Göztepe'nin efsanelerinden Nevzat Güzelırmak'tan bir anı:

Peki yurtdışına gitmeyi düşünmediniz mi? Avrupa'da bu kadar dikkat
çeken bir takımın oyuncularına mutlaka teklif gelmiştir...


Biz Avrupa'da mücadelemizi sürdürürken,turu geçen ve rakibini bekleyen Atletico Madrid'in teknik direktörü otto gloria bizi izlemeye geldi. Bir
sonraki turda rakipleri ya biz ya da antwerp olacaktı.o maçta Göztepetarihinin en güzel oyunlarından birini oynadık diyebilirim.maç 0-0 bitti ama
ben çok iyi oynamıştım. deplasmanda 2-1 kazandığımız için turu geçtik.maç akşamı takım olarak bergama restaurant'ta yemekteyiz.o
dönemde türk basının en büyük kalemleri de yemekte. istanbul basınını izmir'e getirmişiz. o gün gürsel ağabey,ali ve ben bir arada yemek
yiyorduk.otto gloria da yemekte. oyunumu beğenmiş, yanındakilere beni
sormuş.yanlarına çağırdılar. ben gelince adnan ağabey ve otto gloria
ayağa kalktı,elimi sıktı. oyunumu çok beğendiğini söyledi ve beni tebrik
etti. zaten yakınlarım da hayatımda oynadığım en iyi oyunlardan birisi
olduğunu söylerler.bana resmö® bir teklif gelmedi
elbette.ama antwerp takımı yöneticileri biz belçika'dayken kafile
başkanımız dr. nadi gözen'e teklifte bulunmuşlar. fakat nadi ağabey
benim kulüpten ayrılacağım korkusuyla ne başkalarına ne de bana bu teklifi
söyledi. seneler geçtikten sonra söyledi bana.



1967-1968 Sezonu
Fuar Şehirleri Kupası 2. Tur 1. Maçı
08.11.1967, 22:45
Estadio del Manzanares Stadyumu
Madrid, İspanya

Atletico Madrid 2-0
Göztepe

· seyirci: 20.000
·

hakem: robert höİlies (batı almanya)
·

club atlöİtico de madrid: roberto rodrö­guez 'rodri'; feliciano rivilla,
julio iglesias, isacio calleja; jesöşs glarö­a, jesöşs martö­nez jayo; josöİ
armando ufarte, luis aragonöİs, josöİ eulogio gârate, adelardo rodrö­guez
(josöİ enrique cardona 75'), enrique collar
·

teknik direktör: otto glö³ria
·

göztepe sk: ali artuner; mehmet aydın 'mehmet ii', hüseyin yazıcı,
mehmet tuncer ergon 'mehmet i', çağlayan derebaşı; nihat yayöz, gürsel
aksel, nevzat güzelırmak; ertan öznur, fevzi zemzem, halil kiraz

teknik direktör: adnan süvari
·

goller:
1-0 (gârate 24');
· 2-0 (cardona 87')

·
ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;
·

göztepe ve yeni çağ
·

göztepe ispanya'ya gitti.
·

eskiden bu futbol balayları fenerbahçe, galatasaray ve beşiktaş'ın
tekelinde idi. futbol topu üçlerin dışında öteki ekiplere, çok işkilli
polis nazarları atar ve pasaport vermezdi.
·

şimdi ise bu krampon aristokrasisi sallanmaya başladı. göztepe efsanesi bir
ihtilâl türküsü gibi gelip, bu çürümüş lüksün temellerinde en
ürkütücü davulunu çalan oldu. bir minibüs doldurmayacak kadar az
sempatizanı ile deplasmanları balyozlayan, yedi yıldır galibiyeti çarşaf
kiri gibi ötesinde berisinde unuttuğumuz avrupa'dan şerefimizi alıp gelen
göztepe, temelli şampiyonların iskemlelerinde en taze testeresini gezdiriyor.
·

bir eskişehir türkiye haritasının üstünde 11 kişi ile değil, 30 bin
kişilik bir ordu ile dolaşıyor. altay 3 yıldır. alsancak'ta iki büyüğü
tokatlayıp duruyor. istanbul'a gelen bir bursaspor, 25 yıl önce moda
vapurunun kaptan köşküne fenerbahçe bayrağı çekecek kadar ateşli
sarı-lacivertli taraftarları, kendi çöplüğünde dut yemiş bülbüle
çeviriyor. bir mersin bugün olmasa bile çok yakın gelecekte büyüklere
"höt" diyecek yeni bir umacıyı kocamanlaştırıyor.
·

