Süleyman Yengil kardeşime ithaf olunur…
“vira bismillah...
hayırlara vesile olsun bu deplasman...“ deyip gecenin geç bir vakti yattım.
Malatya maçı sonrası Özant abi, Ahmet Sabuncu ve birkaç dost ile Alsancağa doğru yürüyorken. Haftaya Turgutlu’ya gidilmez ortak fikrimizdi. Gidilmeyecekti de. Rezil mi olunasaydı. Bu kadar çile çek çek nereye kadardı? Yazıktı. Ahtı vahtı.
İsyan Belgeseli’ni izlediyseniz orada bir kardeşimiz de bu mevzuuya çok güzel temas etmişti. “Her hafta bu hafta kesin yok deyip sonra içtimaya çağrılan asker gibi tıpış tıpış o sevgilinin peşine” düşülesiydi.
Denizli Tayfa olarak biz de yok gidilmez. Yeter be kardeşim derken. Bir ders çıkışı Ahmet’im ne dersin? Cümlesi akşama netleştirelim oldu ve gelenler gelmeyenler derken Çarşamba öğlen “Yine yol göründü gurbete!” şarkısındaki gibi Denizli gurbetinden Turgutlu gurbetine yola düşüldü. Yola çıktığımızda saat 11:50 idi Turgutlu’da stada girdiğimizde 13:35. Turgutlu kapalı tarafından biletimizi alıp kardeşlerimize şöyle uzaktan selam gönderdik. (Maç skorunu söyleseler kimsenin tutturamayacağı kesindi. Netekim Facebook’taki Göztepelist’in maç skoru tahminini de bilen çıkmamıştı.)
2-1 alırız demiştim stada girerken. Ama son dakikalarda da yeriz demiştim ki 35. dakikaya gelindiğinde tabela 3-0 Göztepemizin önde olduğunu söylüyordu. Çeşitli telefon bağlantıları ve de maç akşamı forumlardaki göz atmalarımın da sabitlediği üzere bir çok kişi benim gibi düşünmüştü. “…şaka mı bu? 34 dk da 3 gol!…” “rüyadamıyımmmm!....” (Yalı Forumdan bir kaç kardeşimin benimle aynı anda farklı mekânda düşündüğü ve dile getirdikleri.)
Tribünler KASABA’lılara nasıl tribün yapılır onu öğretiyordu. Her şey normalin üstünde idi. Oğlum ölecek miyiz yoksa biz? dememe kalmadan asılmaya çalışılan pankarta stat görevlileri izin vermedi ve bu pankart canlı yayında da herkesin izleyebileceği bir şekilde tutularak kaç haftadır bir çok platformda bir çok Göztepeli tarafından eleştiriye maruz kalan Konak Belediye Başkanımız Sayın Hakan Tartan’a yaptığı destekten ötürü bir teşekkür ihtiva etmekteydi!?!...
İkinci yarıda KASABA grubu birkaç Karşıyakalı çocuğun da gazıyla provokasyona başlıyorlar. 4. Gol Schweppes kapağının açılış musikisi gibi bir sesle stada bir Osmanlı tokadı misali iniverince, “yok abi bizim bu dakikalarda çile çekmemiz gerekirdi” diye inliyoruz kendimizce. Rahmetli Ahmet Kaya’nın “Acı çekmek özgürlükse” şarkısı aklımıza geliyor. Alışmamış yerde kravat nasıl takılırmış gibi oluyoruz. Bizim tribünlerle kapalıdaki bizler bir de açıktaki onlarca Göztepeli en rahat son dakikalarını izlemişlerdir hayatlarındaki bir maçın. Bunu sesli ifade ederken bir emniyet amiri elindeki konuşma cihazıyla beni işaret ediyor. Hoppala diyoruz.
-“Hadi geçin sağa”
-Olmaz! Amirim. Ben Göztepeliyim.
-“Ne işi var bunun burada?” gibilerden elektronik ses veren cihazıyla yanındakine dönüyor.
İstediğiniz yeri kapatın bir şekilde biz izleyecek bir yer buluruz amirim diyorum kendi kendime. Lakin son dakikalarla birlikte 15 dakika çeşitli polis memurları bizi kapalının ortasına çekmek istiyorlar. Yukarıdaki diyaloglar defaatle yaşanıyor. KASABA açık bir şekilde pusuya çıkıyor stadı terk ederek lakin stattan çıktığımızda da görüyoruz ki polis sadece stadı korumakla meşgul, bunlar için önlemler almıyordu!...
Maç bitiminde kapalının sağındaki Bandırmadaki Göztepeli kardeşimiz Fatih Turgut’la hoş beş ediyoruz. Özcan hoca ve Ali Gültiken’i tebrik ediyoruz. Emin’in son dakikalardaki maça giriş tarzını garipsediğimizi iletiyoruz kendisine. Vedalaşıp ayrılıyoruz. Stattan. Takımın otobüsüyle polis eskortları eşliğinde ayrlıp Salilihli’de yemek molası verip maça gelemeyen Denizli Tayfayı kızdırıyoruz telefonda. Sonra ver elini Denizli gurbeti yine.
