Ahmet Talimciler
Geçtiğimiz hafta içinde “Sol Açık Fenerbahce, Tatangalar Sakaryaspor, Mavi Ateş Karabükspor, Ya Basta Göztepe, Karakızıl Gençlerbirliği,
Altay YSKA, Boranlar Kartalspor, İstasyon Bucaspor, Beleştepe Beşiktaş, Forza Livorno” taraftar grupları futbol sahasında yaşanan ayrımcılığa karşı bir araya gelerek bir bildiri yayınladılar.Amaçları eşcinsel kimliği nedeniyle futbol sahalarından uzaklaştırılan hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın tekrar futbol sahalarına dönmesini sağlamaktı. Futbolun en önemli unsurlarından bir tanesi olan hakemlerin cinsel kimliği üzerinden değerlendirilmesi ne yazık ki Türk futbol medyasının yakın ilgi alanlarından bir tanesidir. Kişilerin yaptıkları işlerde göstermiş oldukları performansın yerine etnik ve dinsel kökenleri kadar cinsel tercihleri nedeniyle ön plana çıkartılmaları modernite öncesi toplumsal alışkanlıkların bir devamıdır.
Ülkemizde özellikle uluslar arası karşılaşmaların hakemlerinin maçlarımıza verilmesi sonrasında hakemlerin cinsel tercihlerinin bile karşılaşmanın önüne geçmesi böylesi bir zihniyet dünyasının uzantısıdır. Ancak asıl problem bu zihniyet dünyasının erkek egemen zihniyet kalıplarını besleyip büyüten futbol üzerinden 12-24 yaş arası çocuk ve genç erkeklerin beyinlerine işleniyor olmasıdır. Futbol basını kullandığı söylemler aracılığı ile şoven, cinsiyetçi ve erkek egemen dünyanın kapılarını açmakta ve bu zihniyet dünyasını sürekli olarak besleyici yayınlar yapmaktan kaçınmamaktadır. Gittikleri karşılaşmada hakemin kendilerince her yanlış kararı sonrasında malum cümleleri kurmaktan imtina etmeyen zihniyetin beslenmesinde futbol medyamızın büyük bir payı bulunmaktadır. Bunun en son örneği yakın dönemde yayın hayatına başlayan ve kendisine seçtiği isim nedeniyle okuyucuların bile gazeteyi isterken adını kullanmaktan kaçındığı AMK’dır.
Taraftar gruplarının uzun yıllar sonra oyuna müdahil olmayı seçmeleri ve bir araya gelerek ayrımcılığa karşı seslerini yükseltmeleri son derece önemli bir gelişmedir. Taraftarların benzer birliktelikleri ilerleyen süreçte futbol sahalarının ‘soylulaştırılması’ girişimleri karşısında endüstriyel futbol dinamiklerine yönelik olarak da geliştirmeleri kaçınılmazdır. Umarım ülkemizdeki taraftarlar, her türden ayrımcı, ırkçı ve nefret içeren şiddeti körükleyen yaklaşımlardan uzaklaşarak, oyunun ruhuna katabilecekleri güzellikleri ön plana çıkartırlar.