Bugun Dunya buyuk bir timarhaneyse eger futbol da bunun oyun sahnesini
olusturuyor. Futbol uzerine uretilen kavramlarin bircogunu “insanin dogasi”
sorunsali icinde mesrulastirilmaya calisildigi bir donemde, bu duzenegin
carkini bozma girisimleri de direnisi gosteriyor.
Oncelikle kisaca doga-insan iliskisine deginelim. Doga insani uretirken
insan da dogayi uretiyor. Artik yeniden uretmenin kendisi de bu iliskiden
bagimiz gelismiyor. Once dogaya atfedilen -ornegin rekabet, guclu olanin
hayatta kalmasi gibi- kavramlarin dogada karsiliklarinin bulunmasiyla
(surekli av-avci iliskisini gozumuze sokan belgeselleri hatirlayalim)
beraber bunlar insana atfediliyor ve bir doga yasasi olarak akil yurutmeye
dahil oluyor. Tabi burada dogaya atfedilen rekabet, savas, ortak yasam,
paylasmak vb.nin dogada olmadigini soylemiyoruz. Biri digeriyle iktidar
iliskisi icinde bulunmayan, kosullarin uretirken, kosullarin yeniden
uretildigi bir tesaduflerden olustugunu vurgulayalim. Bu noktada evrimden
soz etmemiz gerekiyor. Insanin dogadan farklilastiran, evrimindeki alet
(ozellikle el’in kullanilmasi) yapabilme asamasiydi. Bu surecle birlikte
artik bir anlamiyla da geride kalan dogaya atfedilen kavramlarin, tekrar
insana yuklemenin hicbir gercekligi yok. Dogaya atfedilen ve oradan da
insana bir yasa olarak sunulan kavramlarin, evrim sureci sonrasindaki
donusen ve donusturen hareketi kacirmaktan baska bir sey degil. Bu sorunsal
icinde dusunmeye devam ettikce, doganin yasalari insana atfedilip, insan
dogasi icat ediliyor. Buradan da futboldaki yetenek olgusu insa ediliyor.
Artik Messi’nin futbolunun tarifi de insanustu, dogaustu vb. kavramlarla
yapiliyor. Bu da Messi’nin ne yaptigini, oynadiginin ne oldugunu
gormememize neden oluyor. Burada sorunsali bozmadikca Messi’yi anlama
sansimiz da yok. Gunumuzde futbolda yaraticiligin yok olmaya basladigi,
birbirini tekrar eden, saha icinde mekanik birer ecza dolabina donusen
‘robotlasmis’ futbolculardan baska bir sey yapiyor Messi. Burada var olan
sorunsal icinde bu, insanustu- doga ustu vb. algilanmasina neden oluyor.
Tabi durum hic de oyle degil.
Sorunsali degistirdigimizde ise bambaska bir durumla karsilasiyoruz.
Messi’nin bugunku futbolu aslinda tek tiplesen futbola karsi bir direnisi
olusturuyor. Kokenlerini Latin Amerika’nin –endustriyel futbol iliskileri
icinde pek de yeri olmayan- amaca yonelik oyuna comak sokan, estetik
futbolundan aliyor. Normal taniminin disinda bir futbolcu olan Messi’nin
teknigini icat eden de brezilyali Garrincha… Bu noktada Ulus Baker’den
yapacagimiz alinti anlamli olsa gerek:
“Garrincha’nin bulusu tam anlamiyla bir futbol ‘jestiydi’: Topu kucuk veya
uzun atilan adimlarin ‘alterasyonu’ araciligiyla rakip tarafindan
ulasilamaz/hissedilemez hale getirmek... Bulus, dar ve genis alanlarda
farkli bicimlerde gerceklesiyordu. Bu, sanildiginin aksine futbolda ‘calim
atmak’ ya da ‘adam gecmek’ degildi yalnizca... Evet, bu turden etkileri
vardi ama ayni zamanda rakibi inanilmaz bicimde yoruyordu. Garrincha, biraz
da sol ayaginin aksamasini pozitif bir unsur olarak kullanip, inanilmaz bir
teknik icat etmisti. Isin sirri topu kucuk adimciklarla ve kucuk
durtmelerle kontrol etmeye dayaniyordu. Bunu iyi yapamayanlar, gunumuzde
dogru durust pas verme sansini tepen ‘hodukler’ olarak anilir. Kucuk
tepiklerle hareket edildiginde geometrik alan kuculur, daha dar bir alanda
daha cok is yapilir. Garrincha da henuz onun bulusundan haberdar olmayan
defanslari darmadagin etmisti”
Oncelikle Garrincha’ya da ‘doktorlarin’ futbol oynayamayacagi teshisi
koydugunu hatirlayalim (Cocuk felci gecirmisti ve sol ayagi aksiyordu).
