Herkes bir yengi sahibi olmaya çalışıyor; 'oysa yengiden çok yenilginin yüksek bir işlevi vardır yeryüzünde.
Canlıları beslemek için kurulan vahşi ya da değil bütün sofralara oturmak bir yenilgi sonucu mümkün olur.


Yapışkan dilleriyle böcek avlayan sürüngenler, böceklerin yenilgisi olmasaydı yaşayamazdı. Kurbağalar yenilerek yutulmasaydı yılanlar olmazdı ve erkekler birbirine yenilerek en kuwetlilerini seçmeseydi, dişiler güçlü oğullar doğurmak yolunda alfa erkeği bulamazdı. Çocuklar ;'birdir bir", "yan satarım bal satarım" ve "beş taş" oyunlarında birbirlerine yenilmeseydi, dünyanın kendileri için yaratıldığı yönündeki narsistik düşüncelerden vazgeçmezlerdi.

.
Hep yenen insanlarda ne kadar bönlük varsa, sürekli yeni/en/erde de bir o kadar derinlik verdır. Yenilerek ayakta kalmak çünkü, zorunlu olarak derinliğine bilmeyi, sabretmeyi, en düşkün yerlerde iz sürmeyi, sesinikesmeyi, "bir gün yenilginin anlamının anlaşılacağı ve o gün takdir göreceği" gibi bir hayali sonsuza dek sürdürmeyi, kendini yenenleri çocuksu bir küskünlükle beraber sevebilmeyi, içteki yenilgi tedirginliğine rağmen, yenginin hoşnutluğunu yaşamak isteyen güçlülerin savaş davetlerini geri çevirmemeyi gerektirir.


Yenilgi, bir insam yenemeyecek kadar büyüklüğü ancak o/an kesintisiz bir güç demektir. Güçlüler .çünkü, seni zayıf bir rakip olarak daima karşılarlnda görmek isterler. Bir boksörün karşısındaki kum torbası gibidir bu güç. Yumruklar kendini iyi hissettiği zaman gelir vurur, bilmez ki ama, o kötü hissettiği zaman da kum torbası orada durur ya da belki bilir de, torbanın kendisi olmadığında da, çengele asılı duracak, hep duracak kadar bir gücü olduğunu unutur.

Dünyanın kahramanlarını ismi olmayan mağluplar veretmıştır; anıt ağaçlan gübrelerin, simgeleşmiş arabalan tenekelerin,
heykel Davut gibi ölümsüz bedenleri hücrelerin, anısına taklar dikilen zaferleri ölülerin, her kulak için tanıdık
türküleri bitmiş tükenmiş sevgilerin yaratması gibi.

Viyana'da Kappelmeister Antonio Salieri, Mozart'a yenilmiş, o çalarken ardından, yenilgiyi apaçık itiraf eden "ah Allah'ım
neden ben değil de o" demişti. Beethoven'in, Uszt'in hocasıydı, elliye yakın operası vardı, "Kıyamet Günü" kantatı ve
"Trofonio MağarasJ" operası çok şey sayılIrdl ve tabii ki bütün orta Avrupa için azımsanmayacak bir ustaydı. Çok kişileri
yenerek belki de bu unvanı almıştı.     

Salieri gibi bir ustayı yenmek Mozart'a iyi gelmiş olmalıydı. Bir devin üstüne çıkmak genç bir besteci için, atlara yapılan iğne gibi doping etkisi yapmış olmalıydı; mesafeyi daha da açmak için pistten çıkmamış, koştukça koşmuş, Salieri bitkinleşirken o yıldız olmuştu. Belki de Salieri olmasaydı, Mozart bu kadar uzak koşamazdı.

Salieri Mozart kadar Schubert'i de sevmezdi. Kendisi Mozart'a yenilirken, Schubert'de Beethoven'a yenilmişti. Demek Schubert'in yenilgisi ona, kendi yenilgisini hatırlatıyordu ve böyle bir ortamda aym kaderi paylaşmışlar arasında sevgi kurulamıyor, daha çok arada bir küçümseme duygusu oluşuyordu. Onun, öğrencisi Beetiıoven'ı sevdiği kadar, kompozitör Beethoven'ı da sevdiğini düşünüyorum. Çünkü yenilenler, ancak kendilerini yenmemiş yenenleri severler.

Yenilenler, iyice güçten düşüp de yeryüzünden çekildiğinde her şey biter ama. Kum torbası pörsüdüğünde boksörler, böcekler geçip gittiğinde sürüngenler, işçiler grevdeyse kapitalistler çöker. Son ekonomik kriz de öyle olmadı mı? Tüketiciler boğazına kadar borçlandığı halde üretim fazlasını eritemediler, o zaman da üreticiler tükenip bittiler.

Yenilenler olmadan, kimse bir yenginin sarhoşu olmasın, çünkü bir adım sonra yeni yenilenler bulunmak zorunda kalınacaktır ve bunlar da şimdiki yenenler arasından çıkacaktır.

En soylusu onun için kendini yenen olmaktır. Yenilenin de yenenin de sen olduğu, dökülen kanın ve alınan ganimetin içte kaldığı, bir taraftaaki gönencin karşı taraftaki yitikliğin birebir karşılığı olduğunu anlamak için önce kendini yenmek, hayata doğru sonra geçmek gerek.
Tahir M. Ceylan
Cumhuriyet Bilim Teknik-28 Mayıs 2010

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter