Çağatay Çağlar-Yenigün
Hafta başından beri herkes beni arayıp, Göztepe hakkında bilgi almak istiyordu. Yeni sezon öncesi yapılan transferler ve genel olarak görüşlerimi soruyorlardı. Ancak takımın kampını izlemeden bunlara cevap vermem imkansızdı. Onun için yanıma “yoldaş” aramaya başladım. Aklıma kan kardeşim Moris Kohen geldi. Tabii ki Levent Özçalışkan ağabeysiz gitmek olmazdı. İkisiyle telefonda görüşüp Göztepe’nin Gölcük Kampı’na gitmek üzere yola koyulduk. Levent Ağabeyi Güzelyalı’dan, Moris’i de Mersinli’de ki iş yerinden alarak yola çıktık. Levent ağabey “yoldan gelenin eline bakarlar” dedi ve söylemesi ayıp Güzelyalı’dan da baklavamızı aldık. Moris, “Salihli’de Değirmen Restoran’da odun köfte yemeden ben kampa gitmem” diye tutturunca onu da kıramadan köftelerimizi yedikten sonra yolumuza devam ettik. Aracımızın termometresi hava sıcaklığını 42 dereceyi gösteriyordu. Moris, ben araba kullanırken, Bozdağ rampasında devamlı termometreyi takip etti. Yukarı çıktıkça derece yavaş yavaş düşmeye başladı. Gölcük’e geldiğimizde tam 26 dereceyi gördük. Gölcük Oteli’in sahibi Abdullah Aynalı ve Müdürü Mustafa Çoban bizi kapıda karşıladılar. Ardından otele geldiğimizi öğrenen Göztepe yöneticisi Ünal Selçuk, Teknik Direktör Akif Başaran ve ekibi bizi çok sıcak karşıladılar. Sağolsunlar, varolsunlar. Takımın günde 3 antrenman yaptığını söyleyen tecrübeli hoca, akşam çitf kale antrenman yapılacağını söyledi. Bu bizim için takımı ilk kez görme anlamında çok önemli bir fırsattı. Kısa süreli sohbetin ardından Gölcük sahasına gittik. Takım, kısa bir ısınmanın ardından ilk çift kale antrenman maçına başladı. Moris, Levent ağabey ve ben pür dikkat maçı izlemeye başladık. Daha ilk dakikaların ardından tempo bizi şaşırtmadı desek yalan olur. Yeni transferler ve eski oyuncular formanın kolay lokma olmadığının farkındaydı. Zaten Akif Hoca izine ayrılan oyuncularına günlük çalışma programı vermişti. Hepsinin buna harfiyen uyduğu daha ilk kamp günlerinden beri belliydi. Sadece biri hariç. O da izinde 104 kiloya kadar çıkan kaleci Tamer. Bu olay teknik heyeti son derece rahatsız etmiş ki, Tamer’e çok özel antrenman programı uygulamaya karar vermişler. Tamer 5 günde tam 7 kilo verdi. Hedef 95 kilo olarak belirlenmiş…
Çitf kale antrenmanın daha ilk yarısı bittiğinde hepimiz takıma hayran kaldık. Tek tek isim olarak değerlendirme için erken ama ben yeni transferlerden Ferdi, Ahmet, Serhat, Emre ve kaleci Sinan’ı inanın çok beğendim. Bu ligin üstünde ve çok kaliteli oyuncular. Şadi ise takımın kampına o gece katıldı. Onu topla izlemedim. Ancak kendisiyle uzun uzun sohbet ettik. Tipik Karadenizli olan Şadi’nin hırsı gözlerinden okunuyordu. Göztepe’nin o muhteşem seyircisini bana bilmiyormuşum gibi öyle bir anlattı ki, ben de şaşırdım. İnşallah bu hırsı, isteği liglere de yansır…
Takımın genel performansını gözlerimle gördüğüm için söylüyorum, bu Göztepe ligde çok iş yapar. Ancak 3-4 takviye daha şart. Çünkü lig uzun. Özellikle sol bek, orta saha ve iyi bir golcüye kesinlikle ihtiyaç var diye düşünüyorum. Teknik heyette aynı görüşte. Zaten Akif Hoca da aynı yerlere takviye yapılması gerektiğini söyledi. Sonuçta bu ligde Sarıyer, Tepecik, Eyüp gibi çoğu takım birer kapalı kutu. Rakiplerin durumları da tabii ki çok önemli. Çekirdek kadro bozulmadan araya ince rötuşlarla Göztepe, zorlu maratonda istediğini alır diye düşünüyorum. Bekleyip, hep beraber göreceğiz. Yolun açık, “şan”ın devam etsin Göztepe…
