En kötügün bugün değil. Zira artık biz kötü günleri geçtik. Dibi gerçek manada gördük biz. Yani biz bu işin edebiyatını yapmıyoruz.
“Biz kötü gününde kavgayı seçtik , ölüm vız gelir. Sen saldır GÖZTEPE'm , bu taraftarın seni yüceltir.” derken adını bile bilmediğimiz , şimdi bile çoğumuzun hatırlayamayacağı köylere kasabalara maça gittik. Armamız için gittik. Armayı gerçekten yücelttik. Kavgaysa o da oldu. Yani biz bu gerçeği haykırırken yaşadığımız için haykırıyoruz.
“Hayatın herşeyinden birden vazgeçerken , bir sendin vazgeçilmeyen” derken ömrümüzde bir daha hiç görmeyeceğimiz yerlerde zamanımızdan , paramızdan , çoluk çocuğumuzdan vazgeçipte gittik armanın arkasından. Hatta bunu hiç tartışmadık bile yüreklerimizde. Kimse de bizlere sen bunu neden yapıyorsun demedi diyemedi. Diyenlere ise sadece “ÇOK SEVİYORUZ” dedik. Nemli gözler takım her sahaya çıktığında sahne aldı. Ama kimse göremedi. Çünkü hepsini içimize akıttık.
“And olsun ki döneceğiz” dedik , pankartlar yaptırdık astık. Ama henüz dönmedik. Çünkü döneceğimiz yer , yokluğumuzda iyice semirenlerin , artık helal haram , eğri doğru çizgisini çoktan kaybedenlerin , adalet kelimesini çoktan unutanların olduğu yerde değil döneceğimiz yer. Döneceğimiz yer aradan 40 yıl geçse bile Türkiye deyince akıllarına GÖZTEPE gelen Capello'ların yanı. Gerçek yerimiz yani. Zira o zamanlar , her şey koca bir yalandan ibaret değildi. Reklam , medya , TV gelirleri zırvaları ile koskoca bir ülkenin balı kaymağı İstanbul takımlarına aktarılmıyordu. Herkes kendi yağı ile kavruluyor , Anadolu insanı kendi şehrinin takımını desteklemekten gurur duyuyordu. Henüz dönmedik.
Rizespor maçı bizim için hayati bir maç filan da değil. Hatta artık Şampiyonlar Ligi finaline kadar hiçbir maç bizim için final değil. Hüseyin Kalpar hoca , İlhan kaptan , Veli , Ali ya da diğer oyuncularımız. Hepsi değerli ama hiçbiri vazgeçilmez değil. Hiçbir şey bir mağlubiyete ya da galibiyete bağlı değil. Zira biz dahil hiçbir kimse GÖZTEPE armasının üzerinde ve önceliğe sahip değil.
Sosyal medyada Rize maçı için çağrılar yapılıyor. En kötü günde GÖZTEPE'li olmak vs. diye başlayan romantik cümleler kuruluyor. Bizim hakkımızda geçen 10 yıl içerisinde çok romantik cümleler kuruldu. Malzeme boldu. Çünkü o zamanlar bir ateş çemberinden , samimiyet sınavından geçiyorduk. Formalarını sandıklara kaldırıp dekoder alanlar da oldu. Olsun. Ama bir kesim var ki formasını sırtından hiç çıkarmadı. Yaban ellerde o forma ile gezerken “GÖZTEPE şimdi hangi ligde bilader?” diye bilip te bilmezden gelip yayvan ağızlarıyla yarı tebessümlü dudakları ile soranlara “YÜREĞİMDE ULAN YÜREĞİMDE” deyip geçtiler.
Artık bizim için kötü gün filan yok. Öyle bir sınavdan geçtik ki artık armanın nerede oynadığının bile önemi yok. Sadece var olması yeter. O güzel armana ömrümüzü adadık GÖZTEPE'm. Hiç kasmadan , kaç kişi oluruz hesabı yapmadan , maç kaç kaç biter derdine düşmeden , hoca kalır mı gider mi hesabına girip birbirimizi kırmadan gidelim Rize maçına. Bizi geçen sene krallar gibi ağırladıklarını unutmadan , bu misafirperverliğin karşılığını aslanlar gibi verelim tribünlerde. Herşeyi unutup transa geçelim armayı sahada görünce. İsimleri bir kenara bırakalım. Sadece armaya seslenelim.
SEVİYORUZZZZZZZZZ SENİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ...
NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE'MİZE BİR ŞEY OLMASIN...
SAYGILARIMLA..MUSTAFA DALYANOĞLU...