Oğuz Reşat Sipahi
Ülke ve İzmir COVID-19 kıskacında acı çekip, telef olmaya devam ederken...
İzmir’in Türkiye’de futbolun en üst ligi, süper sıfatlı ligdeki tek ve biricik temsilcisi Göztepe, Milli maç arasının ardından Kayseri deplasmanında bir, Rizespor maçında üç puan almayı başararak düşme hattından biraz daha uzaklaşmayı başardı.
Göztepe bu sonuçlarla bitime 8 maç kala 43 puana ulaştı. Sezon başından beri düşme hattının 44 puana kadar çıkabileceği ön görüsündeyim... Bu açıdan bakarsak da, pek çok taraftar açısından ilk hedef kümede kalma puanını oldukça kolaylamış oldu hatta çoğu görüşe göre %99 garantiledi kümede kalmayı.
Tribündekiler (şu an ne yazık ki televizyon başındalar) Göztepe’nin rakibi kim olursa olsun; Dörtlü Oligarşi, Atletico Madrid, Roma ya da Gaybiefendispor, kupa maçı, lig maçı, lider veya lig sonuncusu fark etmeden sahada iyi mücadele ve efor bekliyor. Buna karşı son iki maçın, hatta son beş maçın ortak noktası Göztepe’nin maçların ilk 45 dakikalarını en kibar deyimle pas geçip, çoğu zaman aynı 11 ile ikinci 45 dakikalarda -nispeten- gerçek futbol oynaması. Bu, yoğun maç temposunda Ünal Karaman Hoca’nın tercihi mi oyuncuların refleksi mi (Palut Hoca döneminde de benzer tablolar gördük) bilmiyorum.
Oynanan oyunlara gelirsek... Hes Kablo Kayserispor maçında rakibin iki topu direkten dönerken rakip özellikle ilk yarı çok etkindi. Bu etkinliğin sebebi de rakibin çok temaslı, Göztepe’nin de bir o kadar temassız adeta voleybol tadında oynamasıydı. Çaykur Rizespor maçında ise Göztepe’nin belalısı Boldrin’in sahada olmaması Göztepe açısından avantaj oldu ve rakip ilk devre biraz daha aktif gözükse de pek etkinlik gösteremedi.
Ünal Hoca Kayseri maçının kadrosundan o maçta pek de fena oynamayan, Göztepe’ye geri gelinceye kadar uğruna adaklar adanan adam Adis Jahovic, Gassama ve Diabate’yi, Rize maçı onbirinde oynatmadı. Adis Jahovic son üç maçta (takım arkadaşlarından uygun pasları çoğunlukla alamasa da) skorlara birer gol katkıda bulunarak formunu artırmaya devam ediyor. Ek olarak sahadayken Ndiaye’nin oyununa da katkıda bulunuyor. Cheriff Ndiaye Kayseri maçında kanatta çok etkisizdi buna karşı Rize maçında da forvette etkisizken Adis girince daha etkin performans göstermeye başladı.
Tripic ilk 11 başladığı Rize maçında istekli ama etkisizdi. Soner iki maçta da Göztepe’nin elindeki temel yaratıcı orta sahaydı.
Diabate de sahadaki istekli oyunuyla göz doldurmaya devam ediyor.
Obinna Rize maçında “man of the match” gibiydi. Umarım böyle devam eder. Esiti defansif anlamda ortalamanın üstünde ofansif anlamda daha yaratıcı olabilir izlenimi veriyor.
Zulj ne oldu da “Yurtta sulh cihanda Zulj” noktasından zulüm noktasına geldi bilmiyorum ama dışarıdan olağanüstü isteksiz, adeta “oynamak zul geliyor” izlenimi veriyor. Umarım tez zamanda toparlar.
Göztepe’nin çocuğu Halil Akbunar’ın isteği ve azmi bu sezonun en önemli dayanak noktası. Rize maçında da yine yapacağını yaptı, golünü attı. Attığı gol sonrası dışarıdan gözle Halil’in yaşamına, dolayısıyla Göztepe tarihine de çok önemli etkiler yaratan dokunuşuyla değerli, sevgili eşine Gülçin Akbunar’a mesajı da oldukça duygulandırıcıydı. Dilerim sakatlığı ciddi değildir Halil’in.
Önceki iki maçta 8 gol yiyen takım bu iki maçta 1 gol yerken... Kayseri maçında yenen golde Berkan’ın açıkta birebir kademesiz denk gelip ortaya izin vermesi ortada ise Alparslan-Atınç duvarının tenhada yakalanması birleşti ve gol geldi. Rize maçında ise İrfan Can Eğribayat ve takım bu sezon ligde 8. Kez gol yememeyi başardı.
Paluli ve Gassama defansif özelliklerini klasik “bek ortası ya da içe pası” ile değil de “açık ortası içe pası” ile birleştirebilseler her şey çok daha güzel olabilir. Berkan-Paluli-Gassama ortalarını ve kendi kanat içlerine paslarını orta saha oyuncuları ve forvetler ile daha iyi bir araya getirmeyi başardıklarında skora katkıları en az üç kat artacaktır.
Kişisel olarak buradaki görevimi bir nevi, olumlu olumsuz tribün/taraftar yansımalarını takıma iletmek olarak kabul ediyorum. Taraftarın son maçlar için kenar yönetime bir eleştirisi (ben de katılıyorum bu eleştiriye) şu ki, Ankaragücü, Sivas ve Kayseri maçları dahil rakip takımın gol atacağının çok netleştiği anlarda (aynı noktalardan 4. 5. 6. ataklar ve tehlikeler gelirken) oyuna reflekssel müdahalelerin beklentinin altında olması.
Göztepe'miz 12. maçın sonunda ligin ilk devresinde de 18 puana ulaşmıştı ama sonraki beş maçta 1 puan alabilince teknik direktor değişikliği gerçekleşmişti. Bu açıdan gevşemeden devam etmek gerekiyor. Takım oynadığı oyunun ciddiyetine göre ligdeki her takımdan puan alıp verebiliyor. Umarım kalan her maçı en üst seviye iş ahlakı ve ciddiyette oynayıp ligi mümkün olan en fazla puanla bitirmeyi başarabilirler.
Bu içerik Dokuz Eylül Gazetesi'nden alıntılanmıştır. https://www.dokuzeylul.com/yarim-devre-fitbolu-makale,149549.html