fenerbahçe her yıl sadece dışı boyanan fakat toprağa batırdığı küflü
direkleri günbegün eriyen, içindeki canlı yaratıklarını hâlâ osmanlı
paşası üslöğbunda dolaştıran bir eski zaman konağına benziyor. bir 25
yıl yüreklere şiir serpen bir sarı-lacivertli ekip şimdi kırkı geçmiş
hayranlarına gol diye bir enfarktüs sürprizi gönderiyor. galatasaray kasa
tasarrufu şampiyonu. ana sermaye olarak bu denli sağlam bir
sarı-kırmızılı on bir, futbol sahasında devrinin en büyük siyahını
yaşıyor. dört bir taraftan sarılmış, istanbul'u kurtarmak için kendini
yenileyen bir beşiktaş yürekli yürekli savaşıyor. 50 yıl dışarı
vermediğimiz, ismi şampiyonluk olan kızı, kartal bu yılda pençeleri
arasında tutarsa kendisine köhne istanbul olarak bir iri teşekkür
borçlanacağız.
·

göztepe ispanya'ya gitti. göztepe'ye başarılar. göztepe'nin kişiliğinde
türk futbolunun yeni çağını kutlamaya hazırlanalım.
·

akşam, 8 kasım 1967




1967-1968 Sezonu
Fuar Şehirleri Kupası 2. Tur 2. Maçı
22.11.1967, 19:30
Alsancak Stadyumu
İzmir, Türkiye

Göztepe 3-0
Atletico Madrid
·
·
türk takımlarının ispanyol takımlarına karşı avrupa kupalarında
kazandığı ilk galibiyet.

maçın golleri şöyle;
·

dk. 14 [penaltıdan] halil kiraz
·
dk. 28 gürsel aksel
·
dk. 90 halil kiraz
·

ilk maçı 2-0 atletico madrid kazanmasına rağmen göztepe büyük bir
başarıya imza atmış ve bu skorla 3. tura çıkmıştı.


bombacı halil

halil kiraz... attığı şutlarla ağları yırtan, kalecileri bayıltan
golleriyle adı "bombacı halil" olarak tarihe geçen atletico madrid zaferinin
kahramanlarından halil kiraz. "bombacı halil" denildiği zaman, akla gelen ilk
şey o meşhur, dillerden düşmeyen atletico madrid zaferidir. o zamanlar
avrupa fuar şehirleri kupası adı altında yapılan, şimdiki adıyla "uefa
kupası"ndaki atletico madrid maçı onun hayatında büyük önem taşır.
işte halil kiraz'ın ağzından atletico madrid maçı: "o zamanlar göztepe
forması giymenin, rahmetli gürsel aksel'in yanında oynamanın bizim için
ayrı bir yeri vardı. hiç unutmuyorum o günü. atletico madrid'i 3-0 yenmemiz
gerekiyordu. bulgar hakem penaltı noktasını gösterdiğinde bu zorlu maçı
kazanacağımızı o anda hissettim. penaltıyı rahmetli gürsel aksel
ağabeyimiz kullanacaktı.

iki kaşının ortasına

nevzat güzelırmak, gürsel ağabeyin yanına yaklaşarak bir şey söyledi.
gürsel aksel parmağıyla beni göstererek "penaltıyı sen kullan" dedi. sonra
nevzat yanıma geldi ve "ne sağa, ne sola. kalecinin iki kaşının arasını
nişan al" deyince ben de "kolaysa gel de sen at" dedim. alsancak stadı'nda
kendi nefesimi duyar gibiydim. hayatım boyunca penaltı kullanmamıştım.
nasıl bu görevi bana verirler diye düşünüyordum. bütün gücümü
toplayıp nevzat'ın dediği gibi kalecinin üstüne nişan aldım, şut öyle
sert gitti ki, top ağları yırtarak dışarı çıktı. daha sonra ikinci
golü gürsel ağabey attı. rakibimiz 9 kişi kalınca şansımız da arttı.
88. dakikada yaklaşık 30 metreden sol çaprazdan kaleye öyle sert ve
hesaplayarak vurdum ki, top benim dahil kimsenin inanamayacağı güzellikte
ağlara gitti."


kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;

izmir alsancak stadı'ndan yaptığım bir yayın spikerlik yaşantımın en
güzel anılarından birini yaratmıştı. başka bakımdan da, futbolumuzun
büyük bir zaferiydi bu... o mevsim avrupa kupalarında işler iyi gitmemişti.
beşiktaş, şampiyon kulüpler turnuvasında yine avusturya'nın rapid'ine
düşmüş, iki maçı da (1-0 ve 3-0) kaybederek elenmişti. kupa galibimiz
altay da belçika'nın güçlü ekibi standard liege önünde iyi futbol
oynamış, ama iki maçın birinde 0-0'ı aşamamış, ötekinne de 3-2
yenilmekten kurtulamamıştı. fakat fuar şehirleri tumuvası'ndaki
temsilcimiz, göztepe yüzümüzü güldürüyordu.

işte ilk turda belçika'nın anvers takımını 0-0 ve 3-1'lik sonuçlarlar
eleyen göztepe, ikinci tura çıkmayı başarmıştı. şimdi ise karşısında
atletico madrid vardı. kuvvetli ispanyol takımı madrid'deki maçta 2-0'lık
net galibiyet alınca, göztepe'nin işi bitti sanılmıştı. böyle
düşünenler pek de haksız değildi. çünkü göztepe'nin rakibini
eleyebilmesi için izmir'de en az 3 farklı bir galibiyet alması gerekiyordu.
atletico madrid de öyle kolay kolay 3 farkla altedilecek bir takım değildi.

ne var ki, göztepeliler ümitliydi. sadece göztepe'nin değil, izmir'in de
sevimli siması hasmet uslu, bergama restoranı nda altaylı mazhar zorlu,
izmirsporlu fevzi kaya ve diğer izmirli yöneticileri kızdırıyor, "bizim
göztepe'nin bir minibüstük taraftarı vardır, ama hiçbirinin
yapamadığını yapar. göreceksiniz ispanyolları da haklayacağız," diyordu.
göztepe'nin yönetiminde söz sahibi zeki çırpıcılar, ahmet sevil'ler,
muhittin ekiz'ler, şakir sözügür'ler, sabahattin süvari'ler, adnan
süvariler ve diğer dostlar elele vermiş, takıma moral aşısı
yapıyorlardı.doğrusu türk basını da karşılaşmayı bir milli maç
havasına sokmuştu.

giderek herkes "göztepeli" oldu. atletico madrid büyüktü büyüklüğüne..
fakat "niçin olmasın?" çoğu milli takımda uluslararası maç deneyimi
kazanmış göztepe futbolcuları, kendi evlerinde kendi seyircileri önünde
oyuna sakin, telaşsız götürmekle başarıya ulaşabilirlerdi.

gerçekten öyle oldu. göztepe ne denli sakinse, ispanyollar o derece
telaşlıydı. hele 2-0 dan sonra iyice paniğe kapıldı ve türk temsilcisinin
işini kolaylaştırdılar. atletico madridlilerin bir hatası da, oyunu
bırakıp hakemle uğraşmaları oldu. bu, kendilerine pahalıya patladı.
tabii, herşeyden önce ispanyolların ağır yenilgiye uğramalarındaki ilk
neden göztepe'yi çok hafife almış olmalarıydı. bir atletico madrid
yöneticisinin "izmir'e turistik geziye geldik" demesi bile, bu hafife alışın
canlı deliliydi.

göztepe şu onbirle oynuyordu: ali-halil hüseyin, mehmet, çağlayan-ali
ihsan, gürsel, nevzat-ertan, fevzi, ceyhan.

adnan süvari'nin öğrencileri maça hızlı girmiş ve bu hızı hiç
eksiltmeden sürdürmüşlerdi. ispanyollar bu ilk hızı sertlikle kapamaya
kalkışınca, bir penaltı golünü ağlarında buluverdiler. 15'inci dakikada
topla dalan fevzi itilerek düşürüldü. yugoslav hakem de haklı penaltıyı
vermekte tereddüt göstermedi. halil'in sert şutu, göztepe'nin ilk golüydü.
çok geçmeden kaptan gürsel kafayla ikinci golü ağlara yollamıştı. bu
arada bir ispanyol oyuncusunun hakeme saldırısı, oyunu durduruyor, hakem
futbolcuyu dışarı atıyordu. ispanyolların uluslararası piyasada bu yoldaki
şöhreti bilinirdi. yenilmeye başladılar mı, sertliğe, kavgaya, olaya
saparlardı. izmir'de de böyle yapıyorlardı. göztepe'nin 2-0 galip duruma
yükselmesiyle, madrid'de sağladıkları avantaj yok olmuştu. şimdi izmir
takımı kendi evinde bir üçüncü gol attı mıydı, her şey bitecekti.
işte bu düşünce atletico
madridlileri iyice çileden çıkarıyor, futbollarını büsbütün
kaybediyorlardı.