Messi de 11 yasindayken hormonlarindan kaynaklanan hastaligindan dolayi
yasitlarina gore cok yavas gelisim gosteriyordu. Buyumesine engel olan bu
hastaligi ozellikle Messi’nin boyu uzerinde etkili oluyordu. Dezavantaj
olarak gorulen boyunun uzamamasini bugun Messi, ceviklik olarak avantaja
cevirdi.
Bu noktada Messi’nin de icine cekilmeye calisildigi kavramsal duzenegin
yeniden uretilmesinde sporun tekno-burokratik niteligini vurgulamamiz
gerekiyor. Genel anlamiyla bunu, sporcunun performansini surekli (ayni
zamanda sinirsiz?) artirmaya yonelik butun calismalari kapsadigini
soyleyebiliriz. Bununla iliskili olarak bio-iktidardan bahsetmemiz
gerekiyor: Bio-iktidar, kapitalizmin vazgecilmez unsurudur ve yasama iki
turlu mudahalesi vardir, bunlardan birincisi (ozellikle futbolla iliskili
olarak) bedene makine olarak yaklasir ve bu disiplinci iktidardir. Bedenin
disipline edilmesi, yeteneklerin optimize edilmesi ve daha verimli hale
getirerek ekonomik denetim mekanizmalariyla butunlesmesine neden oluyor.
Foucault’a gore bu, insan bedenin anatomi-politigidir.
Bugunun futbolunu tekno-burokratik niteligi ve bununla iliskili olarak
gosterinin futboluyla aciklayabiliriz. Tekrarlanan mekanik hareketler, saha
ici didismelerin urettigi kontrollu bir oyun ve bunun gosterinin futbolu
olarak bugunun futbol turistlerine pazarlanmasi ve cogunlukla da TV’yle
paketlenip satisa sunulan bir is alani artik futbol. Ayni zamanda
gosterinin futbolda, maclarini ureten bir fabrikada emeklerini en yuksek
verimi ureterek satan ve bunu yeniden uretmek zorunda olan endustriyel
futbol iscileri olan futbolcular… Bu noktada Galeano’dan yapacagimiz alinti
anlamli olsa gerek:
“Yan cizgi boyunca kan ter icinde kosuyor. Bir yanda onu zafer bekliyor,
goklere cikarilacak; obur yanda gipta ediyor: Profesyonel oyuncu,
fabrikadan da, burodan da kurtulmustur; ona eglenmesi icin para oderler,
tam anlamiyla bir piyangodur bu! Olumune ter dokmek zorunda olsa da, ne
yanilmaya, ne de yorulmaya hakki olsa da, o gazetelere ve televizyonlara
cikar, radyolar ondan soz eder, kadinlar onun icin ic gecirir, cocuklar onu
taklit eder. Oysa varoslarin tozlu yollarinda zevk icin oynayan o, birden
bire kendini calisma zorunlulugu ile stadyumlarda bulmustur; ya
kazanacaktir ya da kazanacaktir.Isadamlari onu alirlar, satarlar, kiraya
verirler; oyuncu daha fazla para ve sohret vaadi karsiliginda kendini
akintiya birakir. Ne denli basarili olur ve cok para kazanirsa, tutsakligi
da o oranda artar. Askeri disiplin altinda, her gun yorucu idmanlarla
ezilir. Bedeni, saglikli bir gorunum ardinda aciyi unutturan analjezik
bombardimanlarina tutulur, kortizon igneleriyle delik desIk olur. Onemli
maclar oncesinde onu toplama kamplarina hapsederler, buralarda zorla
calistirilir, aptalca yemekler yer, suyla sarhos olur ve yalniz uyur” .
Bugun kapitalizmden bagimsiz dusunemeyecegimiz ve endustriyel futbol olarak
niteledigimiz, daha karmasIk iktidar iliskilerini barindiran, sadece
kitlelerin afyonu olarak algilayamayacagimiz, ayni zamanda tahakkumun
oldugu yerde direnisin de oldugu, farkli duzlemlerde mucadelenin oldugu bir
alan futbol.
Osman Bulugil