Şehirlerinin, vatandaşlarının sorunlarını takip etmek, onlara çözüm üretmek için TBMM’ye gönderilen İzmir’in ve Manisa’nın milletvekilleri, Futbol Federasyonu’ndan toplu halde öyle bir gol yediler ki, çıkarmaları mümkün değil..
O golün ne olduğunu geçen gün yazmıştım.
FIFA, Türkiye’de 21 Haziran-13 Temmuz 2013 tarihleri arasında düzenleyeceği U-20 Futbol Dünya Kupası’na İzmir ve Manisa’yı almadı.
Dünya Kupası’ndan sonra en önemli etkinlik olarak gösterilen U-20 organizasyonu 7 ilde yapılacak, ancak içlerinde İzmir ve Manisa yok.
Antalya, Bursa, Gaziantep, Kayseri, Rize, Trabzon ve İstanbul organizasyona kabul edildi ama İzmir ve Manisa birileri tarafından üstü çizilip, listeden çıkarıldı.
Ben beklerdim ki, en azından olay duyulduktan, haberler çıktıktan sonra iki kentin değerli milletvekilleri, ki sayıları toplamda 36’dır (26 İzmir, 10 Manisa), ortalığı yakıp yıkarlar, Federasyon’u çembere alıp, kentlerine vurulan bu hançerin hesabını sorarlar.
Ben beklerdim ki, “statlarınız ve otelleriniz şartlara uymuyor” palavrasını ortaya atıp, İzmir ile Manisa’yı kasıtlı olarak liste dışına itenlerin tek tek peşine düşerler.
Ve ben yine beklerdim ki, İzmir ile Manisa’ya bu çirkin oyunu oynayanların isimlerini belirleyip, kamuoyuna bildirirler, meseleye açıklık getirirler.
Ancak belli ki, ben daha çoook beklerim!
Çünkü, 36’dan 1’inin bile bu gayreti göstermeye niyeti yok.
Hiçbirinin, “Mahmut Özgener döneminde listeye alınan şehirlerimizi, Özgener ayrılınca kim dışladı?” diye soracak cesareti bulunmuyor.
Hiçbirinde, perde arkasında dönen dolapları öğrenme isteği uyanmamış.
Demek ki, hiçbiri bu gelişmeden rahatsız olmamış ve keyifleri yerinde.
İzmir ile Manisa’yı dilim dilim doğradılar, fakat milletvekillerimiz bu dilimlenmeyi normal karşılayıp susuyorlar.
Ne güzel vekillik yapıyorlar değil mi?
Aziz Başkan köylerde rahat, şehirde değil
Ben de birkaç defa şahit oldum.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ziyaret ettiği köylerde gerçekten imparator gibi karşılanıyor.
Köylüler, diğer siyasetçilere davrandıkları gibi “yalandan karşılama” yapmıyorlar, yüzeysel iltifatlarda bulunmuyorlar Kocaoğlu’na.
Onu yürekten sevdikleri ve destekledikleri gayet net görünüyor. Bu çok belli.
Çünkü onlara bugüne dek verilmemiş hizmetleri götürüyor, yollarını, sularını, kanalizasyonlarını, otobüslerini, okullarını, arıtmalarını yapıyor, “kentte ne varsa, köylerde de, ilçelerde de aynısı olacak” söylemiyle etki yaratıyor.
Belediyenin hizmet sınırındaki 164 köyde tek sorun bırakmama amacıyla çalışıyor.
Buraya kadar her şey yolunda..
Ama, köyden kente indiğimizde, yani şehir merkezlerinde durum biraz farklı.
Özellikle Alsancak ve Hatay gibi nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu semtlerin sokaklarında-caddelerinde-kaldırımlarında yapılan ve bir türlü bitmek bilmeyen çalışmalar, ciddi biçimde olumsuz hava estiriyor ve doğrudan Kocaoğlu’na fatura ediliyor.
Bize gelen şikayetlerden ve kendi saptamalarımızdan da biliyoruz ki, buralarda yaşanan sıkıntılar, vatandaşın sabrını taşırmış durumda.
Artık kimse mazeret dinlemek istemiyor.
Tek beklenti, caddelerin, sokakların, kaldırımların savaş halinden kurtarılması, çalışmaların acilen tamamlanması.
Bu tablo uzayıp giderse, seçimlerde kent merkezleri Aziz Kocaoğlu için tehlikeli pozisyona girebilir.
Köylerden yükselen coşkulu tezahüratlar, buralarda yerini tepkilere bırakıyor çünkü..
Kaynak Habertürk