
Esasında, bu yazı oluşalı 2 hafta oldu. Ancak ne gariptir farkına varmadan ben de, Kemal hocanın taraftar temsilcilerini davet ettiği taraftar toplantısında da altını çizdiği "Ben başarısız bir td yim şimdiye kadar beni neden eleştirmediniz neden küfür etmediniz anlayamadım....."da ki tutulma içinde idim.
Kendimi vicdan sahibi bir insan olarak gördüğümden midir bilmem, bir istikrar yalanına saplanmışım bir bataklığa saplanır misali Kemal hoca gitse ne olacak bu kalsın istikrar olsun vs vs
Sevgili arma sevdalısı arkadaşlarım, H. Kalpar’ı istifa sürecine getiren sebepler nelerdi bizce? Takımda disiplini sağlayamadı, takım olamadık, hırs yok, taktik yok… Sonuç 7. Hafta düşme potasındayız. Kan değişikliği lazımdı ve belki de bizi kabul eden teknik direktörler içinde İzmir'i ve yapısını bilen en uygun adaydı. Uzun bir süreç vardı önünde işine yaramayan futbolcular yollandı, kendisinin de ifade ettiği üzere birebir kendi verdiği listede ki futbolcular alındı. Peki sonuç? Yine düşme potasındayız.
Kimse kendini kandırmasın, “o cezalıydı, futbolcular hazır değildi” diye. Arkadaşlar, Kemal hoca kendi beyan etmedi mi bu futbolcuları ben isim isim istedim diye? Kim suçlu? Süreç başladı başlayalı futbolculara küfür ediyoruz, kızıyoruz.
Futbolcular, maç başı para alıyorlar ve kaybettikleri her maç o maç başılarını alamamalarına neden oluyor. Çünkü ceza sistemimiz var (ki olmalı). Yani düşündüğümüz üzere tıkır tıkır maaş alan kimse yok. Bu adamlar kulübümüze spor yapmaya gelmediklerine bu çöküntü neden yaşanıyor?
Teknik direktörün görev tanımlarını uzun uzun yazmayacağım ama, her halde takımda disiplini sağlamak ruh vermek taktik vermek ve en önemlisi takım yapabilmektir. Siz takım görebiliyor musunuz? Peki taktiğimizi bilen var mı? Disiplinle ilgili örnekler vermek istemiyorum çünkü bu yazıyı rakiplerimiz de okuyacak gerek yok ama üzüntü verici inanın.
Kemal Kılıç ile Özgür Zengin’in aralarının ciddi biçimde açık olduğunu sağır sultan bile duydu. Bizler altyapımızla övünürken, Kemal hocamız ve ekibi gram olsun altyapıya önem vermiyor. İşi gücü para harcatmak.
Yeteneği konusunda hiçbir negatif düşüncemin olmadığı Tuncay transferinde 100 bin lira civarı bonservis bedeli ödenmiştir. Peki U17’den tutun da, A2’ye kadar bizim takip ettiğimizin yarısı kadar bu gençler ve başarıları takip edilseydi bizden de Tuncaylar çıkmaz mıydı?
Buca’da Salih ilk onbir de oynatılmamış olsaydı fb’ye gidebilir miydi? Gsli Semih ilk onbir de oynamamış olsa milli takıma gidebilir miydi? Daha fazla örnek saymak istemiyorum. Çünkü, bırakalım gençlerimize şans verilmesini A2 ile A takımlarımızın kendi aralarında yapılan bir tane maç yok. Neden mi? Neden, Kemal Hoca’nın kişisel egoları.
U18’de oynayan özellikle bazı futbolcuların, altyapı teknik kadrosu tarafından A takıma önerildiğini biliyoruz. Ancak bu gençler, bırakalım sözleşme yapılmasını idmanlara bile çağrılmadılar.
Bu arada A2 takımımızın son oynadığı Ads maçında, Adsli 4 teknik direktör yardımcısının olmasını beğenmediğimiz Cihat Hoca’nın hafta içi Akhisar’la oynadıkları U14 maçını bile takip ettiğini ayrıca 4 tane A2’den genci kadroya aldığı (ksk zorunluluktan alıyor bizim çocuklar parıl parıl parlıyor stopersiz maça çıktık denizli maçına) Manisa’nın kadrosunda altyapıdan 6 oyuncu olduğunu biliyor musunuz?
Sabır bende bitti…
Kemal Hoca’nın kulübümüze daha fazla verebileceği bir şeyi olduğunu düşünmüyorum. Bizden daha fazla şeyler almadan, hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek yollar ayrılmalıdır.
Kan değişikliği şart ve bu konuda en büyük görev yine bize düşmektedir.
Ümit ÇETİN
