Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
AYIP
42. yaşıma doğru ilerliyorum. Herhalde üç aşağı beş yukarı 30 yıldır Göztepe tribünlerinin bir üyesiyim. Askerlik dışında çok da devamsızlığım yoktur. Bunun yanında özellikle son yirmi senedir, forum mesajı, Göztepelist epostası, köşe yazısı, basın bildirisi adı ne olursa olsun yüzlerce belki de binlerce Göztepe ile ilgili yazı yazdım. Gerek üyesi olduğum gruplar dernekler yayınlar adına gerekse e kendi adıma yazdığım her metinde en büyük saygı duyduğum konu Göztepe tribünlerinin ruhudur.
Çünkü Göztepe tribünlerinin kendi içinde bir dinamiği vardır. Yönlendirmeye çalıştığınızda ters teper, belli bir grup etkin oldu mu karşısına hemen münferitler çıkar, kendini tribün lideri ilan edenlerin ömrü çokta uzun süreli olmaz, çünkü Göztepe tribünleri yaşayan bir organizmadır. Her yaşayan organizma gibi her olaya karşı bir tepkisi vardır. Binlerce polis tarafından zaptedilemeyen hırçın günleri de olur. Eksiksiz herkesin hüngür hüngür ağladığı duygusal günleri de ve bütün bu savruluşların tek özelliği vardır sonuna kadar gerçek olmasıdır.
Biz Göztepeliler, tarihimizle, kulübümüzle en çokta tribünlerimiz ile gurur duyarız. Çünkü esas gurur duyduğumuz şey bahsettiğim gerçekliğin yarattığı Göztepe Tribün Ruhudur. İşte bu hafta o anlardan biriydi. Şartsız koşulsuz istisnasız tüm tribünler gönüllerinden geçen en kalbi duygularla “Günay” ı ayakta alkışladılar. Çünkü Günay ile kalpten kalbe bağladığımız bağ herkesin yüreğinde bir ışık buluyor.
Ancak “Herkes unutur Göztepe unutmaz” ilkesini benimsemiş ruhuna bu kadar çok inandığım Göztepe tribünlerinin iki haftadır anlamlandıramadığım, yadırgadığım hatta ayıpladığım bir durumu var. Mehmet Sepil’i unutması.
Mehmet Sepil Göztepe’mizin aktif görevdeki Başkanı, yöneticisi, bu sebeple Göztepemiz ile ilgili günde onlarca, haftada yüzlerce, sezonda binlerce karar alıyor. Bu kadar çok karar alınan bir yerde kuşkusuz bazı kararlar doğru bazı kararlar hatalı olabilir. Bazı kararların bugün doğru olduğu düşünülürken zaman içinde hatalı olduğu anlaşılabilir, bazı kararların bugün hatalı olduğu düşünülürken zaman içinde doğru olduğu ortaya çıkabilir. Çünkü Türk futbolu her gün gündem değişen her gün yeni bir olay ve sayfa ile yoluna devam eden dinamik bir yapı ve Göztepe’de bu yapının içindeki belki de en dinamik organizma.
Mehmet Sepil’in yanlış yaptığını düşündüğümüz her şey gerçekten yanlış olabilir, Mehmet Sepil’in yanlış yaptığını düşündüğümüz her şey doğru olabilir. Hayat zaten bu doğrular ve yanlışlar arasında kendisine bir reçete çıkaracaktır. Çıkarmaktadır. Ama ne olursa olsun bütün bu günlük durumları bir kenara bıraktığımızda kuşkusuz ki Mehmet Sepil Göztepe’nin son 30 hatta 50 yılının en başarılı Başkanıdır.
4 milyon İzmir’linin ezici çoğunluk oyları ile Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Tunç Soyer ihalede parasını ödeyerek satın aldığı tarihi bina kendisine teslim edilsin diye Ankara’da kapı kapı dolaşmaktadır. İzmir’de benzer oy oranları ile seçilen ilçe Belediye Başkanları 10-20 milyonluk yatırımı onaylattılar diye Bakanlık kapılarında selfi paylaşmaktdır. 250 milyonluk Göztepe Gürsel Aksel Stadyumu İzmir’in son 20 yılda aldığı en büyük kamu yatırımlarından birisidir. Ve bu yatırım İzmir’e rağmen alınmıştır. Kimin tarafından alınmıştır. Kimse kusura bakmasın Tek Başına MEHMET SEPİL tarafından alınmıştır.
Siyasi destekli, lobi destekli, belediye veya siyaset tarafından yönlendirilmiş sponsor destekli kulüpler arasından süper lige çıkmak, yıllardır herkesi düşürüp ligde kalan lobi takımlarını düşürerek ligde kalmak. Hakkını yedirmemek, masada kaybetmemesini sağlamak kimin başarısıdır. Kimse kusura bakmasın. Tek Başına MEHMET SEPİL’in başarısıdır.
Bütün başarılarını başkalarının hakkını yemek düzenine dayandıran semirtilmişlerin eski düzenini devam ettirmemesini, masada kazanıp maç tekrarı yaptırmamasını, mağlup olmalarına rağmen her zamankinin aksine tıpış tıpış gitmelerini sağlayan, şimdi herkesle kötü olurum ne gerek var demeden Göztepe’nin hakkını koruyabilmek Göztepe’yi diğer Anadolu Kulüplerinden ayrıştırıp onların lideri statüsünü kazandırmak için Kulüpler Birliği Başkanı gibi gayya kuyusu bir görevi kabul edip ağırlığını hissettiren, aynı gün şampiyonluk maçı oynanırken sıradan bir lig maçında Federasyon Başkanını yan koltuğuna oturtup herkese gereken mesajı veren kimdir. Kimse kusura bakmasın Tek başına MEHMET SEPİL’dir.
Şunu canı gönülden ve açıkça ifade ediyorum. Gürsel Aksel Göztepe Stadyumu tribünlerinin dakikalarca elleri patlarcasına ayakta alkışlaması gereken kimdir. Kimse kusura bakmasın Tek başına MEHMET SEPİL’dir.
Şimdi bugünden itibaren günlük gündem maddelerinden bağımsız olarak en başta münferit Göztepeliler olmak üzere, tribün grupları, sosyal medya sayfaları, sosyeteler, misafirler, kale arkası, maraton, numaralı, vip, loca her ne kim olursa olsun Göztepeliler iki hafta da ortaya çıkardıkları bu büyük ayıptan utanmalı nasıl telafi ederiz. Nasıl kendimizi affettiririzin yollarını aramalıdır. Başakşehir maçında bu büyük ayıbın özürü dilenmelidir.
Evet Göztepe EN BÜYÜKTÜR. Evet kimse Göztepe’den büyük değildir. Ama Göztepe’ye hizmet eden Göztepelinin baş tacıdır.
Vefa ve minnet duyguları bir lütuf değildir. Vefa ve minnet duyguları bir saygı ve sevgi ifadesidir. Göztepe’yi Göztepe yapanda, Göztepe tribünlerini Göztepe tribünleri yapanda hak edene gösterdiği SEVGİ VE SAYGIDIR, VEFA VE MİNNETTİR.
Alayına İsyan İnadına Göztepe
Herşey Tek Büyük Göztepe İçin.
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.