Bu ortak bir sevda tutkusu. Melodisi herkese göre farklı. Herkes gönül
Dünyasında ayrı bir beste ile söyler bu sevda türküsünü. Kimisi dünya alem
görsün bilsin der haykırır da haykırır. Kimisi ıssız kuytu köşelerde arması
sessiz , kimsesiz , sahipsiz kalmasın ister. Onun için koşar gider arkasından
armanın.
Burdur İ.Ö. İdare hentbol takımının arkasında valisi , emniyet müdürü ,
belediye başkanı , yerel medyası vsvs. Herkes tam takım tribünde hazır. Bir de
üzerinde 1912 yazan malum renklerde t-shırt giymiş birisi , aynı renklerde
forma giymiş bir diğeri ile birlikte salonda sete çıkmış. Ama tribün Burdur tribünü.
Onların yanında Denizli atkısı açmış bir başka şaşkın insan. Kalanların yaş
ortalaması ise 17-18.
Bir otobüs gitti Antalya’dan Burdur’a ANTALYA TAYFA. Aileler ve Akdeniz
Üniversitesi’nde okuyan öğrenci kardeşlerimiz ile birlikte 40 kişi. Birbirlerini
ilk kez orada tanıyanlar vardı. Akdeniz Üniversitesi Turizm Bölümünde okuyan
İşçievleri-Şirinyer’den Başak kardeşimiz tek başına gelmişti. Yurttan arkadaşları ;
‘Kızım tek başına deplasmana gidilir mi? ‘ dediklerinde : ‘Göztepe bu hemşerim.
Sıradan bir arma değil. Sevdanın en yalın halini yaşamaya gidiyorum’ deyip
atmış çantasını sırtına gelmiş. Ne otobüste ne maçta bir dakika bile susmadan
yaşadı o yalın sevdayı.
Otobüste , maçta , maçtan sonra yemekte her yerde tek vücut , tek ses oldu
ANTALYA TAYFA. Yaşanası dakikaları ilk anından son anına kadar doyasıya
yudumladılar. İhsan Kürşat Bilgin dönüşte otobüsten inerken : ‘İyi akşamlar
büyük ailem. İyi ki varsınız.’ Diyordu. Küçük GÖKTUĞ hala otobüsün mikrofonunu
eline alıp ‘EN BÜYÜK GÖZTEPE diye haykırıyordu. Sanki bütün gün ve maçta
yerine oturmadan bağıran o değilmiş gibi.
Küçük EFE SÜREKLİER’i ne otobüste ne de tribünde tutabilene aşk olsun.
İlk golle birlikte neredeyse sahaya dalacak iki buçuk yaşında. Sahada işler
kötüye giderken babasını yumruklayarak :’Bırak bende ineceğim. Ben de gol
atacağım. Bırak beni yeniliyoruz’ diye haykırıyor. İki buçuk yaşında hazmedemiyor EFE mağlubiyeti. Boyun eğemiyor. İsyan ediyor. Eh ne de olsa EMOR 95 in oğlu.
Olacak o kadar. J)
5 farklı yenikken ERDAL DENİZ avaz avaz dönüyor tayfaya : ‘Ya ne yapıyorsunuz. Görmüyor musunuz takın canını dişine takmış savaşıyor.Siz neden bakıyorsunuz.
Hadi Allahaşkına’. Takım son bir gayretle yükleniyor ama yeniliyoruz 27-24.
7 tane 7 metre atışı kaçıyor. Direkten dönen toplar. Hakemin neden saymadığını
Hiç kimsenin anlamadığı, bizim sayamadığımız miktarda goller. Ama kimin umrunda. Oyuncuların formaları sırıl sıklam terden. Gözlerde gurur. ANTALYA TAYFA nın
önüne geliyorlar. Başlıyor İSYAN MARŞI. Tadına doyulmaz anlar. Gözler yaşarıyor nağmeler dökülürken dudaklardan. İşgüzar bir Burdur’lu salonun içerisinde müzik
açmaya kalkıyor isyan marşında. Hoşaftan anlamadığı belli ama bu saygısızlığa
müsaade etmiyor Özkan Yılmazer. Özkan’ın boğazına sarılan işgüzar kardeşe
15 cm yukardan bakan Özkan kardeşimizin elinden Mustafa Dizdar ve diğerleri
alıyor bu arkadaşı.
Maç başladığında kaf kaf sesleri yükselince Burdur tarafından hiç beklemedikleri
bir şey oluyor. Mustafa Dalyanoğlu sakince gidiyor içlerine. Alıyor etrafına gençleri.
‘Bakın arkadaşlar. Bizler kalkıp çoluk çocuğumuz ile birlikte Antalya’dan gelmişiz. Bir hentbol maçı için sanırım bu salonda görebileceğiniz ilk ve son deplasman taraftarı.
Onun için hassasiyetimize saygı duyun. Kaşımayın. Zaten bir Burdur lu olarak bunu söylemek size hiçbir şey kazandırmaz’ diyor. Gençler haklısın abi. Kusura bakma
diyorlar. İlerleyen dakikalarda yukarıda bahsettiğim kesekeli iki seyircinin tribünlere gelmesi üzerine bu kez ikaz daha şiddetli oluyor. Bizzat Burdur emniyet amirine :
Burdur dışında tahrik edici en küçük bir tezahürat istemiyoruz. ‘ Maç sonuna kadar emniyet bunu sağlıyor. Göztepe taraftarı oyunu kuralına göre oynayıp ev sahibi
taraftarın iradesine ipotek koyuyor.
Burdur emniyeti en küçük bir taşkınlığa izin vermiyor. Teşekkürler. Ancak hiçbir deplasmanda görülmeyen bir sahne oluyor. Maçın devre arası yaptığımız
görüşmelerden sonra Burdur seyircisi maç bitiminde salondan çıkartılıyor.
Sonrasında zaten sayıları 100 kadar olan Burdur seyircisi polis tarafından kordona alınıyor. ANTALYA TAYFA ve takımımız serbestçe salondan ayrılıp yemek için
ayarlanan yere doğru gidiyor.
Aslen Çorum’lu olup uzun yıllardır Burdur’da yaşayan veteriner sayın NECİP UYSAL
ve saygıdeğer ailesi taraftarlar ve takıma kıymalı pide , ayran ve aşureden oluşan
bir ziyafet çekiyorlar. Sonrasında çay ikramı. Ve ANTALYA TAYFA dan tek kuruş almıyorlar. Bu bizim ikramımız olsun diyerek. Tabi ki otobüse binildiğinde otobüs
‘YENGE YENGE’ tezahüratları ile çınlıyor.
Bu güzel organizasyonu gerçekleştirebilmemiz adına şirketine ait otobüsü bizlere
çok cüzi bir fiyata tahsis eden AKER OTOBÜS İŞLETMESİ ANONİM ŞİRKETİ –
ANTALYA ŞUBESİ MÜDÜRÜ SAYIN CENGİZ GAYRET Beyefendiye, maç bitiminde
bizleri arayarak halimizi hatırımızı ve maç sonucunu sorup , hentbol takımına ve
tüm kardeşlerimize selam gönderen YALI DERNEĞİ BAŞKANI SAYIN BEHÇET
ŞENÖZHÜR kardeşimize , Sayın OĞUZ REŞAT SİPAHİ ‘ ye ve uzaklardan da olsa desteklerini bizlere hissettiren komutanım YAHYA DUMAN Bey’e çok çok
teşekkürler ederim.
Otobüste herkes mutlu , herkes gururlu. Rüya gibi bir gün geçiyor arma ile.
13 şubatta sevgililer gününden bir gün önce , AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ maçında
yine arma ile buluşulacak. O günü festivale dönüştürmek için söz veriyor
ANTALYA TAYFA.
Herkes hep bir ağızdan bağırıyor ve inanıyor :
‘HER ŞEY TEK VE BÜYÜK GÖZTEPE İÇİN…’
MUSTAFA DALYANOĞLU…