Oğuz Reşat Sİpahi
http://www.sipahi.tk
Altınbaş döneminin ilk yılında şampiyon olduktan sonra ligden çekilen voleybol takımı dışında sportif başarı yoktu...Takım sezonu tek hoca ile (Aynı teknik direktör ile 12 sezon geçirebilmiş ve tarihi başarılar elde etmiş bir takımın taraftarı için çok mu fantastik bir istek?) tamamlayamadı...Kenan ve Hıdır Hocalar geldi gitti..Takım amatördeki grubu ilk sırada bitiremedi...Finallerde son dörde kaldı ama "Tanrıların istemediği" maçta Ayazağaspor'a yenilerek başarılı olamadı. Menemen Belediyespor çıktı...Göztepe de Aliağa'nın yarışma hakları vasıtasıyla çıktı.
Üçüncü lige Mustafa Fedai ile başlandı...Takım bu senekine benzer performanstaydı...Zor gol atıyor ve yiyordu...Takım 2-1lik İzmirspor maçından sonra gösterdiği sürpriz üç maçlık seri, bu üç maçın ilkindeki Recep'in tarihi golü ve Menemen'in sürpriz kayıpları ile mucizevi olarak yükselme grubuna kalmayı başardı. Mustafa Fedai ile yollar ayrıldı... 3. lig için oldukça kariyerli sayabileceğimiz Akif Başaran geldi...Takım büyük oranda yenilendi...Yükselme grubunun ilk devresinde üst gruptan kopmayan takım, 17-18 senedir (Nevzat Güzelırmak döneminden beri) görmediğimiz birşeyi aşardı. İkinci devrenin başından itibaren aldığı 7 galibiyet ve Tepecik maçı ile güle oynaya ve birinci olarak "tarihi boyunca en az sıkılarak elde ettiği kupa" eşliğinde bir üst lige çıktı.
Göztepe bu sezonun başında uzun zaman sonra bir önceki sezonu bitirdiği Hoca ile başladı...Şu an itibariyle bu grubun üstünde oldukları tatışılır ama birçok transfer yapıldı...Takım sezona yine zor gol atan ve yiyen bir yapı ile başladı...Futbol şansı ise pek yanında değildi...Fethiye maçı ile başlayan şanssızlıklar, Akhisar maçında 90. dkda ve Konya Şeker maçında verilmeyen penaltılar eşliğinde devre boyunca devam etti. Anlamsız açıklamalar eşliğinde Akif Başaran ile tribünün arası bozuldu...Tribün ile takım arasındaki tılsım bozuldu...Konya Şeker maçı ile de ipler koptu...Akif Başaran istifa etti.
En kritik nokta bu noktaydı...Yerine Erol Azgın getirildi...Daha kariyerli bir Hoca seçilmedi...İçeriden bir Hoca ile devam edildi...İstanbulspor maçı İmam ALtınbaş'ın verdiği moral destekler ve takımın biraz kendine gelmesi ile 1-0 kazanıldı. İkinci maç Tepecik maçıydı...Göztepe bu sezon ilk kez yanında bulduğu futbol şansı ile uzatmalarda üç puana uzandı...İkinci ile arasında 2 puan kalmıştı...
Derken bir önceki hafta...Lig sonuncusu olan Fethiye maçı...Lig sonuncuları tarih boyunca Göztepe'nin korkusu olmuştu...Bu yine değişmedi...Saçma sapan bir penaltı ile giden üç puan, yanında lig ikinciliğini de götürdü...
Turgutlu maçı...85. dkda puan olarak ilk ikide gibiydik...Ama bu kadar geriye yaslanınca gelen ilk hata ile hayaller yıkıldı...87. dkda senenin yıldızı Sinan, ilk kez kurtardıkları ile değil yaptığı kritik yanlış ile ortaya çıktı ve 1-1 oldu...Takım tamamen saldırıya geçince de maç 2-1 bitti...Çok uzun zamandan sonra Göztepe (Geçen sene yükselme grubunun ilk maçı Kahramanmaraş deplasmanından beri) ilk kez bir maçta 2 gol yedi...
Şu an itibariyle takım lig ikincisinin 5 puan gerisinde...Düşme hattının da 5 puan üstünde...
Göztepe'nin Altınbaş dönemindeki 27-28. ayı boyunca yaşadığı sportif başarı ve başarısızlıklarda iki temel faktör var...Yarıştığınız takımların ortalamasının üstünde bir takım kurmak ya da kurmamak...Ek olarak bu futbolcularla helva yapacak hoca seçimi...
Ve tarihsel deneyimlerle doğrulanmış iki önerme...Göztepe tarihi boyunca bulunduğu ligin çok üstünde bir takım kurmadıkça "hiçbir zaman" şampiyon olamamıştır. Göztepe ortalama ya da ortalamanın az üzerinde bir takım ile ya başarılı olamamış ya da çok ama çok zor başarılı olmuştur.
Bu noktada elimizdeki gerçekler:
Göztepe'nin resmi internet sitesinin açılış sayfasında hala "Her sene bir üst lige, elele Süperlig'e" yazıyor...
Bu ligde herkes herkesi yenebiliyor...
Takım iki maç galip gelirse tekrar potaya yaklaşabilir...
Üç ya da dörtlü seri ile ilk ikiye girebilir...
Tersinde düşme hattına yaklaşabilir ya da girebilir...
Eldeki takım verdiği performans itibariyle (12 maç 16 puan) şu ana kadar yetersizdir...
Şu an itibariyle eldeki yetersiz performansı açıklayabilecek çeşitli olasılıklar var...
a)Takım yetersiz...
b)Hoca yetersiz...
c)Takım ve Hoca yetersiz...
d)Motive edici faktörler (menajer vs) yetersiz...Açalım...İzmir'de takımı motive etme adına Erol Azgın dışında kimse yok...Takımın menajere ya da bizim tarihimiz boyunca "Genel Kaptan" olarak adlandırılan yapıya ihtiyacı var...Takım İstanbul'da iki kez galip geldi...İkisinde de Başkan İmam Altınbaş'ın önemli katkısı olduğuna inanıyorum...Futbolcu yönetimini, yöneticisini, başkanını yanında görmek ister...Serdar Samur iyi bir başan yardımcısı veya denetleyici ya da yönetici olabilir ama futbolcuyu ne kadar motive edebilmektedir? Bu konuda İsmail Hakkı Gül başka bir şehirden bir yere kadar faydalı olabilir? Önerim ya başkan İmam Altınbaş'ın bu işle direk ilgilenmesi, ya yönetiminden birilerini bu işle görevlendirmesi ya da birilerini bu amaçla görevlendirmesi...Karar Sayın Başkan'ımızındır...
e)Hepsi yetersiz...
Ne eksikse müsebbibi ve yapacağı değişikliklerle tamamlamasını beklediğimiz Göztepe yönetimi ve başkanımız İmam Altınbaş'tır.
Son olarak...
Grupta Akhisar dışında rahat takım yok...Geçen seneki Balıkesirspor'un durumunu hatırlarsak onlar için de henüz garanti birşey yok...
Bu ligde herkes, herkesi yenebiliyor...
Takım iki maç galip gelirse tekrar potaya yaklaşabilir...
Üçlü ya da dörtlü seride ilk ikiye girebilir...
Tersinde, düşme hattına yaklaşabilir ya da girebilir...
Eldeki takım verdiği performans itibariyle şu ana kadar yetersizdir...
Ve mevcut yetersizlikte eksik olan neyse düzeltecek olan makam Göztepe'mizi yönetenlerdir...