* * *
Aşağıdaki satırların yazarı List’te de yazan Süleyman Yengil kardeşimin sanki hissi kablel vuku olmuş az önce örneklerini verdiğim farklı yerlerde aynı şeyleri düşünen insanlar misalsi benim hissiyatımı benden önce nicelerimize mütercim olarak yazmış bu satırları:” Yeni yeni öğreniyorsunuz belki ama yıllardır beklemekten doludur gözümüz,/ Bir hatalı karar, yediğimiz bir gol ve kaybettiğimiz bir sene bizler için çok şey demek..”
Evet İzmir’deki Göztepeliler için bir sene çok şey demek! Ama ya gurbettekiler için. Bu sene şansıma 3 maç izledim. Kendimi ne kadar bahtiyar hissediyorum bir bilseniz.
Denizli’ye dönerken radyoda bir kanalda “Felek ayırmasa ben ayrılmazdım/ Ağlama Gözyaşım Mevlam Kerimdir” ( http://www.dailymotion.com/video/x8g0lh_ali-ekber-cicek-aylama-gozlerim-mev_music dileyenler Rahmetli Ali Ekber Çiçek yorumuyla bu linkten dinleyebilirler) sözleriyle matuf bir gurbet türküsü çalıyordu. “Ahmet’im” dedim, “şimdi 5-0 olmasaydı bu türküyle saydıra saydıra giderdik; hüzünlü gurbetimize başka bir boyut katardık ama gel gör ki şimdi bu türkü bile bana düğün türküsü gibi geliyor biladerim” dedim. Güle oynaya çocuklar gibi şen bir şekilde gurbetteki yerimize geldik. Gelirken birbirimize 10 puanlık şu soruyu sormayı da ihmal etmedik. Biz en son kime 5 fark attık? Kontra gelen soru şuydu deplasmanda hiç 5 gol hatırlıyor musun be abi?
Yaş 37 ilk defa 5 farklı bir deplasman galibiyeti izledim.
Amin amin amin!
* * *
Maçtan Kısa Kısa…
- Maç boyunca Göztepemiz ve onun şanlı taraftarı kendisine yakışanı yaptı. Takım takım gibi oynadı. Taraftar da asıl vazifesiyle uğraştı. Bir ara çıkartılmaya çalışılan provokasyona gelir gibi oldu. Olan bize oluyordu kapalıda. Tam o sırada Antalya’dan Mustafa abi ve İzmir’den Ali abilerimle görüşüyordum. Onlara söylediğim şey şuydu: “iki taraf bir birlerine bir şeyler yağdırıyor arada kaldık!” Neyseki ki bu çok uzun sürmedi müteakibinde gelen 4. Golle stadı terk etmek zorunda kaldılar.
- Maç sırasındaki pankart olayını yukarıda bahsettim mükerrer ifadeye gerek yok ama bize uymadı açıkçası!
- Emin’in maça giriş şekli usül ve adabı hoş değildi. Ali gültiken’in önünde cereyan ettiği için sanırım o bir şeyler yapar!
- Öğrenciyken değil öğretmenken bile okuldan senin için kaçtım be Göztepem!
- 52. Dakikada KaSaBa tribününe dönüp gözlerim kısmi dolu bir şekilde Allah’ım kurtar bizi buralardan, nolur diye yakardım!
- Tribünün dışarıda kalan seyirciler için tezahuratı üzerine Fatih Turgut kardeşimin ifadesiyle Ali Gültiken dışarı çıkıp gelmiş.
- Kulübümüz taraftarını himaye etmek için bir adım daha ileri gitmeli ve gereğini yapmalıdır
a. stada giriş için
b. her yerdeki karşımıza çıkan provokasyonlar
c. taraftarını koruma için
- Ah be Tayfunum bir forma istedik senden çok mu şey istedik.
- O kadar yol tepip de seyrettiğimize fazlasıyla değdi. Bu arada gergin son dakikaları seyretmeya o kadar alışmışız ki skor 3-0 dur adamım kritik dakikalar başlıyor ne olur ne olmaz? Diyoruz hala!....
- Bu maçta da bir penaltımız verilmedi!...
- Takım mükemmel bir oyun oynamadı. Maç sonrası Çağatay’a “Ne dersin umutlanalım mı şampiynluk için?” diye sorunca da “5-0’a aldanmamak lazım, çift forvetin yararını gördük bu maçta sadece” dedi.
- Bir çoğumuzun tahayyül ve tasavvur edemeyeceği bir galibiyet aldık. Emeği geçenlere teşekkürler!
- Maçta taraftarın yaptığı en kötü şey isyan marşını maç bitmeden okumak. İsyan Marşı söyleniyor gol atılıyor ama golün coşkusu yaşan(a)mıyor. Maç bitiminde takımla beraber daha güzel olabilirdi.
- Eve gelince kardeşlerimizden öğrendiğimiz kadarıyla büyük arbedeler yaşanmış. Her yerde parya ve suçlu muamalesi görmekten bıktık. Bunu bir nihayeti olmalı.
Uzaklardan selam sevgi ve muhabbetlerimle
Amatör taraftar
Hakan Taşpınar
