Bizans topraklarından merhaba, uzun bir zaman sonra bir maç yazısı yazmak nasip oldu, İzmir’de Süleyman, Deplasmanda Mustafa Abi, fırsat vermiyordu. Hazır fırsatını yakalamış tribünde izlemişken hemen yazayım istedim. Ancak dün İstanbul’un azizliğine uğradık sabaha kaldı.
Şimdi olaya maç yazısı diye başlayınca çimlerin üstünden bahsetmeden olmaz ama benim hiç bahsedesim yok. Zaten görmesi gerekenler çıplak gözle takımın durumunu gördüler diye düşünüyorum. O sebeple sadece dün çimlerin üzerinde anlam veremediğim bazı hareketlerden bahsedip başka konulara geçeceğim
- İlk olarak sağ kanadımızdan bahsedeceğim. Dün adeta çift şerit otabandı, Kasımpaşalı futbolcular ulaçın sağından solundan, yanından kenarından, arkasından önünden geçtiler, maç biraz daha sürseydi herhalde içinden geçmeyi deneyeceklerdi. 90 dakika boyunca neredeyse 5 dakika da bir gerçekleşen bu olaya karşı kulübemizin tek ürettiği çözüm avazı çıktığı kadar ulaaaaaaç diye bağırıp ulaç bakınca da bas ona bas ona demekti, zaten birkaç seslenişten sonra ulaçta işim başımdan aşkın deyip kulübeye bakmamaya başladı. Ben bu durumu anlayamadım.
- Tüm futbolcularımızın 4 gün önce çok mücadeleci bir maç yapmaları nedeniyle artık yorgunluktan ölmelerine teker teker kramptan adale kasılmasından yatmaya başlamalarına rağmen oyuncu değişikliği hakkımız yok gibi davranmamızı 80. dakikaya kadar oyuncu değiştirmemizi anlayamadım.
- Üçüncü olarak iki as stoperimizin iyileşmesine rağmen yedek kulübesinde oturmasını, hadi Anıl’a alt yapıdan Göztepeli ve mücadele ediyor kontenjanından göz yumduk, yüzlerce hatasının gole dönüşmesini bekleyerek Fuat’ın ısrarla oyunda tutulmasını anlayamadım.
- Beyaz saçlı kaleci antrenörümüz Salih Sayar hocamızın iki haftadır Özcan hocadan rol kapmasına geçen hafta tribünlere bu haftada tüm maç boyunca kaleciye anlamsız hareketlerde bulunmasını anlayamadım. Eğer kendisi bir şekilde Özcan hoca giderse biraz yüzümü tanıtayım ben gelirim diye düşünüyorsa yanlış yolda şimdiden söyleyeyim.
- Son olarak devre düdüğü ile beraber her maç Ali hocamızın koştura koştura soyunma odasına gitmesine ve takımla beraber çıkıp salına salına protokol tribününe gelmesini anlayamadım. Eğer yönetici isen otur hocam yerinde bırak teknik kadro yapsın devresini, söyleyeceğin çok önemli bir şeyse atıver kulübedeki temsilcine bir sms- bir e posta arayıver teknik direktörünü, yok ben yönetici değilim teknik kadrodayım diyorsan da bir zahmet bir maçtan sonra otur da basın toplantısı masasına anlat bakalım ne anlatıyorsun.
Saha içi değerlendirmelerine dönersek başta İlhan, Bradley, Şamil ve Hakan olmak üzere tüm oyuncularımıza teşekkür ediyorum üstte takıldığım ulaç ve fuat da dahil olmak üzere hepsine mücadelelerinden dolayı teşekkür ederim ellerinden gelenin en iyisini kendilerine çalıştırılanın en iyisini, teknik kadronun yaratabildiği fizik güçleri ile yapmaya çalıştılar.
-/-
Bu ülkede koltukları işgal edenlerin beceriksizlikleri ve başarısızlıklarından bahsetmek istiyorum. Dün protokol tribünde Yıllara Sari Eski Gençlik ve Spor Müdürümüz vardı. Çok merak ettiğim bir konu var.
