Barış Yengiloğlu
Milliyet
Elim varmıyor yazmaya... Tekrar tekrar gündeme getirmeye utanıyorum.
Fakat yazmasam, 35 yıldır yaşadığım, havasını soluyup, suyunu içtiğim Göztepe‘ye haksızlık etmiş olurum.
Aşırı sevgi nedeniyle(!) ya da ‘bir adım öne çıkayım, buralarda tanınayım, nam salayım’ derdiyle üç-beş ne yaptığını bilmez, Göztepe’nin ismini lekeliyor.
Bunlara; ‘Dur’ denmez, şöyle bir sarsıp kendilerine getirilmezlerse, arkalarından gelen gençlere de kötü örnek olup, çok daha vahim durumlara yol açacaklar.
Çorumspor mağlubiyetinin ardından tesislere dönen Göztepe kafilesini, ellerinde döner bıçaklarıyla karşılayanlardan bahsediyorum...
Göztepe, basit bir spor kulübü değil.
Ona zarar vermeyi aklına bile getirmeyen binlerce seveni olan.
Tarihi, başarılarla dolu...
Kaliteli insanlar, oyuncular yetiştirmiş, Türkiye’ye mal olmuş ve uluslararası arenada nam salmış büyük bir camia.
Göztepe’de mevcut yönetimin idare şeklinden, teknik ekibe ve oyunculara kadar bir dolu insan başarısız bulunabilir...
Bana göre de kesinlikle başarısızlar.
Ama onlara bunu söylemenin yolu, döner bıçaklarıyla önlerini kesmek değildir.
Böyle düşünenler, şunları akıllarının bir kenarına, o da yoksa bir kağıt parçasına yazsınlar.
1- Hiçbirşey insan hayatından daha önemli değildir. Kimsenin, bir başkasının canına kastetme hakkı yoktur...
2- Burası dağbaşı ya da film sütüdyosu değil. Burası GÖZTEPE Spor Kulübü’dür...
3- Sevgi anlayışın, sevdiğin şeye zarar veren hastalıklı cinstense uzak dur, yaklaşma, bulaştırma. Tedavi ol, olmuyorsa da kimseye zarar vermeden git bir köşede otur.