Tanıl Bora-12 Haziran 2007-Radikal
Vallahi şakası yok. İdari ve/veya teknik bakımdan kötü yönetilen kulüp, kariyeri ne olursa olsun, gümbür gümbür gidiveriyor. Endüstrileşmiş futbol ortamında rekabet acımasız.
Vallahi şakası yok. İdari ve/veya teknik bakımdan kötü yönetilen kulüp, kariyeri ne olursa olsun, gümbür gümbür gidiveriyor. Endüstrileşmiş futbol ortamında rekabet acımasız. İtalya'da geçen sene yolsuzluklara karışan ve aralarında oligarşik büyüklerin de olduğu kulüplerin ceza olarak tenzil-i kümeye uğratıldığını gördük (Juventus, bir yıl eğleştiği Serie B'de şampiyon oldu). Bu seneyse, üç ağır Avrupa liginde, tamamen saha içi gelişmeler neticesi, üç 'büyük' düşüş yaşandı.
Fransa'da, 1943'te kurulan Nantes, 1963'ten beri, yani 44 yıldır kesintisiz oynadığı Ligue 1'den düştü. Sekiz kez şampiyon olmuştu Yeşil-Sarılılar; 10 şampiyonluğu olan Saint-Etienne'den sonra, Lyon'la beraber, en fazla Fransa şampiyonu olan takımdılar. 2001'de, Olympique Lyon'un ambargosundan önceki son lig şampiyonluğunu onlar kazanmıştı. FourFourTwo'nun son sayısında okuyabilirsiniz, Nantes'ın göçüşünün hikêyesini.
'Taylar' ikinci kez düştü
Almanya'da, Borussia Mönchengladbach Bundesliga'dan düştü. Gerçi onunki ilk değil. 1965'ten beri oynadığı Bundesliga'dan ilk olarak 1998-1999'da düşmüş, 100. kuruluş yıldönümünü ikinci ligde kutlamış (1900 doğumludur kendisi), 2001'de geri dönmüştü. Belli ki dikiş tutmuyor. Yeşil-Siyahlıların bu düşkün haline şaşacak olanlar, 1970'leri hatırlayanlar. M'Gladbach, 1970'lerde Bayern'le beraber Almanya'nın en parlak takımıydı: Bu 10 yılda beş kez Bundesliga şampiyonu, iki kez de UEFA Kupası şampiyonu oldular. 'Taylar' denirdi onlara, süratli hücum oyunlarından ötürü.
Asıl iç parçalayıcısı, İngiltere'de. Koca Leeds United. Künyesinde üç İngiltere şampiyonluğu var (1969, 1974, 1992). Çok değil altı sene önce, 2000-2001 sezonunda Şampiyonlar Ligi yarı finalindeydi. Pahalı transferler ve mali idaresizlik sonucunda, 2003-2004 sezonunda 2. Lig'e düşmüştü Leeds United, Ta 1904'ten beri oynadığı en üst kümeye, ilk kez veda ediyordu. Çok geçmeden geri gelmesi bekleniyordu... Ve bu sezon, orada da tutunamayıp 3. Lig'e düştü! Ipswich Town'la berabere kalarak düşüşünün kesinleştiği maçta taraftarlar sahaya girdi. Mali 'düzensizliklerden' ötürü, 10 puanı da silindi. Önümüzdeki sezon 3. Lig'de, Carlisle, Doncaster, Crewe Alexandra gibi rakiplerle boy ölçüşmeye hazırlanıyorlar.
Peki, önümüzdeki sene Göztepe'yi bekleyen rakipleri not edelim mi? Çiğli Belediyespor, Yeni Bornovaspor, İzmir Denizgücü, Ödemiş Belediyespor, Tirespor, Alaçatıspor, Şirinyerspor, Tarişspor, Seferihisar Belediyespor, Yeşilovaspor, Urla Gençlik, Kemalpaşaspor, Yeni Menemenspor, Özyeşiltepespor...
Göztepe'yi tarife hacet var mı? 1960'lar-70'ler dönümünde üçlü
oligarşinin tahtını ciddi ciddi tehdit etmiş, Avrupa kupalarında sıkı işler becermiş bir canavardan söz ediyoruz. Kendine mahsus (jokey damalı!) forması, uzun süren 2. Lig hayatında kaybetmediği neşesi hatta artan kalabalığıyla, tam anlamıyla bir 'camia'dan. 1977'de düştüğü 1. Lig'e asansör olarak iki kez çıkıp indikten sonra, 1982'den 2001'e kadar uzak kalmıştı. Geri geldiği ilk sezonu yedinci bitirdi ama ertesi sezon (2002-2003) Süper Lig'den düştü. Bütün düşüşleri başlatan düşüş oldu o. 2A'dan, 2B'ye, 3. Lig'e, sonunda bu sezon amatör kümeye.
Geri dönüş olabilir mi?
'Amatöre düşmek', futbol dünyasında tam dibe vurmanın ifadesi. Küçük çocukların yüreğine korku salmak için anlatılan masallardaki gibi, gözler iri iri açılarak, kısık sesle okunacak bir lânet: 'Ve en sonunda, amatör kümeye düşmüşler... Yaa!' Göztepeliler, şimdilerde işte bu lanetten kurtulmanın peşindeler. Aliağa Belediye Başkanı Tansu Kaya ile, 'camia'yla bağları hayli gevşemiş 'resmi' Göztepe Spor Kulübü yönetimi arasında müzakereler, bu yazıyı yazarken halen sürüyordu. Plan: arması, renkleri, velhasıl künyesi baki kalmak kaydıyla, borca batmış; transfer 'hakkı' bile olmayan Göztepe'yi Aliağa Belediyespor'la birleştirip, yeniden bari 3. Lig'de konuşlandırmak.
Evet, amatöre düşmek dibe vuruş; ama unutmamalı, 'ölüm' değil. 'Resmi' Göztepe daralsa da, 'camia', saygın akil adamları, taraftarlarca kurulan 'Göztepe'ye Hizmet Derneği', 'Yalı Derneği', www.goztepelist.org gibi yapılarla, halen soluk alıp veriyor. Serkan Boyacıoğlu'nun derlediği 'İnadına Göztepe' adlı kitapta (İletişim, 2006), Göztepe'yi futbol dünyamızın sit alanlarından biri olarak gördüğümü yazmıştım. Göztepe, nereye düşse, yine Göztepe'dir. O kitapta Murat Gültekingil de, dibe vurduktan sonra ağır ağır merdivenlerden çıkmanın pekâlâ mümkün olduğunu hatırlatmıştı; yeter ki sükûnet, akıl, şahsiyet ve dayanışma korunsun. En azından, her zaman 'Yine de Göztepe'dir' dedirtebilmek için... Bu sene 2. Bundesliga'ya dönen St. Pauli'ye amin...