Bülent Buda
Milliyet
“Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur... ‘Tavuk toplum’, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan, yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz...”
Okuduğunuz satırlar, bir Sunay Akın klasiği... Tabanca gibi, dimdik, eğip bükmeden, kıvırmadan, tam 12’den bum...
“Anlayana davul-zurna az, anlamayana sivrisinek-saz...” Hamdi Türkmen’e bir gün, “Ben de siyaset yazayım. Nasıl olsa herkes futbola bulaşıyor” dediğimde, “Yaz” dedi. Yazamam ki... Son söyleyeceğimi ilk söyler, baltayı yine taşa vururum! O yüzden futbol sonra iş yaşamımda sekiz patronla vedalaşmak zorunda kaldım. Bunun üzerine iki de boşanmayı eklerseniz... Anlayın ne denli çekilmez olduğumu.
“İroni, bilincin, kendi kendinin bilincine vardığının ilk işaretidir. İki aşaması vardır: ‘Tek bildiğimim, hiçbir şey bilmediğimdir’ diyerek Sokrates’in damga vurduğu aşama... Ve bir de Sanchez’in, ‘Hiçbirşey bilmediğimi bile bilmiyorum’ cümlesinde ifadesini bulan ikinci aşama...”
Bu sözleri yazan Portekizli yazar Fernando Pessoa’nın, “Huzursuzluğun Kitabı” adlı yapıtının her tümcesini birkaç kez tek tekrarlayarak okuyorum; yine de kafam basmıyor. Adama nafile yere ‘filozof’ denmiyor.
“İnsanları yönetme sanatının temelinde iki ilke yatar. Onları baskı altında tutmak ve de aldatmak.” Uzn yıllar önce söylenmiş bu sözler, acaba günümüzde renginden, kokusundan ya da başka bir yerinden bir şey yitirmiş mi; veyahut katlayarak etkisini sürdürüyor mu? Öyle fazla uzağa gitmeyin. Güzel yurdumda olan bitene bakın, kafi...
Ebru Cündübeyoğlu’nu alımlı bir ekran oyuncusu olarak bilirdim. Sunay Akın, gazetesindeki köşesine bir pazar yazısında onun birkaç şiirini almıştı.
“Hayat kumdan kaleler yapmaksa deniz kenarında, dalga hesabı yapmamaktır yaşamak.”
Cinselliğine takılıp, işleyen beyinlerini hafife alıyoruz kadınların.
Daldan dala konarak nerelere geldik... İyisi mi kendime döneyim. Şu sekiz patron, iki boşanma meselesine... Mardin-Diyarbakır-Safranbolu yörelerinden bir demirci deyişi:
“Demir tava geldi, kömür bitti. Akıl başa geldi, ömür bitti...”
Şimdilik yapacak bir şey yok. Eğer yeniden diriliş gerçekleşirse o zaman icabına bakarız...