Oğuz Reşat Sipahi
90. dkda kaybedilen son iki puanın ardından Göztepe için oldukça kritik maçtı… Kulübün çok ihtiyacı olduğu (!) İddaa gelirleri nedeniyle maruz kalınan Çarşamba mesaisine rağmen seyirci sayısı 3917 ile ortalamanın üzerindeydi. Sarı kırmızılı bir gurup taraftarın ‘Göztepe’ye Hizmet Derneği’ aleyhine yaptığı tezahüratı üzücü buldum.
***
Son Çarşamba işkencesi halı saha maçı gibiydi. Tüm takım inanılmaz bir isteksizlik içindeydi. Özellikle Tayfun isteksizlikte takımın öncülerindendi, neyse ki Türker ve sonradan giren Raşit attığı gollerle Bandırma’nın da puan kaybettiği günde maçı kurtardılar.
***
Anlayamadığım şey bu isteksizliğin ötesinde Tayfun, Türker ve Halil’in birbirine pas vermekteki cimriliğiydi. Bu takımın 90. dakikada kaybettiği puanlar sekizden fazla olunca aynı şey tekrar yaşanacak mı korkusu, 85. dakikaya kadar fıtık hissinin bekasına ve 2-0’a rağmen kısmi protestolara neden oldu. Aynı hatayı 4-5 kez tekrarlama ortada, algıda ya da çözüme yönelik eylemde bir sorun olduğunu gösteriyor.
***
Göztepe defansı kapanma özürlü. İlla defans yapacaksa, defansı ileride başlatmak zorunda. Presi ileride başlatmadığında ya da oyunu kendi sahasında kabul ettiğinde rakipler ortalamanın üzerinde olduğunda puan kaybı değişmez kader biçiminde. Bandırma’nın puan kaybettiği haftada forvetin pas cimriliğine rağmen kazanılan üç puan ilaç gibi geldi. Özcan hocanın defansta kapanamama, forvetin kendi arasındaki paslaşamama (!) ve futbolcuların aşırı isteksizliğine (Primlerin geciktirilmesi?) çözüm bulması durumunda, Bugsaş ile kaybetmemek için değil de kazanmak için oynarsa galibiyet sürpriz olmayacaktır.
***
Son söz, üç puan ve Bombacı Halil Kiraz ağabeyimizin yaş günü kutlu olsun.