Anadolu’nun sesi şimdilerde bir başka gür çıkıyor. Anadolu insanı kabuğunu kırıyor , ayağa kalkıyor. Siyasette, ekonomide, sporda Anadolu insanı ben de varım. Beni hesaba katmazsanız çok yanılırsınız diyor. Dünya standartlarını anlamış , içine sindirmiş ve bir o kadar da iddialı. Kendi kaderini kendisi belirleyen , dayatmalara karşı isyan eden, bağımsız ve özgüven sahibi bir aktör oluyor. Ekonomi ve siyaset bizim işimiz değil. Biz sporda neler oluyor ona bir bakalım.
Bursaspor , kaderini yabancı hocalara teslim eden , ya da hocası yerli olsa da Anadolu’ya tepeden bakan , boğaza nazır sırça köşklerinde oturup , boğaz köprüsüne karşı viskisini yudumlarken , yok MHK , yok TFF , yok şu hakemi isteriz , şu hakemi istemeyiz deyip ahkam kesen üçlü oligarşinin , yöneticileri , medya patronları ve yandaş hatta taraftar köşe ve skor yazarlarına inat şampiyon oldu. Kutluyoruz. Analarının ak sütü gibi helaldir. Yıllarca Anadolu’yu futbolcu deposu olarak gören , istediğimiz maç , futbolcu ve hakem bizimdir anlayışı ile hareket eden , bizim istemediğimiz federasyon yöneticisi , hakem , futbolcuya hayat hakkı tanımayız böbürlenmesi ile yaşayan İstanbul oligarşisi artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlamak zorundadır.
Bursaspor 'yıldız' futbolculardan oluşmasa da 'takım' olduğu için kararlılık ve inançla 'işini' en iyi şekilde yaptı ve şampiyon oldu . İstanbul takımlarının bütçeleri ile karşılaştırılamayacak bir bütçe ile hem maddi sınırları zorlayıp aştılar hem de sporcunun zeki , çevik ve temiz ahlaklısını Türkiye Cumhuriyeti spor kamuoyuna tanıştırdılar. Teşekkür ederiz.
Herkes bilmelidir ki pazar gecesinden sonra artık Türk futbolunda 'dört büyükler yoktur. 'Beş büyük' te yoktur. Zira herkes büyük olduğunu anlamıştır. Artık Anadolu takımları ortadaki büyük pastadan daha fazla pay alacaklar. Artık üçlü oligarşinin sahte imparatorlukları çatır çatır yıkılacaktır. Gönül ister ki , hakkın ve doğru olanın yerini aldığı puan cetvellerini görelim her sezon sonu.
“ Sermayesi ve medyasıyla İstanbul merkezli 'kurulu düzen' bu yıl futbolda istediğini alamadı. Kupada Trabzonspor, ligde Bursaspor 'kurulu düzen'e başkaldırıp şampiyonlukları Anadolu'ya taşıdılar. Üçlü oligarşinin kupa kaldıramadığı bu yıl 'Anadolu ihtilali'nin futbola da damgasını vurduğu bir yıl olarak hatırlanacak. Egemenlerin kendilerine çizdiği sınırları kadermiş gibi kabul etmeyen 'çevre'nin başarısı bu. Geçen yıl 'İstanbul efendileri'ni Sivasspor zorlamıştı. Bu yıl Bursaspor... Gelecek yıllarda da neden Gençlerbirliği, Kayserispor, Gaziantepspor, Eskişehirspor ve diğerleri olmasın? Tamam, futbol bir endüstri, büyük finansman, ciddi altyapı gerektiriyor. Ama bundan da ibaret değil. Üstelik Anadolu takımlarının yaslanabilecekleri bir sermaye, toplum ve medya da artık var. Bursaspor'un bu yılki başarısı kuşkusuz Anadolu takımlarını kamçılayacak. Her takım 'büyük', her takım şampiyon adayı. Herkes kazanılmış imtiyazlarını unutsun, tam rekabete, yarışa hazır olsun. Bu, sporda da, iş dünyasında da, siyasette de geçerli. Trabzonspor'u da tebrik etmek gerek. 'Anadolu'dan ikinci bir şampiyon çıkmasın' düşüncesiyle Fenerbahçe'ye 'yatmadı'. 'Kupa benim, lig senin' muvazaasına prim vermedi. Teslim olmadı, futbol oynadı. Bursaspor'u gönülden tebrik ediyorum. Urfa'dan Van'a, Kars'tan Mardin'e şampiyonluklarının gönülleri titrettiğini, kutlandığını unutmasınlar. Anadolu daha çok başarıya gebe...” diyor sayın İhsan Dağı iki gün önceki yazısında.
Bizim GÖZTEPE olarak bu yarışta yerimizi sağlıklı bir şekilde almak için yapmamız gerekenler apayrı bir yazının konusu olacak uzunluk ve kapsamda. Benim merak ettiğim ise , dünya çapında vizyonu olduğuna inandığım , saygın bir iş adamı konumunda gördüğüm ve de hali hazırda armamızın en üst düzeydeki temsilcisi olduğu için sevdiğim Sayın İmam Altınbaş’ın bu yarış için gereken vizyon ve donanıma sahip insanlarla çalışıp çalışmayacağı. Futbolcu alıp yetiştirebilirsiniz. Yetenek vaad eden topçuları iyi bir tarama ile bulabilirsiniz. Peki bu insanlara bu ufku , büyük düşünmeyi, kazanmayı , camiayı , armayı tutkuyu ve mücadele edip kazanma hırsını öğretecek vizyon sahibi kişiyi bulmazsanız bunlar ne işe yarayacak ?
SONUÇ : UNUN EN KALİTELİSİNİ , YAĞIN EN RAFİNESİNİ , OCAĞIN EN ANKASTRESİNİ ALIRSANIZ HELVAYI KİME YAPTIRIRSINIZ ?
SAYGILARIMLA...
NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE'MİZE BİR ŞEY OLMASIN...
MUSTAFA DALYANOĞLU...
|