Erhan Hartaç-Habertürk
Hep merak ettim, Göztepe’nin transferlerini kim yapıyor diye.
Bu cümleden teknik ekibin haberi olmadığı anlamı çıkarılmasın. Kastım, bu değil.
Ancak, son 4 yılda aldığı oyuncuları, ya kovarak ya da cehennem azabı çektirerek gönderen Göztepeli yöneticilerin, bence kredisi bitti. Anlaştıkları teknik direktörlerin kredisini kullanıyorlar.
Çünkü hep aynı terane sürüp gidiyor.
Taraftarlar, sanal ortamda hep şu soruyu soruyor; Takımında oynamayan, kadro dışı kalmış, sorunlu, ıskartaya çıkmış oyuncuları biz niye alıyoruz?
Başkanımız İmam Altınbaş, Holding’ine adam alırken, aynı kriterleri mi kullanıyor?
Neden her yıl takım yeni baştan yaratılıyor?
Bu takımda kalmayı becerebilecek bir oyuncu olmayacak mı?
Hep alan ama satmayı başaramayan takım Göztepe mi olacak?
Haklı değiller mi?. Göztepe, hep tribün gücüyle ilerliyor. Şampiyonluk söylemleri ile kurulan takım aynı heyecanı yansıtmıyor. Israrla da aynı strateji sürdürülüyor. Kendi yetiştirdiği oyuncuları piyasaya süremeyen, altyapısına angarya gözüyle bakan, sürekli dışarıdan gelecek oyuncularla hedefe koşan, ancak transferde de bugüne kadar hedefi vuramayan Göztepe’nin gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi, geçiyor.
Özgür Uysal, Göktuğ Bakırbaş, Berkay Ceylan, Bahadır Duran, Tuğrul Bitin, Uğur Engür. Teknik Direktör Hüseyin Kalpar’a bu isimleri sorsak, zor hatırlayacağını zannediyorum. ama bunlar, Göztepe’nin kadrosunda olan ve forma şansı bekleyen oyuncular. Bu isimler gibi daha niceleri olduğuna inanıyorum. Ancak, bu çocuklarla ilgilenen yok. Her yıl takımın altyapısından A takıma şeklen değil de oynayabilecek kapasitede oyuncu veremeyen teknik kadrosuyu ben olsam olduğu gibi değiştiririm. Antrenmanda “Bir koş, iki pas, üç vur” yapıp zaman geçiren, oynayabilecek oyuncuları üst teknik ekibe gösterip, ikna edemeyenlerin işinin bu olmadığını düşünürüm.
Göztepe’de uzun süredir Anıl Özerenli ve son olarak da Hali Akbunar dışında bu formayı kapma şansını yakalamış altyapıdan başka oyuncu var mı? Halil aslında, Göztepe’de çalışmış teknik adamların yüzüne tokat gibi vurulacak en iyi örnek. Geçen yıl deplasmana 16 kişi giderek takım prestij kaybederken, Halil yine Göztepe’deydi. O’nun yeteneğini keşfeden, özellikle de oynama şansı sunan Teknik Direktör Cihat Arslan’ı “Geriye de bakan antrenörler” sınıfına sokarak, hep takdir edeceğim.
Ama taşıma suyuyla değirmen döndürmeye çalışan, günü ve kendini kurtarmaya çalışan antrenörlerle bu işin yürümeyeceği alenen ortada. Altyapısındaki oyuncuların ve antrenörlerin terine saygı göstermeyen, bu takımların çalışmasını izlemeyi zul gören, haftalık bilgiler almayan, kendini Kaf Dağı’nda gören zihniyetteki teknik düşüncenin Göztepe’de de iflas ettiğini görmemek, gerçekle yüzleşmekten kaçmaktır.
Göztepe taraftarı artık cicili bicili laflar değil, bu takımı layık olduğu yere taşıyacak, teknik ekip, oyuncular beklemektedir. Halil Akbunar, bu formayı aslında kimin hak ettiği gözler önüne seren en iyi örnektir. Gözü yukarıdan başka yeri görmeyen zihniyetin Göztepe’yi bir yere götürmediği ortadayken, hala kendi oyuncusuyla ilgilenmeyen bir yapının devam ediyor olması, derin yaralar bırakmaktadır.
Umut ediyorum ki; Hüseyin Kalpar böyle bir çalıştırıcı olmasın.
Umut ediyorum ki; Göztepe takımında kendi yetiştirdiği isimler daha fazla forma giysin.
Umut ediyorum; Başkan İmam Altınbaş, bu savurganlıktan vazgeçip, özüne dönecek projeyi gerçekleştirebilecek altyapı organizasyonunu gerçekleştirsin.
Umut ediyorum, hep Halil’ler oynasın. Özgür’ler, Berkay’lar, Bahadır’lar, Tuğrul’lar, Uğur’lar oynasın.