göztepe'nin bu büyük zaferi yıllar yılı unutulmayacak, kuşaktan kuşağa
bir efsane gibi anlatılacaktı. türkiye'de futbolun doğduğu şehir olan
izmir'de futbolda iddialı bir ülkenin temsilcilerini alaşağı etmiştik.
kolay başarılır, kolay yaşanır bir olay mıydı bu?..





1968-1969 Sezonu
Fuar Şehirleri Kupası 1. Tur 2. Maçı
02.10.1968
Marsilya, Fransa

Olympique Marsilya 2-0
Göztepe

·
göztepe teknik direktörü adnan süvari'den bir anı:
·

unutulan lisanslar
·

fuar şehirleri kupası (uefa)'da ilk tur maçında marsilya'yı halil'in
attığı iki golle 2-0 yenen göztepe'miz ikinci maç için marsilya'ya gitti.
heyecan doruktaydı. göztepe'miz bu maç öncesinde avantajlı olsa da adnan
süvari oldukça heyecanlıydı. marsilya çok iyi bir takımdı. onlarla baş
etmek gerçekten çok zordu. uykusu kaçan süvari, gece geç saatlere kadar
antrenör ahmet cücen ile sohbet edip üstündeki heyecanı atmak ister. bir
gün sonra kahvaltı yapıldıktan sonra süvari en önde göztepe takımı
maçın oynanacağı stada doğru yola çıkar. ama bir şeyler eksiktir.
süvari, iyice kendisini kontrol eder ama eksik yok. tam stada girileceği
sırada süvari, takımın lisanslarının kendisinde olmadığını farkeder ve
sorar: "lisanslar kimde?" kimseden ses çıkmaz. herkes şoktadır. maçın
başlamasına neredeyse bir saat var. süvari hemen otobüsten iner ve marsilya
emniyet müdürü'nün yanına gider
durumu anlatır. süvari, emniyet müdürüyle birlikte otele gider ve
lisansları bulur gelir. heyecan dolu bakışlarla maçın hazırlıklarını
yapan futbolcular süvari'yi görünce rahatlar. süvari, nefes nefesedir.
maçtan önce futbolcularına şunu söyler: "arkadaşlar, bu maçta
yenilebiliriz. ama sizler yüreğinizi ortaya koyun ve oynayın. isterseniz 5
gol yiyin ama biliyorum ki allah yanımızda turu geçeceğiz" der. göztepe
oldukça zorlu mücadelenin sonunda rakibine 2-0 yenilir. iş kuralara kalır.
maçın hakemi sorar, "yazı mı, tura mı?" gürsel aksel arkadaşlarına
danışıp, "tura" der. hakemin parmaklarından fırlayan para dönerek
süzüldüğünde teknik heyet ve futbolcularımızın kalpleri gümbür
gümbür atmaktadır. para yere düşer ve göztepeli futbolcularımız havaya
fırlar. göztepe ikinci turdadır








1968-1969 Sezonu
Fuar Şehirleri Kupası 3. Tur 1. Maçı
22.01.1969
Belgrad, Yugoslavya

OFK Belgrad 3-1
Göztepe
·
yugoslavların meşhur golcüsü slobodan santracın 3 gol attığı maç


ofk belgrad: corcevic,vukasinovıc,yakic,siredejavıc,mesanovic ,stepanovic
dragoslav, tridya, maravic,santrac slobodan,stojonovic , matkovic

göztepe:ali artuner,mehmet ışıkal,çağlayan derebaşı,hüseyin
yazıcı,mehmet aydın,ali ihsan okçuoğlu , ertan,cenap,fevzi zemzem,gürsel
aksel,halil kiraz


goller : santrac slobodan ( 20' ) , santrac slobodan ( 60' ) , santrac slobodan
( 67' ) , fevzi zemzem ( 90' )



