Göztepe, Türk futbolunun Avrupa'da gördüğü ilk sarı-kırmızı takımıydı. 1968-69 sezonunda Avrupa Kupaları'nda yarı final oynayan, o sezon Roma'yı, daha önceki sezonda da Atletico Madrid'i dize getiren Göztepe, 2002-2003 sezonunda, mihenk taşlarından birisi olduğu Süper Lig'e veda etmiş, kulübün sahiplerinin batmasıyla efsane de çöküşe geçmişti. 5 sezonda 4 kez küme düşerek amatör kümeye kadar giden sarı-kırmızılı ekip, İmam Altınbaş'ın satın almasından sonra sıkıntılı günleri geride bıraktı. Amatör kümeye kadar düşen Göztepe, Altınbaş ile beraber yeniden yükseliş dönemine geçti ve şimdilerde mazisini yakalamaya, öncelikle Süper Lig'e çıkmak istiyor. Biz de Goal.com  olarak Göztepe'nin 1. Lig'e çıkma yolunda kritik önem taşıyan Tokatspor maçında orada olmaya karar verdik.

İzmir'de, mütevazı Bucaspor, Süper Lig'in eşiğine gelmişken, bizim İzmir'e, Göztepe'nin maçına gitmemiz boyalı basına aykırı bir hareket esasında. Ama güzel memleketimizde nesli tükenmekte olan az sayıdaki gerçek tribün kültürüne sahip futbolseverler bu tercihimizi anlayacaktır. Göztepe'nin Tokatspor ile yapacağı maç belki de kendilerinin kaderini belirleyecekti. Zira sarı-kırmızılı ekibin bu maçta alacağı bir mağlubiyet play off şansını zora sokabilirdi.  Bu düşünceyle maça hazırlanan Göztepeli futbolcular ve taraftarları ise kulübün ünlü futbol direktörü Ali Gültiken rahatlatıyordu: "Taraftarlarımız rahat olsun."

Samimi İzmirliler

Etkileyici... İzmir'e ilk kez giden birinin sonrasında orayı tarif edebilmek için aklına gelecek ilk kelime bu olur kanımca. Aslında Kordon'uyla, bilinç seviyesi yüksek beyefendi ve hanımefendi insanlarıyla, tertemiz sokaklarıyla bir Avrupa şehrini andırıyor İzmir. Ama onlarda olmayan bir şey var İzmirliler'de: Samimiyet... Bu arada Kordon'da yürürken gençlerin üzerinde Bucaspor, Altay ve Göztepe atkıları görmemiz buradaki gençliğin şehir takımları hususunda bilinçli olduklarını göstermesi bakımından hoş bir detay.

Kumru ve gevrek

Seç Turizm'in mola verdiği tesislerindeki yemeklerinden dolayı Adana'dan, İzmir'e gidene kadar zorunlu rejim halinde olduğumuz için gözümüzün yemek yiyebileceğimiz bir yerlere çarpması için çabalıyoruz ekip olarak, denizden gelen güzel esinti izin verdiği oranda tabii. O sırada İzmir'de bizi ağırlayan futbolsever arkadaşımız Nazife Atıcı'nın, 'buranın kumrusu meşhurdur, öneririm' demesi üzerine yolun kenarında simit pardon gevrek ve aynı zamanda kumru satan bir amcanın yanında demir atıyoruz. Kumru, içinde kaşar, domates ve yeşil biber olan küçük bir sandviç. Ekmeği küncülü olduğu için ayrı bir tat bırakıyor ağızda. Yemekle ilgili demir attığımız her yerde pizza, sandviç ve ekmek arası aperatif şeylerin yoğunlukta olması İzmir mutfağının çeşit olarak sığ olduğunu düşündürtüyor ekibimize. Bu arada Göztepe Uniforce Grubu'ndan Furkan Manan ve futbolsever arkadaşımız Nazife Atıcı, Goal.com'un İzmir'deki mihmandarları olmuştu. Yediğimiz, içtiğimiz bizim olsun deyip İzmir izlenimlerimize başlayalım...

