Oğuz Reşat Sipahi
http://www.sipahi.tk
Göztepe amatördeki hayal kırıklığının aksine, geçen sezon yükselme grubundan oldukça rahat bir şekilde bir üst lige çıkmıştı...
Göztepe taraftarı bu sezona da takımdan oldukça emin başladı...Pekçok kişi bu sene de bir üst lige çıkmayı çantada keklik görüyordu. Geçen seneki kadroya kağıt üzerinde oldukça iyi sayılabilecek takviyeler yapılmıştı. Akif Hoca görevine devam ediyordu... Çok uzun zaman sonra Göztepe bir sezonu bitirdiği teknik adam ile ertesi sezona devam etme şansı bulmuştu. Hazırlık maçlarındaki sonuçlar da oldukça başarılıydı.
Buna karşı sezonun ilk resmi maçında Fethiyespor maçına takım sıkıntılı başladı. Orada çıkan olaylar ve kapanan saha kaçan iki puanın bonusu oldu... O bonuslar ile birlikte Türkiye Kupası maçına takımın bir önceki maçın yedekleriyle çıkması taraftar ile Akif Hoca arasındaki büyük kıvılcımı yarattı. Ardından seyircisiz maçta ki seyredenler "Seyircili olsaydı ilk devre 3-0 olurdu." Diyorlar, iki puan daha kayıp oldu. Alanyaspor maçındaki mağlubiyet ile takım ilk 9 puanın ikisini alabilmiş oldu. Başaran'a tepkiler de iyice arttı...4. ve 5. haftaları galip kapatınca sular biraz durulur gibi oldu... Sarıyer maçı ise, takımı bir önceki sezon şampiyon yapmış biri bile olsa bir teknik direktör için olabilecek en kötü sonuçla bitti. İç saha mağlubiyeti... Bu sezon için en yüksek sayıdaki taraftar grubu tribün istatistiklerindeki yerini alırken, Serkan'ın kırmızı kartının ardından gelen 1-0 mağlubiyet "Akif Hoca istifa" sesleri ile nihayetlendi...
Hafta içi yönetimin "Hoca'nın arkasındayız" demesi ile Akhisar'da gelen bir puan...Hakemin vermediği son dakika penaltısına rağmen taraftarın gerilimini iyice arttırdı...
Ve Konya Şekerspor maçı...”Maçtan önce ve maç boyunca tribünlerden Hoca'ya tepki olur mu?” sorusunu kalbini riske atmaya devam ederek deplasman dahil maçlara gitmeye devam eden sevgili abim Çağatay Çağlar ile maç öncesinde konuştuğumuzda, "Herhalde maç sırasında tepki olmaz ve Göztepe taraftarı takımını elinden geldiğince destekler ama maç sonunda takım olağanüstü bir oyun sergilemedikçe sonuçtan bağımsız olarak tepki olabilir." diye konuşmuştuk.
Maçta ise beklediğimizin tersi oldu... Kapalı tribün ilk on dakika suskundu. 601. saniyede ise ilk tezahürat Akif Hoca ile başladı... Dönem dönem aralıklarla; hakem Göztepe'nin mutlak penaltısını vermediğinde bile devam etti. Normalde o hakem o penaltıyı vermemezlik edebilir miydi???? Herneyse…Yenilen golle birlikte dönülmez akşamın ufku ne yazık ki gözükmüştü...
Göztepe'nin en büyük silahı ve "Aşil’in topuğu" olarak adlandırılabilecek taraftarı öfkeliydi...Bu öfke ister iki puan, ister fazlası neye mal olursa olsun, Başaran gitmeliydi...
İkinci devre takım biraz toparlanır gibi oldu ama arkasından aleyhte bağıran 2-3000 kişi eşliğinde insan ne kadar performans gösterebilirse Başaran da o kadar performans gösterebildi ve içeride oynadığı 4. maçta 5. puanını aldı... Maç sonu tepki gür sesli "İstifa" şeklindeydi.
Turgutlu maçı seyircili olsaydı, son iki maçta verilmeyen penaltılar verilseydi böyle olur muydu? Muhtemelen hayır ama eldeki kadro ve/veya performansı bu gibi aksiliklere rağmen galip gelmeye yetecek güçte değildi.
Çarşamba 17:00 itibariyle yönetim açısından baktığınızda durum iki ucu dışkıya batırılmış çubukla jonglörlük yapmaya çalışmaya benziyordu. Akif Başaran kalsaydı takım her maça 1 ya da 2 gollü handikapla başlayacaktı. Erol Azgın ya da başkası ise takımı bu kadroyla çıkarabilir miydi? Kâğıt üzerinde takım iyiydi ama Konya Şeker maçında ilk organize atağını 75. dkda yapabilmişti. Yeni teknik adamın adapte olması kaç hafta sürerdi?
Sonuç…Çarşamba akşamı Akif Başaran taraftarın öfkesine daha fazla dayanamayarak istifa etti...Kayıp iki ekstra puanı da yanında alarak…Atasözü ne diyordu? Öfkeyle kalkan, zararla oturur…
Şu anda Erol Azgın teknik direktör...Resmi site arayış bitene kadar diyor ama???
Bu sene başında hedef bir üst lig olarak belirlenmişti...Şu an oynanan sekiz maçta kaybedilen 14 puan var...Maç başı ortalama 1.25 puan. Kalan 12 maç var...Bu kalan maçlar için ortalama 2 puanın üzerine çıkılamazsa normal şartlarda play-offa kalınması kolay gözükmüyor.
Ekstra play-offlar ise çok sıkıntılı... Takımın düşme potasına girmesi bile söz konusu olabilir. Grup birincisi olunsa bile play-offlarda ikinci bir facia yaşamamak için çok daha ciddi bir kadro takviyesi şart... Gözüken o ki 2. lig b kategorisi, 3. ligden farklı olarak kulüp-tesis yapılanmasını büyük oranda halletmiş bir dünya kulüp ile dolu.
Şu anda neler yapılabilir? Transfer? “Her türlü hakem hatasına, aksiliğe ve komploya rağmen ilerlemek…” isteniyorsa şart gibi…Şu an için tek şans Ankara Büyükşehir Belediyespor...Hoca? Erol Azgın'a güvenmek seçenek olabilir ama kısa vadedeki olası şanssızlıklarda (önümüzdeki iki maçtan mutlak surette 6 puan almak gerekmekte.) bu gruptan çıkmak çok daha zor hale gelecektir. Bu bağlamda açık olan şu ki başta Sayın İmam Altınbaş olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerinin kısa sürede etkin bir kriz yönetimi göstermesi gerekiyor. 8. hafta sonunda daha fazla puan kaybına matematiksel olarak tahammül kalmamış durumda... Umarım Göztepe'yi yönetenler takımı bir üst lige çıkarabilecek kararları acilen alırlar...