· 1960 yılında göztepe'nin başına adnan süvari'nin gelmesiyle
birlikte göztepe'de efsane takımının oluşması için büyük emek sarfeden
ahmet cücen'in anısı;


belgrad maçı öncesinde göztepe, üç gün öncesinde kampa girer. kapının
önünde onlarda gazeteci. herkes adnan süvari ile konuşabilmek için büyük
çaba sarfeder. yabancı ülkelerin gazetecileri otel girişinde göztepe
takımının fotoğrafını çekmek için adeta sıraya girer. fotoğraf
çekimleri neredeyse 15 dakika kadar sürer. gazeteciler adnan süvari ile
görüşmek için ahmet cücen'i araya sokarlar. ahmet cücen, süvari'nin
yanına gelerek, "sizinle konuşmak istiyorlar" der. adnan süvari "beklesinler"
der ve hiçbir şey yapmadan yaklaşık 20 dakika bekler. cücen, "ama kapıda
seni bekliyorlar" deyince süvari, "ahmet, mahsus bekliyorum. onlar türkleri
hep küçümserler. bizim ne olduğumuzu anlasınlar diye onları bekletiyorum"
der. ardından toplantıya gittiğinde bir çok ülkenin gazetecisi soruları
sormaya başlar. ingiliz gazeteciye ilginizce, italyan gazeteciye italyanca,
alman gazeteciye almanca cevap verir.
ertesi gün çıkan gazetelerde adnan süvari için şu başlığı atarlar:
"müthiş türk"









1968-1969 Sezonu
Fuar Şehirleri Kupası Yarı Final 1. Maçı
23.04.1969
Alsancak Stadyumu
İzmir, Türkiye

Göztepe 1-4
Ujpesti Dozsa

· halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;


avrupa kupalarındaki üçüncü temsilcimiz, göztepe avrupa fuar şehirleri
turnuvası'nda iyi başlangıç yapmış, fransa'nın olympique marseille ile
oynadığı iki maçtan birini 2-0 kazanmış, ötekini 2-0 kaybetmiş, kura ile
2'nci tura yükselmişti. sonra romanya'nın arges pitesti'siyle
karşılaşmıştı. romanya'da 3-2 yenilen göztepe, izmir'de 3-0 galip
gelince, 3'üncü turda bulmuştu kendini.


bu kez karşısında zorlu, yugoslav ofk beograd vardı. fakat bu zoru da
başarmıştı, göztepe... rakibini 2-0 yenmiş, yugoslavya'daki maçta 3-1
yenilerek gol averajıyla tur atlamıştı. sonraki turda rakibi, federal
almanya'nın hsv takımıydı. kalesini özcan arkoç'un koruduğu hsv, nedense
fuar şehirleri turnuvası'ndan çekilince, göztepe'ye yarı final yolu
açılmıştı. böylece bir türk takımı avrupa kupalarında ilk kez yarı
final oynuyordu.

yarı finalde göztepe'nin rakibi macar ujpest'ti. izmir'de ujpest takımıyla
yapılan maçta, izmirli sevgili arkadaşlarımdan, maç spikeri çetin esen
kaftan'la beraber spikerlik görevini üstlenmiştik. izmir'in sembolü gazeteci
arkadaşımız, çok sevgili ismail sivri bile yarı final şerefine ziyafeti
hazırlamıştı. ne var ki, macarlar o güne kadar düzgün giden
hesaplarımızı altüst edecek kadar güçlüydü. taksimetreyi 4 golden
açtılar. burada da, orada da 4'lü yenilgilerle göztepe'nin yolunu kestiler.
fakat göztepe, bir avrupa kupası'nda yarı finale çıkma başarısıyla türk
futbol tarihi'nde daima parlak sayfadaki yerini koruyacaktı


göztepenin bu turdan önce çeyrek final'deki rakibi alman hamburg'tu.

hamburg başta ısrarla ilk maçı türkiye'de oynamak istedi, göztepe
tarafından bu teklif reddedildi daha sonra tek maç oynanmasına karar verildi

fakat en sonunda hamburg, alman liginde bayern münich ile şampiyonluk
yarışını öne sürerek kupadan çekilmesiyle göztepe "avrupa kupalarında
yarı final oynayan ilk türk takımı" olmuştur. bu esnada bundesliga da
bayern münichin 27 maçta 35,hamburgun ise 24 maçta 28 puanı vardı.yani
hamburgun 3 maçı eksikti ve 2 puan uygulamasında 3 maçınıda kazanırsa
puanı 34 olacaktı.ama umdukları gibi olmadı.hamburg sezon sonu ancak
6.olabildi



ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;

her şey büyük...

bu gece bir göztepe-ujpest maçı var... yerli gürültüye alışık olanlar,
yerli "dan-dun"u bir kırbaç gibi gözlerinin bebeklerinde hissedenler, ihtimal
bu akşama sırtlarını döneceklerdir.