Göztepe Uniforce çalışıyor

Göztepe'nin kritik maçından önceki gün akşam, mihmandarımız Furkan bizi Göztepe Uniforce'nin Başkanı Ercan Ervatan ile tanıştırıyor. Ercan Bey'in verdiği bilgiler gerçekten Göztepe ve futbolumuz adına umut verici şeyler. Türkiye'nin hemen her üniversitesinde örgütlenmiş yaklaşık 1000 civarındaki genç Göztepe taraftarı olarak sürekli kulübün yararına projeler ürettiklerini belirten Ervatan, maçın oynandığı günün akşamı da geliri Göztepe Hentbol takımına bağışlanacak bir organizasyonları olduğunu belirtiyor ve davet ediyor. Davete ekip olarak icabet edemesek de organizasyondan dolayı kendilerini tebrik ediyoruz. Ne varsa gençlerde var diyerek, Göztepe Uniforce Grubu'na takılıyoruz. Ercan Ervatan bizi yeni kurulan Göztepe kulüp binasının giriş katında yer alan Göztepe Müzesi'ne götürüyor. Müzeye girince beyefendi, yaşlı bir amca karşılıyor sizi, kendisi efsanevi kaleci Ali Artuner'in kardeşi aynı zamanda. Uniforce üyeleri ile birlikte müzede yer alan kupaları ve hikayelerini dinliyoruz. Tabii gözümüze hemen kocaman, el ile işlendiği belli olan Roma ve Atletico Madrid flamaları çarpıyor. Bir de sadece Göztepelileri değil benim gibi başka bir anadolu takımını tutan futbolsever bir insanın dahi gururunu okşayan Fabio Capello'nun 3 sezon önce Göztepe hakkında yaptığı açıklamalar: "Roma-Göztepe maçında ben de sahadaydım. Göztepe'yi halen takip ediyorum, umarım hak ettikleri yere gelirler..." Capello'dan Anadolu'mdan bir takım hakkında böyle bir şey duymak gerçekten etkileyici.

Bucaspor'un başarısı

Müzeden çıkınca Ali Gültiken ile röportaj yapmak için antrenman tesislerine gidiyoruz. Yolda giderken Göztepe'nin yeni nesil taraftarlarına Bucaspor'un başarısını nasıl değerlendirdiklerini de soruyoruz. Tam yaya geçidinden geçerken sorduğumuz soruya grup üyelerinden Can Öztürk'ten harika, esprili bir cevap geliyor: "10 yıl önce Buca'da şu trafik ışıklarından dahi yoktu nasıl böyle oldular biz de anlamadık." Gülüyoruz. Uniforce üyeleri ayrıca Bucaspor'un tribün olarak henüz pişme aşamasında olduğunu ve daha çok yol almaları gerektiğini düşünüyor. Bu konuya yorum yapmak haddimize değil ama tabii ki Bucaspor taraftarlarının önünde Göztepe gibi köklü bir takımın ateşli taraftarının olması onlar için önemli bir rol model diyebiliriz.

Ali Gültiken'in sözleri

Antrenman tesislerinde Ali Gültiken'i bulamasak dahi boş durmuyoruz. Göztepe'nin meşhur iki katlı sarı-kırmızı otobüsünün yanına gidiyoruz. Binemiyoruz ama bir dönem efsane isimleri taşıyan bu yaşlı otobüse yakından bakmak da keyif veriyor. Ali Gültiken'i Göztepe'nin kamp yaptığı Ontur Otel'de buluyoruz. Gültiken ile sözleştiğimiz saatten 5 dakika geç otele ulaşıyoruz. Beşiktaş efsanesi bizi lobide karşılıyor. Terlediğimizi görünce bize serin bir şeyler getirten Gültiken, elimizin altında bulunan FourFourTwo'ya bakıyor. Ben de uzatıyorum, içinde bir dönem ekürisi olan Feyyaz Uçar röportajı var. Biz röportaj hazırlığına başlarken Gültiken de Feyyaz Uçar'ın röportajını kendine has o gülümsemesiyle hızlıca okuyor. Röportajımız geçtiğimiz günlerde Goal.com'da yer aldığı için fazla detaya girmeye gerek yok ama Gültiken'in söylediklerinden anladığımız, Göztepe'nin sportif başarından önce tesisleşme, modern bir altyapı ve stat gibi projelerinin olduğu. Bu arada Gültiken'in, üzerimdeki Demirspor formasını gördükten sonra gülümsediğini de belirteyim muhtemelen 10-0'lık maç aklına gelmiştir o an... Demirspor deyince tarihi Livorno maçında Lucarelli'ye yaptığı sert markajla tanınan Demirspor'un başarılı ve fanatik Göztepe taraftarı oyuncusu Süleyman Varlık'ın röportajı ayarlama konusunda ekibimize büyük yardımı olduğunu belirteyim.