Kasımpaşa stadını gördüğünde, protokol tribününde oturduğunda, taraftarların oturdukları koltukları gördüğünde stadında temizliğini, akustiğini, maçın içindeliğini görünce yahu ben ne kadar beceriksiz bir yöneticiydim. “Yıllardır emrimde onlarca adam var, bütçeler var, Türkiye’nin en büyük seyirci potansiyeli var, Türkiye’nin en büyük tesisleri var, şehrimde benim dönemimde birkaç tane uluslararası organizasyon oldu. Ama benim tesislerim çürümüş, dökülmüş, kırılmış, rezillik içinde diye özeleştirisini yapmış mıdır?
Gece yarısı öğrenci yurdu teftiş edip Başbakanın kuzeni olan kredi yurtlar kurumu müdürüne fırça atacak kadar işinin üstünde olan Gençlik ve Spor Bakanı Sn. Suat Kılıç’tan rica ediyorum. İzmir’e gelin bir gezin tesislerin içler acısı halini görün, bu devletin bu milletin boşa giden kaynaklarının hesabını sorun ve daha sonra da sağlam bir bürokrat gönderin. O dedi, bu dedi, niye dedi, nasıl dedi demeden iş yapsın şu milyonlarca dolarlık tesisleri adam etsin bizde İnsan gibi maç izleyelim.
-/-
Son olarak dün akşam maç çıkışı yüzündeki ifadeyi yakından gördüğüm Sn. İmam Altınbaş’a seslenmek istiyorum.
Evet! Sn. Başkanım eldeki malzeme bu sizde çıplak gözle gördünüz, mutlaka ara dönem de bir şeyler yapmak isteyeceksiniz bu durumun hepsinin hesabını sormak isteyeceksiniz, yeni transferler yapıp yeni paralar harcamaya niyetleneceksiniz. Ama inanın çok önemli değil, birkaç sene daha Bank Asya’da kalsak hiç önemli değil.
Naçizane tavsiyemiz ilk önceliğimiz Stadyum olsun.
Dün gördünüz, pırıl pırıl bir stadyum, girişi belli çıkışı belli tribünü belli binası belli, protokolü belli üşenmedim gittim araştırdım. Alan olarak bizim Gürsel Aksel’in alanının 2/3’ü kadar bir alanmış Yani daracık bir yer koltuk kapasitesi de yaklaşık 10.000 kişi. Bu stadın seyirci kapasitesini ikiye katladığımızda bizim için mükemmel bir stadyum olur. Ki bu da yaptığım araştırmaya göre bu stadda bile mümkün.
Şimdi stadyumda nereden çıktı daha tesisi halledemedik diyenler olabilir, şu an tam stadyum zamanı,neden?
1) Ülkedeki konjoktür stadyum yapımına çok müsait hemen hemen her şehirde stadyum inşaatı stadyum yenilemeleri yapılıyor bu konjoktürden bu akımdan yararlanmak lazım.
2) Görülüyorki bu sene sportif anlamda zor bir yıl ara dönemde takviyeler yapsak dahi kolay olmayacak o zaman böylesine bir seneyi tesisleşmeye dönüştürmek en doğru seçim olur.
3) Dışarıdan bakıldığında parçalanmış, dağınık, her an sorun çıkarmaya müsait camiamız bir anda tek bir yürek olup gıkını çıkarmaz bir hale dönüşebilir.
4) Böyle bir stadyuma sahip olduğumuzda 20.000 kapalı gişe oynarız maddi yönünü bir yere koydum, o stattan kimse puan alamaz. Bir an gözünüzü kapatıp Kasımpaşa stadını Göztepe stadı olarak düşünün tüm tribünler dolu sahanın içindeki futbolcunun hakemin ruh halini gerisini inanılmaz bir durum.
Kombinesi, Locası, lisanslı ürünü, benim diyen alışveriş merkezini cebinden çıkaracak bu tesis, Göztepe’yi hiç inanılmayacak yerlere götürür,
Gelin düşünün aklınıza yatarsa boş verin transferi onu bunu, önce çıkın gerçekleşen tesislerimizi söyleyin sonra da yeni hedefimiz en kısa sürede stadımız enerjimizi buna harcayacağız sportif anlamda da olursa hedefimiz play off olmazsa da seneye şampiyon olarak çıkarız. gelin peşimden deyin.
Biz de toplanalım gelelim yürüyelim gidelim…
Özkan CengizBu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.