Göztepe Spor Kulübünün tanımlanması çok zor bir tutkulu taraftarı vardır. Bu

durum en çok deplasman maçlarında görülür. İnsanlar cezalı oldukları için giremeyeceklerini

bildikleri maçlara , işlerini güçlerini bırakırlar ve giderler. Civar evlerin balkonlarına , çatılarına

çıkarlar . Oradan sevdalarını haykırırlar ama yine de gelirler.

Takımını deplasmanlarda takip etmeyi , desteklemeyi hayat tarzı haline getirmiş kitle

birbirini az çok tanır. Zira ülkenin neresine gidilirse gidilsin tribündeki simalar % 80 aynıdır.

Herkes birbirini tanır bilir. Hatta her grup birbirinin ciğerini bilir. Kimin nerde ne yapacağını

ne yapmayacağını ve hatta ne YAPAMAYACAĞINI da çok iyi bilir. Tribün insanları , tribündeki

insanların tek tek ne yapacaklarını da bilir.

Ama artık daha önce tribünlerimizde hiç olmayan , şimdi ise giderek tek amaç haline

gelmeye başlayan korkunç bir alışkanlık var. Bu ; KAŞININ ÜZERİNDE GÖZÜN VAR alışkanlığı.

Gülüyorsunuz değil mi bu söze ? Aptala bak yanlış yazmış diyorsunuz. Yok yanlış yazmadım.

Bilerek yazdım. Zira iradesi , temyiz kudreti , ayırt etme yetileri yerinde olan sağlam kafalı

birisi hasmına dalmak istese GÖZÜNÜN ÜZERİNDE KAŞIN VAR diyecek. Ama biz de o bile yok.

Kafalar iyi. Gözler kaşın üzerinde görülüyor ve bu aykırı durum düzeltilmeye çalışılıyor. Ama

küfürle , ama tekme tokatla ama kesici aletlerle. Artık Türkiye Cumhuriyeti’nde bizi tehdit

edecek herhangi bir deplasman tribünü yok. Buna gerekte yok. Güle oynaya gidip , yazdan

kalma bir günde 90 dakika bağıra çağıra desteklediğimiz 500 kişilik bir koro ile takımımız galip

gelmiş. Ama biz maçın bitiminde stad çıkışında bekleşirken yine olanlar olmuş ve kendi

kendimizin kanını akıtmışız. Olaylar gözlerimizin önünde cereyan etti. Bıçaklama olayını

görmedim. Sonrasında 1-2 dakika içerisinde millet birbirine girdi. Sonra da polis bize.

Sonrasının da öncesinin de çok bir önemi yok. İlla ki olayların iki tarafı vardır ve illa ki

forumlarda , kahvelerde , dost meclislerinde , arkadaş toplantılarında bu olaylar tartışılacaktır.

Ama kimin haklı kimin haksız olduğunun hiçbir önemi yok . Bunu biliyor musunuz ?

Ben kendi adıma şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim : Tribünlerde kas gücüne ,

birlikte hareket etme kabiliyetine dayalı olarak korku salmaya çalışan kardeşlerimiz.

Evet sizlerden ve sizlerin yapabileceklerinizden korkuyorum. Çünkü bir ailem var. Sizlerle göz

göze gelmekten korkuyorum. Tribünlerde patlamaya hazır bomba gibi dolaşıyorsunuz. Hasım

bellediğiniz . beğenmediğiniz insanlara bakışlarınızı görüyor ve emin olun sizlerden ürküyorum.

Çünkü daha yaşamak istediğim güzel şeyler var Göztepe’miz ile. Sizlerin sahip olduğunuz gücü

kabul ediyorum. Tek istediğim tribünleri kan gölüne çevirmek yerine Allahaşkına birbirimize

sahip çıkmak için kullanın bu gücünüzü. Ben gittiğimiz yerlerdeki polisler sizlere vurunca da

üzülüyorum. İçim acıyor. Üzerinde arma olan , forma olan , kaşkol olan bir kardeşimin kim ve

nereli , neci olduğunun hiçbir önemi olmadan polisten dayak yediğini görünce kahroluyorum.

Dernek başkanlarının , bu olayların yaşanmasını önlemek adına çok çalıştıklarına

inanıyorum. Ancak asla unutmamak gereken bir husus var : Gerek dernek olarak , gerekse

kişisel olarak herhangi bir deplasmana araç organizasyonu yapan dernek ya da grup

ya da tayfa başkanları araca binildikten inilene kadar o insanların her şeyinden

sorumludurlar. Her fırsatta tribün raconu olarak ileri sürdüğümüz raconda ben

İsmail abi ve arkadaşlarından bunu gördüm bunu öğrendim. Yeri geldi o dayak yedi ,

o gözaltına alındı ve hatta o hapis yattı ama elinden geldiğince arkadaşlarının

zarar görmemesine çalıştı. Onların sorumluluğunu hep aldı. Ben şimdi de aynı şeyin

geçerli olduğunu düşünüyorum. İlk yarıdaki bir arbede sırasında bir amirin Sayın Ertan

Kocaoğlu’na hitaben : “Arkadaşlarınıza sahip çıkın. Yoksa alacağız.” Diyerek konuştuğunu

Oradaki herkes görmüştür.

