiniz neredeyse dibin dibini yaşayan kulübü aldıktan sonra sihirli dokunuşlarla ait olduğu yere döndüren başkan, çoğu gereksiz hoca değişiklikleriyle tarihi çınarı bir alt kümeye göndermek üzere!
Ve isteyen alınır isteyen kızar, önemli değil; iyi bir kaleciyle bu takım kesinlikle düşme korkusu yaşamazdı. Oynanan maçlar bas bas “kaleciye ihtiyaç var” diye bağırırken herhalde yetenekleri sınırlı, deneyimsiz, sinirlerine hakim olmakta zorlanan, pozisyon bilgisi zayıf İrfan Can’dan ikinci Ali Artuner çıkacak zannettiler zahir!
Biliyor musunuz; daha tribünlerin kendi oyuncusuna gereksiz, durduk yere aleyhte bağırdığına hiç tanıklık etmedik…
Daha geçen hafta PSG seyircisi Messi ile Neymar’ı protesto etti, seneler önce Ronaldinho dünyanın en iyisi kabul edilirken Camp Nou’da “daha az para daha çok onur” seslerine muhatap oldu, takım arkadaşları onu “ailenin yüzkarası” diye aşağıladı……
Tabii ki hoş değil protesto edilmek, ıslıklanmak, alaycı uğultularla tacize uğramak ve Yaradan kimsenin başına vermesin. Ve kesinlikle tasvip etmiyoruz. Ne var ki maçı kaybetmişsiniz, sen de alışılageldiği üzere hatalı gol yemişsin; ey kafanı önüne ve duymazlığa gel. Sadece para kazanırken mi profesyonel olduğunuzu hatırlıyorsunuz?
Hem bir düşün istersen; kısa süre önce bebeğin annesinin karnında hayata veda ettiğinde seni şefkatle kucaklayan tribünler ne oldu ki şimdilerde sana cephe aldı?
Gönül çocukluğumuzun gözbebeklerinden Göztepe’nin düşmemesini istiyorsada şu saatten sonra küçük çaplı bir mucizeye ihtiyaçları var. Ve gelelim kıssadan hisseye; bizim ülkede hedefiniz düşmemekse kaleciniz güven vermek, maç kurtarmak zorunda. Bakın Malatya-Rize-Göztepe kaleciden yana ne puanlar kaybetti. Altay file bekçisi onlara nazaran daha dengeli gözüksede tek başına puanlar alacak donanımda değil. Nitekim dün iki affedilmez hatayla takımının ipini istemeden çekiverdi…
Bu arada GS’li yöneticilere tavsiyemiz olacak; eğer gelecek sezon kaleyi Okan’a teslim etmeyi düşünüyorlarsa tez elden vazgeçsinler. Nerede ne yapacağı kolayına kestirilemeyen bir eldiven ve hedefleri olan takımı sırtlaması zor. Muslera var nasıl olsa diyorlarsa, korkarız orada da hayal kırıklığına uğramaları mümkün.
Kayseri ve Giresun kalecileri kolay gol yemeye başladığından beri sıkıntı yaşarken ilk yarının en başarılı eldivenlerinden Sehiç’e dün yediği frikik golü hiç yakışmadı. Kaleciliğe yeni başlayanlar bile artık ters ayaklı oyuncuların çektiği korner ve yan serbest atışlar dışında kale çizgisinden en az yarım metre önde durması gerektiğinden haberdar. Sıklıkla üst düzey performansına vurgu yaptığımız Demirspor file bekçisi de maalesef evlere şenlik bir gol ikram etti…
Netice mi; Göztepe seneye TFF 1’de mücadele edecek olursa sorumlular listesinde başkan ve İrfan Can ilk sıraya yazılır…
Fatih Uraz
Eski Milli Kaleci
Kaleci antrenörü