Babam anlatırdı…
Yıllar, yıllar önceymiş.
1-9-1 diye bir taktik varmış.
Kulağıma çok komik geliyordu, nasıl oluyor anlatsana baba diyordum.
Bir kaleci, önünde dokuz tane oyuncu maç başlar başlamaz ceza sahası önüne dizilirdi, gelen her topu ileriye, taça, kornere, stadyumun dışına vururdu.
Olur da ileride bekleyen o bir adama top gelirdi, alır 3-4 kişiyi çalımlarsa gol atardı…
İşe yarıyor muydu bari?
Tabi canım yaramaz mı?
5-0 , 7-0 , 8-0…
Yıllar sonra canlı canlı görmüştüm o taktiği.
San Marino maçında…
Çoğu futbolu ‘hobi’ olarak yapan, pek çoğunun asıl mesleği esnaflık olan futbolcular(!) ceza sahası önünde toparlanmış her topu ileriye vuruyordu.
Sahanın kenarındaki teknik direktörü gördüğümde düşündüklerimi hatırlıyorum.
Ne diyordu acaba takımına, nasıl çalıştırıyor, ne taktik veriyordu?
Ve o futbolcular hocalarına karşı ne düşünüyordu acaba? Belki yenilseler de atak yapmak, futboldan keyif almak ve izleyenlere de keyif vermek istiyorlardı.
Ama kenarda onları dizginleyen, ‘hayır sizin kapasiteniz bu kadar’ diyen birisiyle ne kadar mümkündü?
Ve dün gene gördüm o taktiği.
Maalesef Göztepe’min maçında…
Adını hatırlamadığım ve hiç kimsenin hiçbir zaman da hatırlamayacağı San Marino teknik direktörü geldi gözümün önüne Özcan Kızıltan’a bakarken.
Yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır diye bir söz vardır.
Dün yaptıkları da, Özcan hocanın vizyonu ve misyonu hakkında umarım biraz olsun bir sinyal vermiştir birilerine.
Daha 55. Dakikada saatine bakmaya başlayan, ileriye doğru hamle yapan beklerine dur çıkma diyen, kendi sahasında 70 dakika boyunca bütün tribünleri stres topuna çeviren ve kahreden son olarak maçı Vedat,Ulaç,Anıl,Fuat,Ramazan,Yüksel,Şamil,Hakan,Bülent Bal’la birlikte tam 9 defansif oyuncuyla bitiren hocamızın teminatının altına imza atanları tebrik ve takdir ediyorum…
Ama unutulmasın ki zihniyeti San Marino olanların kalbimizdeki yeri, San Marino’nun FIFA sıralamasındaki yeri kadardır.
Ve yine unutulmasın ki Göztepe tarihi; korkaklarla değil, 2-0’dan sonra bile 3.golü bulmak için Atletico Madrid kalesine saldıran zihniyetle yazılmıştır.
Çünkü tarihin sayfalarında korkakların yeri yoktur.
Göztepe'nin tarihinde de her zaman böyle olmuştur.
Süleyman YENGİL