…İngilizler , Fransızlar ve ne kadar Çanakkale önüne yığılmış devletlerin
temsilcileri toplanmışlar boğazı neden geçemediklerini konuşuyorlar.
Herkes bir sebep öne sürüyor. Yok taktik hatası , yok strateji , yok öyle
yok böyle. Bir İngiliz general sessiz sedasız konuşulanları dinliyor ve hiç
konuşmuyor. Toplantıda bulunanların dikkatini çekiyor bu durum. Sen söyle
diyorlar . Nerede hata yapıyoruz ? General : “Hiçbir yerde hata yapmıyoruz.
Silahça çok üstünüz. Asker sayımız yeterli. Her alanda Türklerden kat be kat üstünüz. Ama sonsuza kadar savaşsak biz bunları yenemeyiz. Neden mi ?
ÇÜNKÜ BİZİM ASKERLERİMİZ ÖLMEMEK İÇİN SAVAŞIYORLAR.
AMA TÜRKLER ÖLMEK İÇİN ADETA BİRBİRLERİ İLE YARIŞIYORLAR.
Bu yüzden bizim bu savaşı kazanma şansımız koskocaman bir sıfır.
…O sene Anadolu’da ve Rumeli’de aileler kurban bayramında kurban kesmediler.
Zira biz evlatlarımızı kurban gönderdik dediler ve kurbanlık hayvanlarını orduya bağışladılar.
…160 milyonda 1 ihtimaldir kurşunların havada çarpışma ihtimali. Ancak bu durum Çanakkale’de çok sıradan bir durumdu. Zira Çanakkale’de metrekareye 6.000
mermi düşüyordu. Çanakkale ve köyleri yıllarca geçimlerini hurdacılıktan
sağladılar. Zira dağ taş hurda mermi , top ve saire doluydu.
…Koca Seyit Onbaşı Ocean zırhlısını batırdığında komutanı :”Dile benden ne
dilersen “ dediğinde hiçbir şey istemem komutanım diyecek kadar yüce
gönüllü bir asker. Çok ısrar edildiğinde ise :”Komutanım! Günlük tek tayın veriyorsunuz. Ben doyamıyorum. İki tayın verebilir misiniz? “ Veriyorlar. Ama
263 kiloluk topu hem de üç kez ateşleyen koca kahraman Seyit Onbaşı
üç gün sonra bu fazla tayını artık istemiyorum diyerek geri getiriyor. Çünkü
diyor arkadaşlarım doymazken benim doymam olmaz. İstemem…
Yıllar sonra Koca Seyit’in yaşadığı köye giden bir tv muhabiri Seyit Onbaşının torununu buluyor. Röportaj için… Bir ara muhabir şunu soruyor : Seyit Onbaşı
neden öldü ? Cevap çok acı : Bakımsızlıktan verem oldu ve öldü…
…Ölüm yağdırmada gök. Ölü püskürmede yer…Siperler arasındaki mesafe
artık 8 metre. Birazdan kalkılacak hücumda herkes bir daha sipere geri dönemeyeceğini biliyor. Ve tarihte bir ilk gerçekleşiyor. Bir bölük asker
kendi salalarını veriyorlar. Sonra davudi bir ses yankılanıyor gecenin
karanlığında : …Er kişi niyetine…Kendi cenaze namazlarını kılan kahramanlar
son hücumlarına kalkıyorlar…...
RUHLARINIZ ŞAD OLSUN…SİZLERİ RAHMETLE VE MİNNETLE ANIYORUZ…