Her şey her zaman mükemmel olmayabilir. Bir elin parmakları bir mi? Kimi kısa kimi uzun. Ama hepsini birlikte uyum içerisinde kullanınca görevini mükemmel olarak yapıyor. Göztepe’de böyle bir şey işte. Bazen tribün mükemmel olur, antrenör mükemmel olur takım oynamaz. Bazen tam tersi olur. Ama her ne zaman ki bu üçlüden ikisi işini mükemmele yakın yapar. O zaman başarı yakalanır ve tadından yenmez.
12 Kasım Cuma akşamı ailelerimiz ile birlikte yenilen akşam yemeğinin ardından 12 kişi bir Starex’e doluşarak Antalya’dan 1500 km sürecek yolculuğumuza başladık. İstanbul’dan İzmir’e bayram için geçecek Uğur Çiftçi , Yunus Emre Arslan ve Emrah Süreklier kardeşlerimizin ve askerlik nedeni ile aramızdanzorunlu olarak ayrılacak olan Egemen Ayanoğlu kardeşimizin valizlerini de bir şekilde sıkıştırarak pek konforlu olmasa da keyifli ve neşeli bir yolculuk yaptık. Feribotta ANTALYA TAYFA pankartını açtık. Atkılarımızla birlikte fotoğraflarımızı çektirdik.
Sanırım bu görüntü cumartesi günü Topçular-Eskihisar hattındaki feribotlarda defalarca tekrarlandıJ) (NOT : Feribota binince bir bayanın yaptığı feribotumuzun açık ve kapalı yerlerinde sigara içmek yasaktır anonsunu bence hiç yapmayın. Zira hiç kimse üzerine alınmıyorJ)) Yolculuğumuz sırasında Afyon Kolaylı tesislerinde eşi ve çocukları ile deplasmana giden bir ağabeyimizi , feribotta aynı şekilde eşi ve çocukları ile kendi araçları ile maça giden bir ağabeyimizi gördük.Çok mutlu olduk. Bu ağabeylerin yaşlarının 50 ve üzeri olduğunu hemen belirteyim.
Bayrampaşa Çetin Emeç Stadının önüne vardığımızda saat 09.00 civarıydı.
Polisler dahil hiç kimse yoktu. Aracımızı stadın karşısındaki özel otoparka bırakıp
civardaki bir kahveye oturduk. Sonrasında yavaş yavaş kardeşlerimiz gelmeye başladı. Önce Kütahya’dan sonra Tepecik’ten gelen kardeşlerimiz girdiler kahveye. Kağıt partileri , tavlalar derken zaman hızla geçti. Bir de geçen başka şeyler vardı ki çok anlamsız geldi bize. 4 adet panzer. Evet yanlış okumadınız en büyük ebatlarda
4 panzer. Sonrasında gözlerinde gözlükler ağızlarında sakızlar ile kahvehaneye dalarak sanki bu dünyadan değilmişiz gibi bizleri süzen iki adet yaşları en fazla 25 olan çevik kuvvet memuru. Nasıl bir ün yaptıysak artık biz daha gitmeden sanırım gideceğimiz
yerin polis memurları kendi aralarında amiyane tabirle “bizlere kuruluyorlar” .
Emniyetçi arkadaşlarımız bizlere gücenmesinler zira bunun çok somut bir örneğini yazımın sonunda yazacağım. Şimdilik bu kadar söyleyelim.
Maça az bir zaman kala YALI Derneği stada inen yokuşun başında harika bir
kompozisyon ile yapılmış KAHPE BİZANS bayrağının eşliğinde göründü. Stada
bu şekilde geldiler. Güzel ve izlenesi görüntülerdi. Gerek YALI’ DAKİ gerekse diğer arkadaşlarımızı tekrar görmek kucaklaşmak ve hasret gidermek yine görülesi yine yaşanası sahnelerdi. Gerek stada geliş , maç boyunca tribünlerdeki şovlar, tribünlere hakimiyet ve bütünlüğün sağlanması konusunda buradan TAMER , BEHÇET , TOLGA kardeşlerimize ve Rıdvan Tekin ile birlikte sete çıkan Orçun ve Tepecik’li diğer arkadaşlara çok teşekkür ederim. Setteki tüm grup liderleri arkadaşların birbirleri
olan diyalogları , tezahüratların birlikte ve coşku içinde yapılabilmesi için gösterdikleri üstün gayret ve başarı için herkesi tek tek kutluyorum. Daha iyi daha güzel daha mükemmel olmaması için hiçbir sebep yok. Artık hiç kimse tribünlerimiz çok bölük
pörçük , şöyle lider lazım böyle lider lazım diye ahkam kesmesin. Taşlar yerine oturmuştur.Bu güzel ve coşkulu tribünlere bir de küçük eleştirim ve acizanetalebim olacak : Her şey güzel giderken tribünler coşmuşken , maçın başında tribünlerde takımımızı çağırıp alkışlayan ve bizlere de jest yapan az sayıdaki Sarıyer taraftarını maçın sonlarına doğru yaptığımız …..İstanbul tezahüratı ile karşımıza almak çok anlamsız oldu. Gittiğimiz yerlerde düşman edinmeyelim arkadaşlar. Bizler hakkımız olan zirveye yürürken arkamızda düşmanlarla dolu
dikenli yollar yerine , dostluklar ile dolu çiçekli patikalar bırakalım. Bu arada dost demişken sabah saatlerinde bizlere hoş geldiniz deyip ayak üstü sohbet ettiğimizama ismini almayı unuttuğumuz Bayrampaşaspor Taraftar temsilcisi arkadaşımıza da misafirperverliği için teşekkür ediyorum. Gerçi renk tutmuyor ama olsun :D
Bize ayrılan bölümün koltuk sayısı 960. Tamamı dolmasa da sol tarafta az bir boşluk kaldı. Çok rahat 800 kişinin biraz üzeriydik diyebiliriz. Bize ayrılan tüm kale arkasını dolduran pankartlara da buradan değinmeden geçemeyeceğim. Resmi siteye bir kez daha sitem . Şu muhteşem tribünlerin resimlerini ve videolarını profesyonel bir yaklaşımla kayıt altına almak çok zor mu ? Bunu yapıp yayınlasanız müşteri! Kitleniz de genişler. Benden söylemesi.