çünkü türkiye'de futbol da futbolculuk da, futbol düşünürlüğü,
yazarlığı çizerliği de, en uzun talihsizliktir. hani o'henry'nin
hikâyelerinin birinde zift sürülü bir duvarı, bin biçimde güzelleyen o
hastanın insancıl gücüne ve çok yönlü anlatımına muhtaçtır, bizim
futbol... bir çuval keçi boynuzundan 100 gram şeker yaratmak için hem
dişlerini, hem ömrünü tüketen insan fabrikaları gibi takırdayıp dururuz.

bereket arada sırada bir göztepe çıkar da, bizim "iki seksen" uzanmış
bıkkınlığımızı kucaklayıverir... şimdi yağ kazanma bulanmadan
konuşalım... avrupa kupalarında bir yarı finale gelmek lotarya mahareti
değil, bilek, yürek, bilgi ve klas işidir. avrupa'da ilk 10 takım ismi
arasında bir istikrar gezintisi yapan ujpest'e, hem de uluslararası bir
kupanın çok yakınında rakiplik etmek, bir yerli galibiyetin üstüne oturup
"kahramanlık pozu" vermenin çok ötesinde bir anlam taşır.

sonuç ne olursa olsun, bu gece göztepe'yi türk futbolunun şeref
basamaklarında meydana getirdiği büyük değişmenin takımı olarak
alkışlayacağım.

tercüman, 23 nisan 1969




1968-1969 Sezonu
Fuar Şehirleri Kupası Yarı Final 2. Maçı
30.04.1969
Budapeşte, Macaristan

Ujpesti Dozsa 4-0
Göztepe


1-0 (bene 24');
2-0 (bene 55');
3-0 (nagy 56');
4-0 (bene 78')



göztepe avrupa kupaları'nda hamburg'un ligden çekilmesiyle yarı finale
kalmıştı. rakip macarların ünlü ujbect takımıydı. izmir'deki maçta
göztepe rakibine 4-1 yenilmişti. ikinci maçta fevzi zemzem sakatlanınca fuji
mehmet, oyuna girdi. yüzde yüzlük 5 gol pozisyonunu kaçırdı. göztepe
final kapısından döndü, macarlar fuji'yi alkışladı.

not: fuji mehmet'in tam adı mehmet türken dir. göztepe'de oynadığı
yıllarda 3 tane mehmet vardır ve antrenmanlara fuji marka bisikletiyle
geldiği için lakabı fuji olur.






1969-1970 Sezonu
Kupa Galipleri Kupası 2. Tur 2. Maçı
26.11.1969
Ninian Park Stadyumu
Cardiff, Galler

Cardiff City 1-0
Göztepe
·

Mac Anisi;
·
1969-70 yılında, hacettepe üniversitesi ile ingiltere üniversiteleri
arasında yapılan karşılıklı bir anlaşma ile öğrenci değişim programı
uygulanmıştı. bizlerin son sınıfta olduğumuz ve intörn olarak
çalıştığımız 1969 yılında sınıfımızdan on öğrenci ingiltere'ye
gönderilerek oradaki çeşitli üniversitelerde üç ay süre ile eğitim
görmüştük. o dönemlerde hem talebe oluşumuz ve hem de döviz sıkıntısı
nedeniyle hepimizin parasal sıkıntımız vardı. bu nedenle ayni zaman dilimi
içerisinde ingiltere'de olmamıza ve biri birimizi görüp, hasret gidermeyi
çok istememize rağmen pek bir araya gelemiyorduk.

o yıllarda türkiye'de göztepe fırtınası esiyordu. göztepe; kaleci ali,
mehmet, çağlayan, nevzat, ertan, fevzi, gürsel ve halil gibi futbolcularla
bir rüya takımı oluşturmuşlar ve adnan süvari'nin antrenörlüğünde, o
yıl türkiye kupasını kazanarak bugünkü uefa kupası seviyesindeki 'kupa
galipleri kupası'na katılmış ve başarılı sonuçlar alarak ikinci tura
yükselmişlerdi. bu turda da galler ülkesinin cardiff city takımı ile
eşleşmişlerdi. ilk maçta izmir'de bu takımı 3-0 yenmişlerdi. bu maçın
rövanşı 15 gün sonra cardiff'te yapılacaktı. cardiff, aras ile benim
bulunduğum bristol'e çok yakındı. diğer şehirlerde bulunan
arkadaşlarımı aradım ve bu maç nedeniyle buluşmayı önerdim. hem biri
birimizi hem de galler'in başkenti cardiff'i görebilecek ve hem de
göztepe'ye destek verip, vatan hasreti giderebilecektik. maç, 26 kasım 1969
çarşamba günü oynanacaktı.

o sabah necati dedeoğlu, kutsi onur ve iskender sayek erkenden aras şenvar ve
benim bulunduğumuz bristol'e geldiler. aras ve benim de bu gruba
katılımımızla 5 kişi birleştik. karşılaşmamız, kucaklaşmamız çok
görkemli oldu. biri birimize öyle hasretle sarıldık ki vaktin nasıl
geçtiğini bile anlamadık. öğlen saatlerinde tren ile cardiff'e ulaştık.
maç akşam 19.30 da başlayacaktı. daha vaktimiz vardı. göztepe'li
sporcuları bulup, onlarla hem tanışmak hem de vatan hasreti gidermek
istiyorduk. sorduk soruşturduk kaldıkları oteli öğrendik. şehir dışında
deniz kenarında kente oldukça uzak sessiz, sakin bir yerde kalıyorlardı.
belediye otobüsü ile 30 dakika kadar bir seyahat yapıp otele ulaştık.

otelin girişinde bizi göztepe antrenörü adnan süvari karşıladı. ona kim
olduğumuzu anlattık. bunun üzerine 'çocuklar, ben öğrenciliğimi
manchester'de tekstil öğrencisi olarak yaptım. ingiltere'de
öğrenciliğin ne demek olduğunu iyi bilirim' diyerek bize çok yakın ilgi
gösterdi. futbolcularıyla bizleri birer birer tanıştırdı. onlarla kısa
sürede dost olduk. adnan süvari hoca, 'sizler vatan malını
özlemişsinizdir' diyerek izmir'den getirmiş oldukları kuru incir ve kuru
üzüm paketlerini bizlere bol bol dağıttı. daha sonra da 'artık sizler
bizim konuğumuzsunuz. maça bizim otobüste beraber gideceğiz' dedi.
kör'ün aradığı bir göz'dü biz ise iki göze birden kavuşmuştuk.
keyfimize diyecek yoktu.

gerçekten de göztepe'nin otobüsü ile ninian park stadyumuna ulaştık.
otobüste de futbolcularla sohbetimiz sürdü. futbolcularla birlikte otobüsten
inerken adnan süvari hoca yanımıza gelerek 'çocuklar, burada biraz
bekleyin. ben size bilet getireceğim' dedi. kısa bir süre sonra elinde,
üzerinde 'goztepe official' yazan sarı biletlerle gelerek bizlere
dağıttı ve 'protokol tribününde oturacaksınız çocuklar, iyi
seyirler' diyip, bizlere başarılar dileyip ayrıldı.
·

kalabalık arasından yer bulup protokol tribününe ulaştık. orada, radyodan
maçı anlatacak olan halit kıvanç ile karşılaştık. siyah renkte kalın
ahizeli portatif bir telefon ile maçı türkiye'ye anlatacaktı. onun yanına
konuşlandık. mini etekli hostes kızlar, bizleri 'burada oturduklarına
göre bunlar önemli kişilerdir herhalde' diye düşünerek maç dergilerini
dağıttılar bizlere. rakip takımın santrforu cardiff city'de o akşam ilk
kez maça çıkacak olan toschak idi. cardiff'liler ona çok güveniyorlar ve
atacağı gollerle turu geçeceklerine inanıyorlar ve cardiff holiganları da
bizlere elleri ile "beş" "beş" gösterileri yapıyorlardı. stadyum hınca
hınç dolu idi. holiganların büyük gürültüsü arasında maç başladı.
halit kıvanç bağıra bağıra maçın gidişini türkiye'ye duyurmaya
çalışıyor, bir avuç tıp öğrencisinin telefon ahizesine çok yaklaşarak
yaptığımız
'göz göz göztepe' tezahüratlarımız umuyorduk ki türkiye'ye
ulaşıyordu. maç çok çekişmeli geçti. çok uzun yıllar sonra
beşiktaş'ta antrenörlük yapacak olan john benjamin toschak çok
çırpınmasına rağmen gol atamadı. şimdi ismini hatırlamadığım bir
cardiff city'linin attığı golle gerçi maçı 1-0 kaybettik ama göztepe o
maçta averajla turu geçen taraf oldu. maçtan sonra cardiff'li holiganların
kızgın bakışları altında stadyumu terk ettik. saat 22.00 deki trene
yetişmemiz gerekiyordu. o kargaşada, bize çok yakın ilgi göstermiş olan
adnan süvari hoca'ya ve çok değerli sporcularına bir veda bile edemeden
oradan ayrıldık.
·

göztepe bir sonraki turda roma'ya yenilerek kupadan elendi. ama o dönemde
avrupa kupasında çeyrek final oynayan ilk takım olmuştu. bu başarıda biz,
bir elin parmakları kadar sayıdaki bir gecelik göztepe'li fanatiğin
katkısı da olmuştu şüphesiz (!).
·

antrenör adnan süvari ile kaleci ali artuner ve kaptan gürsel aksel daha
sonraları rahmete kavuştular.




1972-1973 Sezonu
Balkan Kupası B Grubu 3. Maçı
30.08.1972

Göztepe 5-1
Steagul Roşu

· 1972 balkan kupasında Turkiye'yi goztepe temsil etmistir. 3 er
takimli 2 grup halinde baslayan kupada, gruptaki her takıi diger takimlarla 2
şer mac yapmis ve iki grubun liderleri 2 ayakli final maçi yapmışlardır.

B grubunda yer alan Goztepe'nin rakipleri bulgar trakia plovdiv ve rumen steagul
rosu idi. Goztepe yaptigi alti macin ikisini kazandi, birinde berabere kaldi ve
birinde yenildi. topladigi 5 puanla grup ikincisi oldu ve kupadan elendi.






Önceki mailde de belirttiğim gibi Goztepe takımının felsefesi hucumdur,
yenmektir, Adını dünyaya duyurmaktır. Taraftarını gururlandırmaktır.

şimdi gelelim Teknik direktörünün felsefesine; Goztepenin teknik direktörü
abidir, öğretmendir, babadır. Çalışkandır, cesurdur, gururludur. Her cins
gavurla kendi diliyle konuşur. Herkesi kendine hayran bırakır. Müthiş Türk
dedirtir. Örnektir. Her daim futbolcusuna taraftarına güvenir. Dünya
çapında temsil yeteneği vardır....

Facebooktan kendini savunmaya çalışan yazılar yazmaz, sahaya 1 puan almak
için çıkmaz, içeride dışarıda gol yememeyi düşünmez. Her zaman gol
atmayı ve galip gelmeyi düşünür...

Ya topçularımız???? Terinin son damlasına kadar formasını ıslatır. Yarı
final maçında 4 gol yiyip elenilse bile kendilerini alkışlatacak topu
oynarlar. Göztepenin adını yüceltir. Malzemecisinden yöneticisine,
taraftarından arkadaşına kadar herkese saygılıdır. Göztepede oynamak
onlar için onurdur. İstanbul medyasını İzmire taşımak peşlerinde
gezdirmek onların haklı gururudur...

Ve nihayet yöneticilerimiz; Bir minibüslük taraftarı olan takımın
taraftarını yüzbinlere çıkardılar. Herkese ellerinden geldiğince dönemin
şartlarına göre haklarını verdiler. Türk milli takımına aynı anda 6
(yanlış hatırlamıyorsam) futbolcu birden verme gururuna eriştiler. Teknik
adamlarınıda milli atkımın başına geçirttiler. Göztepenin hakkını
yedirtmediler. Türkiyede ve dünyada bizleri çok iyi temsil ettiler
ettirdiler...


Onlar babalarımızın yüzünü hiç öne eğdirmediler... Lütfen bu sezondan
sonra sizlerde bizlerin başımızın dik olmasını sağlayın... Transfer
dönemi başladı. Öyle bir takım kurun ki lig 18 erli 2 gruptan oluşsada, 12
şerli 3 gruptan oluşsada, 6 şardan 6 gruptan oluşsada ligi domine etsin. En
yakın takıma uzak çekelim. Gittiğimizde Göztepeyle karşılaşıyoruz 1
puan neyimize yetmiyor desinler...Adımız yetsin yine. Statlarımız dolsun...
Lütfen hiçbirşey için geç kalınmasın...

1967-1968 Sezonu
Fuar Şehirleri Kupası 1. Tur 2. Maçı
18.10.1967
İzmir, Türkiye

Göztepe 0-0
Royal Antwerp

 

AHmet Erdan

Göztepelist maillistten alıntıdır...

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter