İzmir, sanat ve sporda İstanbul’a gönderdiği değerli isimleriyle gurur duyuyor. Ancak bu topraktan yeşerenleri yine burada tutmak adına hiçbir şey yapmıyor ne yazık ki... Sanat için bir platoya, spor dalları için düzgün spor tesislerine sahip değiliz. İstanbul’a gidenlere ve onlara kucak açanlara kızmıyorum, kızamıyorum. Çünkü hiç olmazsa bu değerler yok olup gitmiyor.
Bucaspor, yaptığı atakla özellikle altyapı ve tesisleşme konusunda kente öncülük ediyor. İlginçtir, yaptığına, yapacağına pişman oldu, daha doğrusu pişman edildi. ‘Evim’ dediği Buca Arena Stadı’nın tapusunu almak için aylardır yırtınıyor. Enterasandır, “Arena Stadı, Bucaspor’un olmasın diye” elden gelen yapılıyor sanki. Hazine, Gençlik Spor Müdürlüğü ve Buca Belediyesi, bir türlü orta yolu bulamadı.
“Bırakın artık” diyorum. Başarıya koşan, bunu yaparken kendi değerleri olan çocuklara yol açan, onları İstanbul’a kaptırmamak için var gücüyle çaba gösteren Bucaspor’a köstek olmayın. Bugüne kadar İzmir’in başaramadığını onlar başarsın bari.
Sadece Buca’nın değil, İzmir’in diğer kulüplerinin de modern altyapı tesisleri, statları olsun. Altay’ın yuvası haline gelen Alsancak Stadı‘nın yenilenmesi; Göztepe ve Karşıyaka’ya birer stat yapılması şart. Altınordu, İzmirspor, Menemen, Torbalı için de aynı şekilde... Bunların hepsi, İzmir’in yeşil sahalardaki zenginlikleri... Bu renkler yaşatılmalı, güçlendirilmeli.
Eğer içinde spor dallarının hepsine yer verilen salonları, alışveriş merkezleri, oyun, eğlence, konser ve miting alanları olursa; yani 24 saat yaşayan, yaşatılan canlı statlar olursa, bunların başarılması hayal değil, zor da değildir. Yeter ki bu tip yatırımların önü açılsın, yatırımcı çok. Görün bakın o zaman birbiri ardına dünya organizasyonları nasıl geliyor, kent ekonomisi nasıl canlanıyor... İşte o zaman İzmir İstanbul’a değil, İstanbul İzmir’e, hatta dünya İzmir’e gelir.
Aynen Türk futbolunun ve Göztepe’nin efsane kalecisi rahmetli Ali Artuner’in, 60’lı yıllarda Göztepe’nin elde ettiği başarılar sonrası İzmir’e gelen İstanbul medyasına dediği gibi: “Biz, İstanbul egemenliğine meydan okuyan, karşısına çıkan takımlara savunma oynatan, İstanbul medyasını İzmir’e ayağına getiren. Avrupa takımlarının peşinde koşup birbirlerinden koparamadığı, takımına forma aşkıyla bağlı, Göztepe’mizin efsane takımıyız. Kimileri para kazandı ama biz tarih yazdık, itibar kazandık...”
Rahmetli Ali Ağbi, bize hep başarının değerini, başarılı olanların peşinden nasıl koşulduğunu anlatırdı. “Başarıya ulaşmak için çalışmak lazım, çalışmak için alan lazım” derdi.
Bütün bunları ve fazlasını başaracak güçteyiz aslında. Sadece farkında değiliz o kadar..
Barış Yengiloğlu-Milliyet