Ama bu olayların şöyle bir çaresi olamaz mı acaba ? Arabalara binecek kardeşlerimizi

tek tek yazsalar , sözlerinin geçmeyeceği kardeşlerimizi araçlara almasalar. Her deplasman

öncesi bir araya gelerek hareket tarzını belirleseler. Arabalara binerek deplasmana getirdikleri

kitlelere sonuna kadar sahip olabilseler. Aracın içerisindekiler ağabeylerinin , başkanlarının

sözlerinden dışarı çıkmasalar. Kontrol tamamen ağabeylerde olsa. Bir deplasmanda sorun

çıkaran kardeşimizi bir sonraki deplasmanda ağabeyler sorgusuz sualsiz araca almasa.

Yani polisin , devletin filan değil bizzat kendi kendimizin efendisi olsak ve kendi oto

kontrolümüzü kendimiz yapsak ? Bence bu bir sorumluluktur ve bunu ağabeylerin ,

başkanların üstlenmesi gerekir. Sonuçta bir deplasmana 1.000 kişi gidince bize madalya

takmıyorlar. Söz geçiremeyeceğimiz 1.000 kişi yerine zımba gibi , birlikte hareket edebilen,

90 dakika susmayan 300 kişi ile kazasız belasız gidip dönsek sanki çok daha iyi olacak ?

Bütün bunları kötü bir rüya kabul edelim. Olmamış ve bir daha da olmayacak

diyelim. Bambaşka pencerelerden bakalım.

Dün Pazar günü , Kartalspor-Akhisar maçını izledim. Zevksiz , oyun kalitesi sıfır ,

pozisyonu olmayan , her iki takımın da yenmekten ziyade yenilmemek için oynadığı bir maçtı.

Hakem 1 dakika uzattığı ilk yarıyı 45.saniyede taç atışının kullanılmasına izin vermeden

bitirirken , 4 dakika uzattığı ikinci yarının 95.10. saniyesinde penaltı kararı verdi. Akhisar

maçı aldı. Eğer bu Akhisar takımı , bu futbol ve bu futbol anlayışı ile bu ligde ikinci sırada ise

vay bizim halimize. Bu ligin kalitesi maalesef bu. Bu ligde saldıran değil , defans yapan

kazanıyor. Eğer seri olarak kaybettiğimiz 5 maçta yenmek yerine maçı berabere bitirmek

anlayışı ile oynasak sanırım bugün Akhisar’ın yerinde biz olurduk.

Bu sözlerimden oyun düzenimizi ve korkak aciz futbolumuzu benimsediğim ve

savunduğum anlaşılmasın. Daha şahsiyetli bir futbolu hepimiz hak ediyoruz. En azından

savunma futbolu oynayacaksak , kontrataktan 2. ve 3.golleri bulabilecek oyun kurgumuzun

olması gerekir. Olmalıdır. Ancak yine de : “Biz Göztepe’yiz kardeşim. Eze eze yenmeliyiz.”

Görüşüne katılmıyorum. Sebebi ise şudur : Şanlı mazimize yakışacak muhteşem ve tabanca

gibi bir tribün yapana kadar , tribünde hiç kimse hiç kimseye diş bilemeyene kadar , bütün

dernekler ve gruplar bir araya gelerek 2-3 tane otobüsü birlikte kaldırıp kazasız , belasız tek

vukuatsız , kardeşçe gidip dönene kadar “BİZ GÖZTEPE” değiliz.

Bir sözüm de federasyona olacak. Geçtiğimiz hafta koltuklar numaralı değil deyip

3.000 TL ceza verdiniz. Tavşanlı Ada stadında sezon öncesinde inceleme yapan ve maç

oyananabilir raporu veren federasyon görevlisi kardeşimize de selamlarımı iletiyorum.

Birde deplasman takımının gireceği yere girsen iyi olacakmış. Haydi Bucaspor gibi takımlar

en fazla 20 kişi ile o stada misafir oluyor. Bizim gibi takımlar gelince kümes gibi yere , iki adım

atsan toz kaldıracağın , doğru dürüst bir wc nin bile olmadığı bir ortamda nasıl maç

yaptırıyorsunuz ki ? Söyleyecek söz yok sizin için.

Her zamanki sözlerimizle ve bir kez daha inanarak , kalbimiz kırıkta olsa , üzgün

de olsak aynı şekilde bitirelim yazımızı. NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’MİZE BİR ŞEY

OLMASIN…

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter