SporX.com haber sitesinden Esat Dergi'nin yazısı.
Bir tepe düşünün, deniz ile komşu. Altında boylu bir sahil, onunla arkadaşlık yapan binler. İşte benim gençliğimde o arada geçti. 20 yıl kadar Göztepe'de yaşadım, 96 sokaktım. Ailem halen daha orada, biz gurbet saydığımız İstanbul'da, İzmirim'den uzakta...Video sporxtv.com
Türkiye'nin You'll Never Walk Alone'u, Göztepelilerin İsyan Marşı izle
Bir hazinenin de göbeğindeydim aslında. Futbolun korunduğu ve asla çözülemeyecek bir tezdi Göztepe, Göztepe taraftarı.
Sahile çıkarken yukarıya baktığımda cadde üstlerindeki bayraklara bakardım bol bol. İşte ben de o donatılmış, cadde üstlerinden salınan bayrakların altından geçerek büyüdüm. Şimdi haberini alıyorum o bayraklar yine orada, aslında hiç inmemiş ki...
Halen daha kulağımda çınlanıyor "Atletico Madrid'e 3 gol atan Göztepe" tezahüratı ve tutulan tempo. Göztepe lokalinin önünden geçerken, Güzelyalı sahilinde köprüden eserken herkesin aynı şeyi sevdiğini görmek halen daha kafamda veya parkların büründüğü sarı-kırmızı formalı gençlik...
Balkonlardan ağlayarak ablaların teyzelerin Göz Göz Göztepe diye bağırdığı İzmir'in tek semtinden taraftarı olmayan, gerek İzmir gerek ülke içinde gerek ülke dışında onlarca noktada seveni olan bir kulüpten, bir tanımlanamaz sevdanın sırası geliyor...
Türkiye'nin en iyi bestesi olan İsyan Marşı'nın arkasında dimdik durarak geliyorlar.
İSYAN ETTİLER
2002-2003 sezonunda Süper Lig'e veda ettikten sonra birer birer alt ligde küme düşen ve 2007-2008'de amatör kümede mücadele eden Göztepe "Alayına İsyan Ölümüne Göztepe" diye haykırarak dönüyor. Bucaspor - Fenerbahçe maçında açılan "Korkma İzmir Göztepe var" pankartıyla isyan ediyor. Önümüzdeki yıl Bank Asya 1. Lig onları bekliyor.
"Acıların arasından söyle isyan marşımızı" ile başlıyor her şey. 2006 yılında beş binin üzerinde insan kendi iradeleriyle bir maç olmadan toplanıyor, yürüyor. Ve isyan orada başlıyor... Yeni Asır grubunun batmasıyla kulübün kapanma noktasına gelmesi, elde bir tek taşınmazın olmaması, amatöre düştüğü gün binlerce insanın hıçkırarak ağlaması unutulmuyor. Burada başlaması gereken umutsuzluktu oysa değil mi? Orada başlattıkları ise modern futbola indirecekleri felç...
Düştükleri noktada lokma döktürüp sela okutan bir düşman kardeşi de var Göztepe'nin, veya bir başka İzmir takımı onları yendiğinde havuzda şampiyon olmuşçasına sevinmelerini de gördüler. Ülkenin gavuru İzmir'e, İzmirliyim diyen otursun, düşünsün, düşünmeli...
KULÜBE ARAZİ...
Sevginin yumruğa, yumruğun masaya vurularak sımsıkı olduğu günler şimdi daha da gür bir şekilde yaklaşıyor bize. 100'ün üzerinde kişinin üyeo lduğu ve katkı sağladığı Göztepe'ye Hizmet Vakfı altında kendi aralarında birleşerek kulübe arazi alıp, tesis bekleyen bir kitleden söz ediyoruz.
HENTBOL ŞUBESİNİ KAPATTIRMADILAR
Kapanma noktasına gelen hentbol şubelerini yine kendi aralarında yaptıkları destek kampanyasıyla ligde tutan bir takımdan, armanın olduğu her yere sahip çıkan ve bekleyen. Hentbol şubesi bu kampanya ile maçlara çıkıyor, gidiyor. Bunun dünyada örneği çok az...
16 YAŞ ORTALAMASI
Evet beyaz masaların ardında yapılan bir açık artırma ile kulüp "maddi" anlamda sahibini buluyor, 3.lige belki bir modern futbol hamlesi ile Aliğaspor'un isim hakkını alarak çıkıyor ama bu noktayı eleştirenler bu eleştirinin arkasını da doldurmak zorunda. Uzun bir süre 16 yaş ortalamasıyla oynayıp tek tek lig düşen, transfer yapamayan, onlarca kulübün ülkede desteklenmesine karşın bir somut - soyut dış yardımın uzanmadığı bir toprak...
Taraftar gerektiğinde sahibi olduğu kulübe hediyesini de veriyor. Sadece sesinin kısılması, üzerlerine giydikleri kalın, parlak, dünyanın en güzel ter kokusunun olduğu forma ile değil. Göztepe 3.ligte oynarken ürün satışları göze alındığında dört büyüklerden sonra en çok satışı yapan kulüp oluyor. Geçtiğimiz yıl da Bursaspor'un ardından bu sıralamada beşinci...
BİR ROMAN YAZ DESELER...
Amatörden, alt liglere, bu yıl 1200 km deplasman gidecek kadar aşkına sahip çıkmış, onu beslemiş, başarıya endeksli taraftarlık değil, yürekten fırlamış kitleden bahsediyoruz. Bir roman yaz deseler, en usta romancı bunları kurgulayamaz. Ama hayat gerçek, Göztepe gerçek ve bir bağırış. Belki de o isyan marşını tek başına söyleyip, ağladığını saklayan genç için bir hırs, bir hesaplaşma, bir kavga...
Süper Lig maçlarının 1 TL yapılmasına karşın kendine binleri aşık edemeyen ama alt liglerde 10 TL gibi rekor fiyata karşın düzenli binlerce kişinin atkısını kaldırdığı bir kitle. Göztepe amatörde oynarken bilet fiyatları 10 TL'ydi. Haberiniz var mı?
NEDEN ÜYE OLUNMUYOR?
Maç günü başta Göztepe semti olmak üzere onlarca noktada hayat duruyor. O gün bir konvoy yapılıyor, şehir kilitleniyor. Peki böylesine sempati duyulan ve böylesine büyük bir potansiyele sahip taraftar birliği olan kulüpte üyelik ne durumda? Yasalar, tüzükler, mevzuatlar öne sürülüyor. Göztepelinin kulübüne üye olması engelleniyor.
Burada kara kıyafetli modern futbol araya giriyor ama onların umrunda değil. Onlar kulübün gerçek sahibi olduklarını biliyorlar. Fakat bu üyelik konusunun üstüne gidilmeli. Geçmişte gidilmemesinden dolayı kötü başkanlıklar da yaşadı o kulüp. O an taraftar yine o kulübün sahibiydi o kara kongrelerde sadece dışarıdan bağırmakla yetindiler.
ALTINBAŞ KAZMAYI VURMALI
Altınbaş Holding en dipteki bu takımı bu potansiyeline güvenerek "madden" bünyesine geçiriyor. Şu ana kadar yaptıkları iyi şeyler de var, kötü şeyler de. Göztepeli vefalı ve hepsinin içinde armaya duydukları samimiyetle eş değer onlara karşı bir teşekkür var. Fakat yeter mi?
Bugün Altınbaş Holding Ege bölgesinde onlarca futbol okulu açıyor, altyapıya önem veriyorlar. Kulübü futbol bilen bir adama Ali Gültiken'in görüşlerine teslim ediyorlar ama...
Futbolda gelecek taraftarları o kulübe bağlılığıyla doğru orantılı olsa da yadsınamaz gerçekler var, tesis ve atılımlar. Altınbaş yönetiminin vurduğu kazmaları öğrenmek istiyorum, bir haber gelsin Gürsel Aksel'in 10 katı gelişmişliğinde tesisler dikilmeye başlandı densin ama nerede! Göztepe kulübü taraftar olarak belki çoğu kulübün önünde ama rekabetin hızlandığı bu dönemde birçok kulüpten oldukça geride.
Futbolcuların çalıştığı tesis kiralık.
ALTYAPI ARTIK ZORUNLULUK
Altyapıya önem vermek bir zorunluluk da ayrıca. Daha geçenlerde Fenerbahçe altyapı antrenörü ile bir sohbet etme şansım oluyor. Diyor ki "Artık maliyetler arttı, altyapıya kulüplerin yöneticilerin ilgisi bu yüzden de artacak.."
Bu kadar değerli bir kulübe sahip olmak, o koltukta oturmak bazı şeyleri yapma zorunluluğu getiriyor. Bu bir lüks değil, bir borç. Altınbaş'ın vuracağı kazmalarla heykellerinin dikileceğinin farkında değiller mi? Veya o taraftarın sadece transferle yetinmeyeceğini bilmesi gerekli. Futbolun içinde biri olarak sahadaki başarı olarak tek düşüncem ise bu iş çıkma hocalar, çıkma futbolcularla olmaz. Üst liglere çıkarken bunu hiç ama hiç unutmamalılar, örn: Bucaspor'un süper ligdeki ilk senesi...
Altyapıyı çok iyi geliştiren Altınbaş yönetiminin stat, tesis, bilet fiyatı politikaları, taraftarın sesini kısmen değil tamamen duymalarının zamanı geldi, Göztepe ayaktaydı artık yukarıya koşuyor, geç kalırlarsa...
Stat demişken benim yalnız ve güzel ülkemde peşkeş çekilerek onlarca stat yapılıyor, devlet arazi desteği ile ülkenin gelişiminde esas kriter olarak "spora" doğru olan pozitif desteği sunuyor. Bu ülke sadece büyük turnuva yapmaya hak kazandığında stat yaparız kafasında.