Göztepe-Demirspor kardeşliği

Maç günü sabah Göztepe taraftarlarının piis geleneğine biz de katılıyoruz. Piis, biraver ve cips bu arada. Konuyla ilgili pankartları dahi var, "Always piis because Göztepe'liyiz!.." Piis'den sonra elimizde biralarla Göztepe taraftarlarının maç öncesi buluştuğu ve stadyuma yürüdüğü mekanlardan birisi olan Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne yol alıyoruz. Taraftarlara yaklaştıkça kendilerine has yaratıcılıklarıyla besteledikleri harika tezahüratları daha net duyabiliyoruz Göz Göz taraftarlarının. Üzerimde Demirspor formasıyla bir çok yerde maç izlemiş birisi olarak Göztepe taraftarları arasında maç izlemek gerçekten ilginç bir deneyim. Burada Demirspor'u, Demirspor tribünlerini çok seviyorlar. Bu her iki takımın tribünlerindeki karşılıklı sempatinin sebebini kimse tam olarak anlatamasa da konuyla ilgili Güntekin Onay'ın yorumu kafi aslında: "Türkiye'de 3. Lig'de dahi 10.000 taraftara oynayan bir Göztepe var bir de Demirspor..." Sanırım bu iki takım taraftarının sempatisinin sebebi kader kardeşliği...

Karşıyaka'yı anan tezahüratler eşliğinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nden yürüyerek Alsancak Stadyumu'na toplu halde yürüyoruz. Göztepe taraftarları arasında görebileceğiniz tek forma Demirspor değil tabii ki, Bursaspor ve Sakaryaspor atkıları da görmek mümkün. Sakaryaspor'un Göztepeliler'in yanında ayrı bir yeri var zaten. Taraftarlar, play offlarda hangi takımlarla karşılaşmak istemezsiniz sorusuna ağız birliği yapmış gibi Sakaryaspor cevabını veriyor.

Sezonun en farklı galibiyeti

Maça gelirsek malum Göztepe yoktan var olan ve kısa süre içerisinde Bank Asya 1. Lig'için mücade etmeye başlayan bir takım. Göz Göz'ün rakibi Tokatspor, kupada Fenerbahçe'ye zor anlar yaşatmış bir takım olsa da Göztepe karşısında pek etkili olamıyor. Göztepe'nin de ilk yarıda etkili oynamadığını belirtelim. İlk yarıda sıkıcı futbol sizi Yalı Grubu'nun tribün şovunu izlemeye yönlendiriyor zaten kendinizi alamıyorsunuz. Yalı Grubu ve açık tribünde yer alan bir grup taraftar 90 dakika takımını destekliyor, hiç susmadan. Tezahüratlardaki özgünlüğü ve yaratıcılığı anlatmaya gerek yok. Taraftar ve futbolcu kesinlikle barışık, takımın 4 numarasına hatta 'cesur yürek' diye sesleniyorlar. Bir de askere gidip geldikten sonra profesyonel olmuş ama Göz Göz defansının lideri ve taraftarın sevgilisi Evren var çok sevilen. Göztepe 3-0'ı yakaladıktan sonra tribünler oldukça rahatlıyor, Göztepeliler böyle rahat maç izlemeye alışık değiller. Yalı grubu bile skorun etkisine girerek galip gelinen maçların sonunda söylenen İsyan Marşı'nı maçın 84. dakikasında söylemeye başlıyor. Tam İsyan Marşı başladığı anda gelen Tokatspor golünün ise hiçbir anlamı yok zira o sırada Yalı ve tüm taraftarlar ayin yapan keşişler gibiler, hiçbir dünyevi meseleyi düşünecek halde değiller. Maç 3-1 bitiyor. Herkes mutlu. Biz ise Goal.com ekibi olarak Yükselme Grubu'nda bu sezon hiçbir maçta 2'den fazla gol atamayan Göztepe'ye uğurlu geldiğimizi düşünerek, bu sezon ilk defa gerçekleşen bir şeye, bir Göztepe maçında 4 gole canlı şahit olmanın mutluluğunu yaşıyorduk. Goal.com olarak Göztepe'ye gol götürdük de diyebiliriz.

İzlenimimizi Yanki Grubu üyelerinden Ferhat Taşdemir'den alıntı yaparak bitirelim. Avrupa'yı titreten ve Avrupa'nın korktuğu ilk sarı-kırmızı formanın sahibi olan Göztepe'nin 'Issız, kuytu köşelerden dönmesi çok' yakın annemizin ligine...

Hüseyin Ataş, Goal.com