Yavuz Semerci/Habertürk Gazetesi
NE komik değil mi? Gerekçesi ne olursa olsun oyun içinde kural değiştiriliyor. Tüm takımlar işbirliği içinde. Adeta, “Ceza sahası içinde rakip takım oyuncusuna yapılan faul artık bir seferlik penaltı değildir” deniliyor... Futbol Federasyonu ile kulüpler bir araya gelerek anlaştılar. Neymiş. Şike yapanlar bu seferlik küme düşürülmeyecekmiş. Neden? Suçlamaların odağındaki Fenerbahçe’yi korumak mı amaç? Fenerbahçe diyor ki: “Kimse beni korumasın. Eğer şike yaptıysak ligden düşelim. Kuralı değiştirip, bizi suçlu ilan edip ligde tutacaksanız, biz bir alt lige gidecek yolu açarız...” Futbol dünyasının liderleri ise “Yok, suçlu olsan da olmasan da ligden düşmeyi kaldırıyoruz” diyor. Neden? Anlatayım. Aslında yazılarımı takip ettiyseniz biliyorsunuzdur. Ama kısa bir özet yapayım...
Biliyorsunuz, Lig TV bundan kısa bir süre önce, artık yıllık 420 milyon dolarlık naklen yayın bedelinin ödenemez hale geldiğini duyurdu. Futbol Federasyonu ile pazarlık masasına oturdu. Lig TV, haklı veya haksız dedi ki (elbette ben özetliyorum ve kendimce tercüme ediyorum): “Biz önceki ihale bedelinin 3 katı bir rakam ödemeyi taahhüt ettik. Ama soruşturmalarla ortaya çıktı ki ortalık şike iddiasından geçilmiyor. Büyük takımların ligden düşeceğine yönelik haberler abone artışımızı durdurmanın ötesinde var olan aboneliklerin de iptal edilmesine yol açıyor. Bu durum ihale bedelini ödenemez hale getirdi. Bu mücbir nedendir.
Bize göre eğer ligden hiçbir takım düşmez ise yıllık 420 milyon doları ödemek için 5 yıllık süreyi, 8 yıla çıkarın. Yok eğer ligden Fenerbahçe gibi bir veya birkaç takım düşerse, asla bu parayı ödeyemeyiz...” Lig TV, Futbol Federasyonu’na anlaşma yapmaması halinde konuyu mahkemeye götüreceğini de bildirdi. Ne olduğunu bir hafta önce yazmıştım. Federasyon, Lig TV’yi mahkemeye gitmemesi konusunda ikna etti. Ve 3 yıllık ek bir süre verileceğini bildirdi. (Bu karar henüz resmen açıklanmadı.)
Olayın özeti şudur: Naklen yayın gelirlerinden payına düşen parayla (44 milyon dolar yıllık) açıklarını kapatan Türkiye Futbol Federasyonu, naklen yayın gelirlerinden elde ettiği gelirle (420 milyon dolar) ayakta kalabilen futbol takımları, Lig TV’den gelen gelirler azalmasın diye, “küme düşmeyi” yasakladı. Para ile ahlak arasında sıkıştılar ve parayı tercih ettiler. Öyle formül geliştiriyorlar ki, hem takımları (başta Fenerbahçe olmak üzere) şike yaptıkları için cezalandıracaklar. FIFA ve UEFA’yı ikna edecekler.
Hem de kimse küme düşmeyeceği için (3 yıllık ek süre de vererek) Lig TV’den para almaya devam edecekler. Bana sorarsanız, Fenerbahçe Kulübü’nün itiraz ettiği nokta burası. Yine benim tercümemle Fenerbahçe yönetimi demek istiyor ki: “Hem beni şike yapmakla suçlayacaksınız. Şampiyonluğumu alacaksınız. Hem de ligden düşürmeyerek gelirden olmayacaksanız. Bu ikiyüzlülüktür. Biz bu oyunun içinde değiliz...”
Ben bir Beşiktaşlı taraftar olarak Fenerbahçe’nin yaklaşımını destekliyorum. Şike yapan ligden düşsün... Türk futbolu iki-üç yıl kriz yaşayacaksa da yaşasın. Tersi durumda Türk futbolu, sportmenliğe, etik değerlere, ahlaka sırtını çevirmiş, paraya teslim olmuş demektir.