Çağatay Çağlar-Yenigün-5 Eylül 2009
Sezonun sahasında ilk maçına ceza ile başlıyor Göztepe. Bunun sorumluları kim diye sormaya gerek var mı? Herkes biliyor. Kimse de “dur” diyemiyor. Neden? Organizasyon yok. Lider yok. Eğitim yok. Yok oğlu yok. Türkiye’nin en büyük taraftarı diye övdüğümüz Göztepe, “provakasyon” timlerinin dolmuşuna biniyor. Fethiye’ye gidiliyor, sabahın 08.00’inde ellinde baltalı “delikanlılar” tarafından “hoş geldin” deniliyor. Sokak ve caddelerde “alkol”ün de etkisiyle sağa sola “laf” atılıyor. Ben inanmıyorum ama hamile kadın tartaklanıyor! Tahrik var, provake var. Peki neden bu öfke? Kime bu öfke? Hadi orayı bırak düne kadar kardeş dediğimiz, maçlarında bile Göztepelilerin atkılarını açan Bucalılara ne demeli? Onlar geçmişte 14 maçtır yenilmeyen Göztepe’yi nasıl yendi? Küme düşeceklerdi. Bunlar ne çabuk unutuldu. Göztepe taraftarı sütten çıkmış ak kaşık mı? Tabii ki değil. Ama Göztepe taraftarı her zaman için Türkiye’nin en büyüğüdür. Kimse kıskanmasın. Onlar gibi olmaya da çalışmasın. Göztepeli olmak için Göztepeli gibi yaşamak lazımdır. Ama içlerinde bazı kişilerin artık ayıklanma zamanı geldi. Bu görev de grup liderlerine düşüyor. Biz maçlara gittiğimizde büyüklerimizin yanında esas duruşta dururduk. Bilirdik ki onlar “fanatizm” değil, bayrak, arma ve rengin peşindeydiler.