Altınbaş yönetimi tarafından belediyeden arazi isteniyor, stadı gerekirse biz yaparız diyor insanlar ama... Karşıyaka Örnekköy'e verilen ve sevindiren desteği İzmir'in tamamında görmek istiyor insan..
TARAFTARA...
Dünyada dağ kadar empati yapılsa da tam anlaşılmayacak en büyük olgu taraftarlık, aidiyet. Gece yattığında yastığın üzerinde sevdiğin şey için kurduğun hayaller. Göztepeliler duygularını öyle noktalarda tutuyorlar ki bu hem güzel, hem de...
Bu yıl küçük şehirlere ve bölge takımlarına yapılan deplasman yolculukları ve hemen ardından okuduğumuz haberler konumuz. Göztepe'nin gideceği şehirde oluşan ayaklanma, oluşan büyük önyargı ve infaz, bölge polisinin tutumu başka!..
Göztepe taraftarının da özeleştiri yapması gerekiyor. Hem kendi içindeki kavgalara hem de bu aşırı sevgi, büyük kitlenin zaman zaman kendine hakim olamaması konusunda. Bunu bir dost söylüyor ve acı söylüyor belki de ama unutmasınlar.
Türkiye bu taraftarı seviyor, hem de çok. Bu sevginin reklamı haksızlık olsa da içinde çıkan olay haberleriyle olmamalı...
SEMPATİLERİNİ KORUMALILAR
Göztepe taraftarı hem yeni yasanın farkında, hem de artık oynayacakları ve yaklaştıkları Süper Lig'de aşklarının tutunması için pozitif işler yapması gerektiğini bilmeli. İçlerindeki tribüncülüğü, kardeşliği, sabaha karşı buluşmalarını, otobüslerdeki birliği, yok olan taraftar olgusuna karşı isyanlarından bahsetmiyorum.
Ellerinde bu kadar büyük kitle ve potansiyel varken, ülke onlara bu kadar sıcakken ileride yapılacak yanlışların darbeyi sevgililerine vuracağının farkına varmalılar, bu ülkede taraftara karşı adalet yoktur.
Evet onlara karşı olan tutum, isyanları, aşkları, verdikleri hayatları, "Göztepe sen benim gençliğimin katilisin" diyen titreten sloganları ama reklam isyan marşıdır, binlerdir, birliktir, manevi olarak kavgadır, duruştur, sevmektir. Fakat reklam mevzu ve muhasebe değil.
18 yıl şampiyonluk yaşamamış ama kitlesinden hiçbir şey kaybetmemiş, 14 Haziran'larda kuruluş yıl dönümlerinde İzmir'in o güzel sahil şeritine binlerin dizildiği ve meşaleler ile şehri yakan taraftardan bahsediyoruz. Bu kutlamalara artık turistler bile getiriliyor. Ve Göztepe taraftarının sayısı o kadar fazla ki...
ISSIZ KUYTU KÖŞELERDEN...
Spor Toto 2.Lig'de Beyaz Grup'ta liderliğini devam ettiren Göztepe bu hafta Atatürk Stadı'nda Çankırı Belediyespor ile oynayacak. Galip gelinirse şampiyonluk turu atılacak. Bank Asya 1.Lig'e merhaba denilecek. Bu maçın bilet satışlarında 4 saatte ulaşılan rakam 11 bin...
Nasıl şu an bir reklam filminde diyor ya Erkan Can "İzmir'den gol haberi var" işte durum aynen şu an böyle. Biz şu an takip ettiğimiz 18 takımlı lige "Süper Lig" diyoruz sizce bu kadar kökü olan camiaların olmadığı bir lig süper midir?
En büyük heyecan ise gelecek yıl Göztepe'nin Karşıyaka ile oynayacak olması. Türkiye'de "derbi" adını dolduran en büyük başlık Göztepe - Karşıyaka'dır. Müşteriye bağlı futbol sistemine karşı elde kalmış nadir nimetlerden bir diğeri de Karşıyaka'dır.
Her şeyi bırakalım...
Göztepe'ye hoş geldin demeyecek misiniz?
Issız kuytu köşelerden ant içtiler, dönüyorlar...
Hatırlıyorum ben Göztepe'nin şampiyon olduğu seneyi. Güzelyalı'dan geçen otobüslerin durduğunu, insanların üzerlerine çıktığını. Hatırlıyorum teyzelerin, amcaların, gençlerin o kalabalıkta hep bir oluşunu, kim bilir...
Doğru yoldan gidilirse, taraftarın düşüncesi önemsenirse, taraftar profiliyle oynama yapılmazsa Süper Lig ve Avrupa Kupaları'na katılmak hayal değil.
Yakın.
* Beni Göztepeli zannedebilirsiniz ama ben İzmirliyim, Göztepeli değil, nokta.