İnsan hafızası çok unutkandır. Bunu bilirdim ama Göztepelilerin hafızasının bu kadar unutkan olabileceğini tahmin edemezdim.
Bir amigomuz vardı, bir zamanlar. Stada girdiği anda tribünler ayaklanırdı. En önemli tezahuratları, üçlüydü, göztepenin forması forması ne güzelelde oluıyor oh ! oh ! ‘du. Amigo İsmet’ti. Bildim bileli kırdı saçları. Hep Göztepe stadı ile iç içe yaşardı. Zaten 1970-80’li yıllardı o yıllar. Daha yeni geçmişti Göztepe EFSANESİ İzmir’in üzerinden tıpkı kuyruklu yıldız gibi. Halen aramakta olduğumuz da zaten o değil miydi zaten?. Sado’lar, K.Ali’ler, İsmail’ler, Erhan’lar, Fuji’ler, Yarkın’lar, Cudi’ler, Özer’ler, Sadettin’ler, Ercan’lar, Cevdet’ler, Ulvi’ler vs…geldiler geçtiler. O hep oradaydı. Amigomuz Arnavut İsmet hep Göztepe stadındaydı. Uzun atkısıyla, kısık sesiyle; Göztepeliler hep beraber bir iki üç ………..GÖZTEPE!!!!!!!!Az mı haykırdık? Az mı bağırdık? Sonra Göztepe orkestrası, Rize ile 1978’deki şampiyonluk çekişmesi , Dr. Ayhan çekiç’in Göztepe Göztepe şanlı Göztepe marşı nasıl unutulabilir? Ksk çekişmesi ve amigo İsmet’in Sado’nun 88.dk’da Balıkesir ağlarına kafa ile bıraktığı kafa golüyle gelen şampiyonlukta geçirdiği baygınlık beklide onun ileriki yıllarda yakalanacağı kalp yetmezliğinin ilk habercisiydi. O bir amatör amigoydu. O gerçek Göztepeliydi. O taraftarın haykırdığı gibi “ EN BÜYÜK AMİGO ARNAVUT İSMET’Tİ”.
SENİ UNUTMADIK İSMET KALBİMİZDE YAŞIYORSUN.