Bülent Buda
Milliyet
Suda balık, tarlada domates, hıyar, marul, havada güneş ısıtıyor. Bakkal Ramiz’in rafındaki 70’lik al beni götür diyor. Kahvede okeye bekliyorlar. Gırgır, makara, dedikodu gani. Sokağın başında 5 kişi sıkı sıkıya sarmalamışlar Çitoz Yaşar’ı. Çitoz, Bahriyeli Ahmet’e dayılanıyor. ‘Bırakılan beni efelenmesi’ sokağın öteki ucuna ulaşıyor. Yalnışlıkla bir bıraksalar Çitoz’u, kesin mahçup olacak bütün mahalleye. Bahriyeli oturaklı, bıçkın, bulaşmıyor, bekliyor sabırla. Meyhaneci Recep, sardalyeleri ayıklıyor akşama. Kılçıklarını da çıkarıyor, belliki kuş yapacak. Mahalle arsasında, Galatasaraylı, Fenerbahçeli gençler kapışmış rakısına. Küfür, tekme, dayılanma. Akşama öpüşürlere iki tek attıktan sonra.
Pazara şehir takımının maçı var. Stadyum’un önü kalabalıkmış gibi görünüyor. Esaslı bir grup, bilet bekliyor başkandan, taraftar olmak için. Tribünler seyrek. Halk Lig TV izliyor, evde, birahanede, kahvehanede, okey dışarıya dönerken. Fenerbahçesini, Beşiktaşını, Galatasarayını izliyor aşkla.
Uzayanı ayağından çekeriz
Denizli, Manisa, bir aşağı bir yukarı asansör olmuşlar. Altay, Karşıyaka, Göztepe, Altınordu, İzmirspor, ikinci, üçüncü, dördüncü Lig’de çakılı topçu olmuşlar. Muğla ha düştü, ha düşüyor. Marmaris lige katılamıyor bile. Aydın yok oluyor. Nazilli debeleniyor. Buca’yla içimiz ısınıyor, Akhisar’la umutlanıyor, Torbalı, Menenemen ve Turgutlu’yla idare ediyoruz.
Ege’nin denizi balık, toprağı doğurgan, havası ılık. İnsanı günlük, tutkusuz yaşar. Kendimizden olmayanların, ürettikleriyle avunur, tembelleşir, aramızdan biraz uzayanı aşağıya çekeriz. Kahvehanede, popomuzun altında (bir), kollarımız altında(iki), bir de çok değerli bacaklarımız için toplam 4 sandalyede otururuz. Biz EGELİYİZ. Birine posta koymak için en az beş kişinin engellemesini bekler, işlem tamamlandıktan sonrada, ‘bırakın beni ulan’ babalanmasıylada tiyatronun kapılarını açarız.
Sizlere tüm etnik özellikleri, kendimde barındıran bir egeli olarak ancak bu kadarını yazabildim. Saygı ve de sevgilerimle.