Tarih tekerrürden ibaret demişler.

Herhalde Göztepe'miz için bu sözün doğruluğunu tartışmak, vakit kaybından başka birşey değildir.

Tarihin tekerrür edip etmediğine bakmak yerine, tek Eylül ayına bakmak herhalde yeterli olacaktır.

Takvimler 8 Eylül 2013'ü gösterirken -yani sadece 140 gün önce- ligin en pahalı kadrosuna sahip Göztepe, ilk maçına çıkıyor,bir çok oyuncusunu gönderen, tam 17 yeni futbolcu alan, yeni teknik direktör olarak eski futbolcusu Erhan Altın'ı getiren takımımız gövde gösterisi yapmaya hazırlanıyordu.

(Lütfen bir önceki seneye, 2 sene önceye, 3 sene önceye de bakın, bir farklılık görecek misiniz bakalım)

Yeni transferin bir çoğunu kadroya bile almayan, 2-0'lık mağlubiyetten kendi sahasında 2-2'lik beraberliği zor kurtaran takım ve teknik ekip eleştirilerin hedefi haline geliyordu.

Ben bu hafta takımı izlerken, bir çoğumuz gibi gene aynaya bakar gibi hissettim.

Gene aynı hatalar, gene sokağa atılan paralar, gene karbon kağıdı...

Herkes unutur, biz unutmayız ama bu noktada bir hatırlatma yapmak sanıyorum faydalı olacaktır.

Ligin ilk haftasında Erhan Altın'ı gönderen Sn. Hüseyin Altınbaş, şu açıklamayı yapıyordu;

... Benim için vaadler değil, sonuçlar önemlidir. Daha başlarken rakiplerin 2 puan gerisinde kaldık. İlk hafta lider değilsek son hafta olacağımızın garantisi yok. Bütçesi Göztepe'den 10 kat daha az olan Gaziosmanpaşa istese bize 6 gol atardı. Transferleri erkenden yaptık. Takım 2 aydır birlikte. En hazır biz olmalıydık. Yapmacıklık değil, yürek önemli."

Gelelim bugüne.

Aradan geçen sadece 140 günde gene bir çok futbolcu geldi,gitti.

Teknik direktörümüz bir kez daha değişti.

Futbol direktörlüğü kavramı rafa kalktı.

Yeni teknik direktörümüz 17'de 17 diyerek bir vaad daha verdi.(sanıyorum bu hafta 16'da 16 olarak revize edecektir)

Yani Eylül, tekerrür etti...

Geride kalan yılların tekerrür ettiği gibi...

Bakın, bu takım 6 puan farkı kapatabilir, olmadı play offtan çıkabilir konu o değil.

Buradaki problem üst üste aynı hataları yaparak, doğruya ulaşacağımızı düşünerek aldanmamız...

Peki bu noktadan sonra ne yapılabilir?

Taraftar olarak en iyi yaptığımız iş olan, bu takıma sonuna kadar destek vermek olabilir ki biz zaten bunu her sene herkese ve her koşula rağmen en iyi şekilde yapıyoruz.

Umarım bu sene en iyi ihtimaller gerçek olur ve bir üst lige çıkarız.

Önümüzdeki seneden itibaren de istikrar adı verilen mutlu sonla biten filmlerin senaristini ana fikir politikamız haline getirerek kalıcı başarılara ulaşırız.

Her şey tek büyük Göztepe için!

Süleyman YENGİL