Ağustos 2005’te başlamışlar yolculuğa... Ama öyle, ‘Akşam işten çıkınca bir uğrar, iki tek atar, laflarız’ niyetiyle değil. Ya da, ‘Yaşlandığımızda buluşacak bir mekanımız olsun’ umuduyla hiç değil. O muhteşem 225 insan, koymuşlar 20 TL’lik aidatlarını tuğla gibi üst üste, 85 yılda Göztepe’ye bir bekçi kulübesi bile alamayanlara inat, Göztepe için, Göztepe’de tesisleşmenin ilk adımı için Seferihisar’dan 15 dönüm kapı gibi tapulu arazi almışlar.
Ağabeylerine, amcalarına, dedelerine ayıp etmişler! Hem de Nazım’ın yıllar önce kaleme aldığı dizeleriyle öpüşen, örtüşen, kucaklaşan; “Hep bir ağızdan türkü söyleyip / Hep beraber sulardan çekmek ağı / Demir’i oya gibi işleyip hep beraber / Hep beraber sürebilmek toprağı” dizelerinde dediği gibi...
Bu 225 güzel, zıpkın gibi insan, ne diyor? “İyi günde herkes, kötü günde bizler dostuz. 83 yılda kimsenin yapamadığını yapmak için...”
Hiç sevmem, ‘Şöyle yazmıştım, böyle konuşmuştum’ demeyi. Göztepe, amatör kümeye düştüğünde bile eriyip gideceğini, yok olacağını hiç düşünmedim. İçimden bir ses, hep, “O Yalı’da, öyle bir gizil güç var ki... Şimdilik suskun, dingin. Ama bekliyor, sabırla biriktiriyor, birgün patlayacak. Ses getirecek bütün futbol aleminden” diyordu.
Şimdi, onların, o gizil gücün, binlere, onbinlere, elli binlere ulaşacağı günler gelecek. Bu olacak. Ve eğer o gün yoksam, biliyorum; Barış Yengiloğlu, Çağatay Çağlar, Selda Akhan, Tamer Sanverir, Rıfat Erdal, Adil Artuner ve Fethi Yurttaş, “Bülent Abi demişti” diyecekler.
Ve bir öneri...
Sayın İnan Altınbaş, bu insanlarla oturun, konuşun, söyleşin.
Göreceksiniz, onlarla her şey daha güzel olacak.
Bülent Buda
Milliyet Ege