Çağatay Çağlar
Yenigün
Göztepe’de son zamanlarda hiç hoş olmayan şeyler duyuyorum, görüyorum…Zaten guruplaşmaların en ileri uca çıktığı şu günlerde acil önlemler alınmak zorunda. Tribünlerde yaşananlar artık sokaklara da yansıdı, yansımaya da devam edecek gibi gözüküyor…
Ben doğma, büyüme Göztepe semtinin çocuğuyum. Bizim dönemlerimizde her şeyden önce büyüklere karşı bir saygı vardı. Bu sevgi ve saygı önce kulüp aşkıyla başlardı. Çünkü tek bir doğru için yani Göztepe’nin başarısı için herkes koştururdu. Bu dışarıda da, tribünlerde de böyledir. Bunun aksini inkar eden zaten Göztepeli de değildir…
Demokratik ortamlarda tabii ki çok seslilik olmak zorunda. Semtlerde ki gruplaşmalar da olabilir. Biri başlarında Ahmet’i görmek ister, diğeri Mehmet’i. Ama bunlar“rant” olayına dönüştürürlerse, ilk olarak ben karşı çıkarım. Çünkü hiçbir şey Göztepe’den üstün olamaz. Ayrıca buna kimsenin gücü de yetmez. Bu sevgi ne parayla nede pulla ölçülmez. Tek arma, tek renk ve tek gerçek Göztepe’nin adıdır, varlığıdır.
Göztepe’ye emek veren, destekleyen herkese saygım vardır. Bunun en güzel örneği de Göztepe Hizmet Derneği’dir. Bir gurup idealist girişimcinin ayda 20 lira toplamasıyla başlayan destek çığ gibi büyüdü. Alın işte çoğu işadamlarının yapamadığını bu gurup yaptı. Kulüplerine kalıcı bir tesis kazandırmak için arsa aldı. Helal olsun onlara, helal olsun bu oluşuma destek verenlere…
85 yıllık tarihinde nice başarılara imza atmış, Türk Futbol Tarihinin ilk Avrupa Fatihi Göztepe’nin onurlu, gururlu candan gerçek taraftarına da bu yakışır. “Sadece destek, inadına destek…”