TAKIM : Kötüyüz. Kötü oynuyoruz.
Sarıyer takımı biraz bizim eski futbolcumuz Göksel biraz da defanstaki iki numaralı oyuncuları ile ayakta kalmaya çalışıyor.
Onlar da pek ne yaptıklarının farkında değiller. Belli bir oyun planları yok. Organizasyonları yok. Ama biz bu takıma karşı ilk yarıda oyunumuzu kabul ettiremedik. Üstün oynayamadık. Her iki takım arasında bariz bir kalite farkı var. Ancak sahada bunun yansıması yok. İkinci yarıda da gole kadar Sarıyer sahada daha iyiydi. Golden sonraki 10 dakikalık süreçte Sarıyer biraz bocaladı. 1-2 pozisyon
daha bulduk ama ikinci golü bulamadık. Sonrasında tribünlerin coşkusu sahaya yansımasa da 3 puan alındı. Buradan bir kez daha uyarıyoruz.
Hocam lütfen dikkat. Takım iyi oynamıyor.
SON SÖZ : Yazımın girişinde emniyet güçlerimiz ile ilgili bölüme dönmek isterim. Bizler sizlerin istediği arzuladığı kişilik veya nitelikte olmayabiliriz. Sizlerin hoşuna gitmek ya da sizlere kendimizi beğendirmek zorunda değiliz. Benim de kişisel olarak hoşuma gitmeyen tezahüratlar var ve ben bunlara katılmıyorum. Ama bizim tribünler sizin hoşunuza gitmeyen bir tezahüratı yaparken sizin sağınızdaki arkadaşınıza dönerek “ ……çocuğu bunlar ya “ demeye hiç ama hiç hakkınız yok. Kabul ediyorum : ALEMİN ALLAH’I GÖZTEPE tezahüratını ben de yapmıyorum. Bir şekilde inançlarıma ters geliyor. Ama bu yüzü bizlere dönük çevik kuvvetteki memur arkadaşlardan bize göre soldan ikinci arkadaşımızın bizlere küfretmesini gerektirmez. Aynı memur arkadaş bizler İSRAİL ile ilgili tezahüratı yaparken de bir memnuniyet ile bizlere bakıyordu. Biz ne taltif bekliyoruz ne de tazir. Sadece SAYGI görmek istiyoruz. LÜTFEN BİZLERE KURULMAYIN VE ÖN YARGILI OLMAYIN. Biz içerisinde her türlü görüş ve inancı barındıran ama armasını çok seven bir taraftar topluluğuyuz. Eğer maçtan bir buçuk saat önce öğle namazında stadın kapalı tribün kapısının hemen karşısındaki yolun soldan ilk köşesindeki camiye yolunuz düşseydi vakit namazını kılan GÖZTEPE’lilerin çevik
kuvvet mensuplarından sayıca çok daha fazla olduğunu görürdünüz.
BİZLER DEMOKRAT VE GÜZEL İZMİR’İN ÇOCUKLARI OLARAK HİÇ KİMSEYİ AYIRMIYORUZ. SİZLERE TAVSİYEM SİZLER DE AYIRMAYIN.
NOT : Diyarbakır’dan bu maç için kalkıp uçakla gelen ve sonrasında geri
dönen ve bu iş için bir hayli maliyete katlanan , neredeyse maaşının
3 te birini harcayan sevgili kardeşim YAVUZ GÖKTÜRK’e de buradan selam
ve sevgilerimi yollarım. Tribünlerimizde böyle insanlar oldukça GÖZTEPE
her zaman zirvede olacaktir. Takım olmasa da tribünler hep böyle olacak.
SAYGILARIMLA…NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’MİZE BİR ŞEY OLMASIN… MUSTAFA DALYANOĞLU…